Forbidden love/ Yoonmin

Forbidden Love 4.

"Jimin! "

"Geliyorum Minho"

Jimin her zamanki gibi yine kafedeydi. Masa 12' nin siparişini verdikten sonra Minho 'nun yanına gitti.

"Evet Minho sorun ne? "

"Jimin az sonra masa 3 'de çok önemli misafirler ağırlanacak. Patronun arkadaşlarıymış. Çok fazla önem göstermeliyiz"

"Tüm bu hazırlıklar o yüzden mi? "

"Hm hm evet, az sonra gelirler sen masa 8'e hesabı götür"

"Tamam"

Jimin hesabı Masa 8'e götürdü. Hemen arkadaki Masa 7'de o adamları görmeyi planlamıyordu.
Masa 7'ye ilerledi.

"Şey, siparişiniz neydi efendim"

Siyah giyimli adamlardan birisi konuştu.

"2 Tane Serendipity alabilir miyiz? "

Jimin şaşkınlıkla gözlerini açtı. Çünki söyledikleri Tatlı akıl almaz derecede pahallıydı. Onların kafesinde Serendipity' nin ne işi olur du ki?

"Efendim, ancak bu çok pahallı bir tatlıdır ve bizim kafemizde yoktur ki"

Asla konuşmayan o adam konuştu bu sefer.

"Aşçınıza söyleyin, 2 Tane Serenpity hazırlasın. Malzemeleri gönderdik"

Jimin başını salladı ve şaşkın bir şekilde mutfağa girdi. Gözleri Aşçıyı aradı. Fırından kurabiyeleri çıkartan Aşçıyı görür görmez yanına koştu.

"Haemin! "

"Jimin? "

"Haemin. Masa 7 iki Tane Serendipity istiyor. Bu tatlının olmadığını söyledim fakat malzemeleri gönderdiğini falan söyledi. "

"Tamam jimin sakin. Ben hazırlamak üzereyim zaten"

"Peki fiyatı ne kadar? Farklı mı yoksa her zamanki fiyatı mı? "

"Her zamanki fiyatı. "

"25.000 dolar? "

"Evet"

"Peki altın kaşık. Altın kaşık var mı"

"O da var"

Jimin başını salladı ve çıktı.Hâla çok şaşkındı, olan bitenlere anlam veremiyordu. Minho gözleriyle Masa 3'ü işaret etti. Patronun arkadaşları gelmişti.
Oraya yöneldi. Jimin çok fazla kalabalık olur diye beklemişti. Ancak 6 veya 7 kişi vardı. Bu sayı jimine göre pek de fazla değildi. Çünki en sonki toplu gelenler 23 kişi gelmişti. Evet 23 kişi.
Jiminin aklında dünki olaylar dönüp duruyordu. Bu adamlar kimdi? Neden burdalar? Jimine zarar mı vermek istiyorlardı?
Bir türlü anlayamamıştı. Ama korktuğu ve çekindiği her halinden belliydi.

Masa 3'ün önüne gelmişti. Adamlar çok rahatsız edici ve delici bakıyorlardı.

"Siparişinizi Alayım"

Adamlar Kendi aralarında konuştular bir süre. Ne istediklerine karar veremiyorlardı. Aynı noktada durmaktan sıkılmıştı jimin.
Eninde sonunda siparişleri almayı başarabildi.

"Başka istediğiniz bir şey var mı? "

Adamlardan en rahatsız edici bakan kişi konuştu.

"Var"

"Nedir? "

"Sen"

"N-ne anlayamadım? "

Adam sandalyesini geri çekti ve masadan kalktı. Diğerleri umursamıyordu bile. Jiminin üzerine üzerine yürümeye başladı. Masa 7'ye değdi Jimin'in gözleri bir an. Pür dikkat jimine bakıyordu siyah giyimli adamlar.
Jiminin üzerine yürüyen adam daha da yaklaştı. Jimin çekiliyiyor, adam ise dibine dibine giriyordu. Kafede sadece iki masa doluydu. Masa 3,
Ve Masa 7.

Jimin korkuyordu. Kendini savunmak istiyordu fakat patronun arkadaşıydı. Patron onu kovabilirdi. İşsiz kalabilirdi ve geçinemeyebilirdi.
Adam yaklaştıkça yaklaşmıştı. Elini jiminin beline koyup yüzüne tısladığında jiminin gözleri dolmuştu.

"Bana bak. Burda çalışıyosun demem herkesin gözü önünde götürürüm seni"

"Lütfen u-uzaklaşır mısınız? "

"Tch, uzaklaşmam. Ben taktım sana kafayı"

"Bunu yapmanızın amacı ne?Uzaklaşın l-lütfen"

"Hayır uzaklaşmıyorum"

"Uzaklaşır mısınız dedim!"

Tüm bakışlar o yöne dönmüştü. Masa 7 deki adamlar kaltı ve ağır adımlarla oraya yöneldi. Gözlerinde gözlük, kafalarında şapka ve siyah kabanları ile belalı tiplere benziyorlardı.

"ONU RAHAT BIRAK!!!"

Tüm herkes siyah giyimli adama baktı bu sefer. Yüksek sesli bağırışı herkesin dikkatini çekmişti. Jiminin de dahil. Çünki bu adam çok konuşmuyordu. Jimin korkulu ve şaşkındı. Büyük bir kavga çıkacakmış gibi duruyordu.
Adam jimini daha da sıktı.

"Sanane? Kimsin sen? Bu senin tapulu malın mı?"

Siyahlı adam dişlerini sıkarak tısladı.
"Sana bırak dediysem bırak"

"Yok bırakmıyorum"

"Bırakmıyor musun? "

"He bırakmıyorum? "

Siyahlı adam jimini Kolundan tuttuğu gibi kendine çekti. Jimin ağlamak üzereydi. Yanındaki diğer adama söyledi ve jimini dışarı çıkardı.

Onların tartıştığı bölgede kamera yoktu. Siyahlı adam da bunu fırsat bilerek okkalı bir yumruk attı adama ve olay yerinden uzaklaştı. Masadakiler şaşkınca bağırdı, adamın yanına geldiler.

Yorumlara fikirlerinizi yazar mısınız lütfen?🥺