SAVAŞ

9 2 4
                                    

Merhaba arkadaşlar artık bölüme 5 oy gelmediği sürece bölüm atamayacagimi dile getirmek istedim .
Yani emek vererek bir şeyler yazmaya çalışıyorum ama bir çok kişi okuyor ne yorum atıyor nede oy ve açıkçası bu beni üzüyor.

Bu yuzden bundan sonra böyle yapacağım.

İyi okumalar dilerim.

Savaş başlayalı uzun zaman olmuştu.
Sadece ben yeni fark ediyordum .

Yatakta doğrulurken Morlu yine yine başımdaydı.

Gerçekten bana bu kadar mı değer veriyordu bilmiyorum.

Nedense ona Morlu diyordum.
Sanırım sebebi onun o güzel mor gözleriydi .

Acaba hangi ressam gözlerinin güzelliğini çizebilirdi ?


Yataktan ayaklarımı sarkıtığımda ayaklarım sanki uzun süre hareketsiz kaldığı için kaslarımın aşırı ağrıdığı için ayağı kalkıp odayı turlamayı planlamıştım.

Dışarısı hayretler edici derece güzeldi.Acaba tüm anılarım ne zaman yerine gelecekti.

"uyandınız mı prenses ?"sorduğu soru o kadar saçmaydı ki soğuk espiri yapmış oldum

"yok ya hala yatıyorum bi iki dakikaya anca uyanırım .Neyse bana rica etsem etrafı gösteririmisin ve aradaki resmiyeti kaldır lütfen garip hissetiriyor."dediğimde kafasını sallayıp

"tabii ki siz-yani sen istersen gezdirebilirim "nedense mutlu gözüküyordu.

yüzündeki keder gitmiş yerini mutlu bir gamze almıştı.Buna bu kadar sevineceğini bilseydim daha önceden söylerdim.






***




"Sana ilk başta serayı göstermek isterim.Senin ve benim bir çok anımız burada geçti.Sadece ben hatırlasamda sorun değil.Bilmem biliyormusunuz siz kaçırıldığınızde sen 12 yaşındaydın bende 14 yani hemen hemene senle bebeklikten tanışıyoruz."dediğinde aklıma gelen anıyı düşünmeye çalıştım.

Bir manolya çiçeklerinin önünde olduğum aklıma gelince Morluya sorma isteği gelmişti.

"burada ...manolya çiçekleri varmı...?"benim önümde olan Morlu arkasını donüp gözlerime baktığında şaşırdığı ifadesinden bariz bir şekilde belli oluyordu.

"siz manolya çiçeklerini  nereden hatırlıyorsunuz...?"dediğinde bayıldığımda gördüğüm anıyı anlatmaya başladım.


yazar anlatımıyla

"Bana söz vericeksin Dori!"dedi sinirli ama bir o kadarda şefkatli davrandığı kişi karşısında elleri kanayan çocuktu.

"Ama daha çok güçlü olmalıyımki seni koruyabileyim..."diyen mor ve iri gözleri olan çocuk gözlerini onu azarlayan kıza çevirmişti.

"burada bekle ellerini temizleyip sarmamız lazım.Yada gel saray doktorunun yanına gidelim."dediğinde kıza tereddütle çevap veren elleri titreyen çocuk olmuştu.

"H-hayır Milen babamın kulağına gider...ve tekrar ceza alırım..."diyip tereddüt eden çocuğun şaşırdığı bir şey olmuştu.

Küçük kız elini çocuğun kanayan elini tutup ona destekleyici sözlerden ziyede onun yanında olduğunu belirten kelimeler kulanmıştı.

"bana karşı gelmeye cürret bile edemez ben geleceğin imparatoriçesiyim.Ve sende geleceğin imparatorusun.Ne olursa olsun seni koruyacağım ve güçleneceğim.Ve babana sana yaptığı şeyler karşısında cezalandıracağım.Sen benim için çok değerlisin .Sadece benim için değil Dori...herkes için değerli ve özelsin ve sen her zaman benim için tek ve özel olarak kalacaksın ne olursa olsun..."dedi küçük kız ve karşısında kanayan elinin serçe parmağını kaldırıp güzel gözlü kıza doğrultup,"o zaman birbirimize söz verelim.Bende çok güçleneceğim ve seni her şeyden ve herkesten koruyacağım!"dediğinde kanayan eli tutan kız, çocuğun canı acımasın diye yavaşçana tutup sıktığında sözleri sonsuza kadar kalacaktı...




MELEZ VARİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin