💌
Sabah uyandığımda bir sürü posta etiketlenmiştim.
Baktığımda dün Yağız postumu beğendiği için haber yaptıklarını gördüm.
Çok takılmadan aç olduğum için mutfağa ilerledim.
Dolaptaki saralleyi çıkartıp dün yapmış olduğum pankeklere sürerek yemeye başladım.
Maşallah maşallah.
Beni alan yaşadı valla.
Yemeğimi yerken telefonumdan dün yayında bahsedilen Yağız'ın yayın kesitlerinin olduğu o videoyu açtım.
Sinirlendiğinde çok tatlı oluyordu. Görünüş olarak. Yoksa çok fena, ana bacı giriyordu.
Bir anda konu bana geldiğinde yayında benden bahsetmeye başladı.
"Ya Sara çok iyi kız. Birkaç kez oyun oynadık, biraz sohbetimiz var. Oyunu da iyi bu arada. Yayınlarına da arada bakıyorum.
Hakkını alması gereken bir yayıncı gerçekten. Helal olsun kız sana." son dediğini kameraya bakarak söylediğinde gülümsedim.
Ne kızarması be.
Chat'e baktıktan sonra "Kızla zaten arkadaşız, takipleşiyoruz instagramdan." dedi.
"Oğlum fotoğrafını açsam ne olacak, sapık mısınız amk"
"Yok açmam."
"Lan siktir git."
"Kız burda yokken taciz edildi resmen anasını satayım. Enes banlayın şu ibneyi. İsme bak bir de, hacisevdicem777.
Koyduğun isme de, sana da, seni doğuran o güzel ananın da... Tövbe yarabbim ya. Annenin ellerinden öpüyorum kardeşim. Siktir git yayınımdan."
"Ya kız bu yayını izlese nasıl da kötü hisseder amk. Yemin ederim şu sapıklardan gına geldi artık."
Gerçekten yazılan şey(ler)i görünce kötü hissediyorum.
Adamlara yapabileceğim bir şey de yok, çünkü o an orada değildim.
Ama o kadar rahatsız edici ki..
Annemin aramasıyla video dururken telefonu açtım.
"Efendim annem"
"Kızım, senden bir şey isteyeceğiz."
"Bir şey mi oldu?"
"Ya benim halamın kızı vardı ya, akciğer kanseri olan. O vefat etmiş. Onun cenazesine köye gideceğiz bir haftalığına. Ama Aras oralarda sürünsün istemiyorum. Sana bıraksak olur değil mi?"
"Tabii ki olur anneciğim. Başımız sağolsun. Dilek ablayı da çok severdim ya.." biraz sessizce kaldık telefonda.
En sonunda "Neyse giderken mi bırakırsınız, ben mi gelip alayım?"
"Biz giderken bırakırız kızım."
"Tamam canım annem. Kocaman öpüyorum seni."
"Bende öptüm kızım."
Telefonu kapatınca tadım kaçtığı için videoyu kapattım ve pankekler de zaten bittiği için etrafı toparlayıp yatağıma uzandım.
Dilek abla ben küçükken hep benimle oyunlar oynayan, ergenliğimde sevgili sorunu, en yakın arkadaş sorunları vesaire yaşadığımda hep yanımda olan Derin ablanın ikiziydi. O akciğer kanseri olduğunda hepimiz yıkılmıştık resmen.
Ve ben cenazesine bile gidemezdim.
Hem Aras yüzünden, hem de korktuğumdan dolayı.
Bilmiyorum nedenini ama küçüklüğümde en son dedemin cenazesine gittim ve o zamandan beri cenazelerden nefret eder, bir bakıma korkardım.
Özellikle o okunan selaları duyunca kalbim tekler ve içimi korku sarardı.
Kim olduğunu bilmesem de selalardan hep korkardım.
Şimdi ise 26 yaşındayım ve şimşekten korkan çocuklar gibi sela duyduğumda kulaklarımı kapatır, yatağıma saklardım kendimi.
Bunu ailem dışında kimse bilmezdi. Yayın saatinde sela okunursa diye hep kulaklığım son ses olurdu ve selanın başını bile duysam hızla bir video açardım ya da biriyle sesli konuşurdum.
Ben bunları düşünürken kapım çaldı ve kalkıp kapıyı açtım.
Annemle babam karşımdaydı. Annem gözleri hafiften kırmızı, kucağında Aras ile bana bakarken yanağını öpüp Aras'ı kucağıma aldım.
Babam "Bir hafta kalmayı planlıyoruz ama belki 2 hafta falan da kalabiliriz. Konuşuruz zaten kızım. İyi bak kendine" dediğinde kafamı salladım.
Onlar gidince Aras'ın küçük valizini alıp kapıyı kapattım ve odama ilerledim.
"Benim küçük sevgilim nasılmış? Artık birlikte uyuyacağızz" gülümseyerek o şirin yanaklarına kocaman öpücükler bıraktım.
"Şimdi çizgi film mi izlemek istersin, oyun oynamak mı?"
"Çizi fiym" tatlı konuşmasına gülümseyip onu uçurur gibi tuttum.
"O zaman istikamet salonnn!" koşarak salona geçtim.
-
Minik Aras'ımızz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yayın
Teen Fiction"Üstünü değişmen lazım Sara" "Çok uykum var Yağız" "Ben kaçırırım o uykuyu"