Diğer bölümün yarısında fark ettiğiniz gibi yazı stilimi yine değiştirdim bıktınız biliyorum.Bölüme geçelim
Günlük şarkı:
Car's Outside-James Arthur
Çalma listesine hem speed up versiyonunu hemde normal versiyonunu ekliyeceğim hangisini dinlemek isterseniz dinleyin.
Ren bende senden hoşlanıyorum ama ikimizin arasında dünyalarca fark var...
-Nakahara Chuuya
Eski bölüm:
Yakalandım mı?Yui-sanın dediğine Chuuya-sama göz devridi.Chuuya-sama aniden arkasını döndü, kendini gerinmeye zorladı ve hızlı adımlarla yürümeye başladı.
Chuuya:Ne dersen de seni dinlemeyi bıraktım artık! Haa, herhalde bugünün işi kolay olacak!
Chuuya-sama kendi kendine bağırarak konuşuyordu.
Hafif adımlarla ileriye yürüdü ve yüzümde ben fark edemeden bir gülümseme oluştu.
Yeni bölüm:
Sonraki durağımız bir kapının önüydü.Gardiyan geliş amacını belirterek kapının yanındaki çağrı düğmesine bastı. Kapı otomatik açılırken birisi seslendi. O ses, o rezil ses, mikrofonumu hackleyen sesle aynıydı.
N:Girin.
Kapının ardında geniş bir ofis bulunuyordu. Yeraltında olmamıza rağmen arka pencere, okyanusta kumlu bir sahili gösteren sentetik bir görüntü yansıtıyordu. Duvarın iki tarafında da yükselen, dünyanın her bir yanından özel kitaplarla dolu meşe kitaplıklar vardı. Odanın arka tarafına yerleştirilmiş antika masanın önünde adamın biri yayılmıştı.Adam, büyük bir kutunun altında bir şeylerle uğraştığı için bedeninin yalnızca alt yarısı görülebiliyordu. Görebildiğimiz tek şey, tavana dikilmiş deri ayakkabılarının ucuydu.
N:"Kusura bakmayın, biraz bekler misiniz?"
Ayakkabılarının arkasıyla konuştu.
N:"Şu deneyin izolasyon tankını tamir etmem düşündüğümden daha fazla vakit aldı. Yeteneklerin verimini artırırken yapay değiştirilmiş bilinç durumu yaratması gereken bir küvet yapıyorum, ama kritik ölçüm işlevi, küvetin magnezyum sülfat çözeltisine karışıyordu. Pozitron bozunması için gama ışını detektörünü daha doğru bir şeyle değiştirmeye çalışıyorum."
Adam:"İnvazif olmayan bir önlem üzerinde kafa yormak yerine neden bir intravasküler aktivite belirteci uygulamayı denemiyorsunuz?"
N:"Onu çoktan denedim."
Ayakkabıları neşeyle cevap verdi.
N:"Öyle yaparsam deneğin içindeki potansiyel yetenek harekete geçmeye başlar. Senin aksine insan bedenleri mantıksızdır Tamam, oldu şimdi."
Ayakkabılar, daha doğrusu ayakkabıların sahibi, tabuta benzer kutunun altından sürünerek çıktı.
Ellerini temizlerken bize gülümsedi.
N:"Eh, konuşmaya başlayalım mı artık? Eminim ki soracak pek çok sorunuz vardır ve ben de cevaplamak için elimden geleni yapacağım. Burayı yolculuğunuzun son durağı olarak düşünün..."
O yüz... şüphesiz...
Chuuya-sama şiddetle konuştu.
Chuuya:"Yüzün aynı ona benziyorsun."
