Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Törene katılmış olan yayıncılardan Yağız Ören ve Sara Ayel'in birlikte çok samimi fotoğrafları görüntülendi. İlişkilerini tebrik ediyoruz."
--- Telefonumun çalma sesiyle uyandım.
Annem arıyordu.
Telefonu açıp kulağıma götürdüğümde direkt "Kızım o haberler ne?" demişti annem.
Başım hâlâ çatlıyorken "Ne haberi annem?" dedim.
"Ohoo sen daha ayılamamışsın bile"
"Şimdi uyandım"
"Fark ettim kızım, fark ettim. Benim için sıkıntı değil biliyorsun ama baban görebilir. Ve o fotoğraflar hoş değil. Kendinize saklamanız gereken fotoğrafları neden magazin sayfaları paylaşıyor kızım? Sabahtan beri babanın telefonunu ondan uzak tutmaya çalışıyorum. Hamile hamile yaptığım şeylere bak ya!"
"Magazinde ne olduğunu bilmiyorum hemen bakacağım anneciğim. Ve teşekkür ederim beni kolladığın için."
Güldü. "Tamam, tamam. Neyse, ben şimdi babana bir bakayım, hallet sen bakalım. Görüşürüz biricik kızım"
"3-4 ay sonra biricik olamayacağım ama neyseee"
"Bak şimdiden başladın kıskanmaya"
"Şaka şaka. O da benim biriciğim olur. Yani biricik kız kardeşim. Aras'ımın yerini de kaptırmam vallaa"
"Kaptırma bakalım"
"Neyse annem, kapatayım ben. Görüşürüz"
"Görüşürüz kızım"
Telefonu kapatır kapatmaz bildirimlere bakarak ilk magazin bildirimine tıkladım.
Maşallah bugün de gündem olmuşuz anasını satayım.
Fotoğrafları görmemle gözlerimin kocaman olması bir oldu.
Hassiktir.
Yağız'la ben?
Cidden mi?
VE BEN BUNU HATIRLAMIYORUM.
Bunlar da sorgulamadan, ilişkilerini tebrik ediyoruz, yazmış.
Hoşt.
Daha ben bilmiyorum bir şey.
Ben hâlâ yatağımdayken içeriden ses gelince kapıya baktım.
Kim var lan içeride?
Yavaşça kalktığımda pijamalarımı da giymiş olduğumu fark ettim.
Sarhoşum ama değilimmiş herhalde.
Onu da hatırlamıyorum.
Elimde telefonumla içeri geçerken birine çarpmamla karnına yumruk atmam bir oldu.
"Ah! Ne yapıyorsun kızım?!"
Yağız'ı görünce bir tövbe çektim. Ne oluyor amk?
"Yağız? Senin ne işin var burada?"
Üstü çıplak altında da pantolonu vardı.
Öhm öhm
"Dün deli gibi sarhoş olmuştun, benim bünyem biraz daha alışkın olduğu için yarı yarıya sarhoş gibi bir şeydim. Seni Ayşe teyze diye biri arayınca telefonu ben açtım."
"Mahalleye de dedikodu olduk, süper. Sonra?"
"Sonra çocuk ondaymış, sende bu halde bir şey yapamazsın diye seni de getirdim, çocuğu da aldım. Sonra gidecektim sen izin vermedin. Uyudun- Öyle yani.."
"Çok teşekkür ederim, rezil oldum ya. Gerçekten çok çok çok teşekkürler. Ne kadar sorumsuzum ya"
Aklıma magazin gelince yeniden telefonu açtım ve Yağız'a çevirdim.
"Gördüm bunu."
"Özlem'e söylesek halleder ama şimdiye gören gördü zaten"
"Yine de sildirmemiz daha doğru"
"Evet, zaten. Ama çok dönecek bu etrafta ya"
--- Yağız'dan
Eve girince bir elim Sara'nın belinde, diğer elimde uyumuş Aras vardı. Anahtarı alıp kapıyı kapattım ve kapısı açık olan yatak odasına ilerledim.
Sara yatağa oturdu, yarı uyuyor gibiydi zaten. Aras'ı da yatağa yatırıp üstünü örttüm.
Sara da uyumak üzere olduğu için ilk önce ayağa kaldırdım. "Üstünü değişmen lazım Sara"
"Çok uykum var Yağız"
"Ben kaçırırım o uykuyu"
Gözleri parladı. "Kaçır"
"Kahveyle."
"Amaan"
Ceketini çıkarttığımda boynuma sarıldı. Bir elim hâlâ belindeyken ceketi kenara attım.
"Üstünü giy ve bana seslen, kapının önünde olacağım. Tamam mı?"
"Çıkma" kolumu tuttu. "Yardım et bana"
Yutkunduğumda tişörtünün ucunu tuttu. Bir anda çıkarınca kafamı çevirdim.
Fermuar açma sesi de geldi.
Sadece ayakta durması için belini tutuyordum.
Düşecek gibi olduğunda refleks olarak başımı ona çevirdim.
İç çamaşırlarıyla gözleri kapalı kollarımdaydı Sara.
Arkadan kısa tişörtünü alıp giydirdim ona. Sonrasında da pijama altlığını giydirdim.
Onun gözleri kapalıyken onu kucağıma alıp Aras'ın yanına yatırdım.
Tam geri çekilirken yine kolumu tuttu.
"Gitme, ne olur." gözlerini açıp gözlerime baktığında dayanamadım ve yanına uzandım.
Uyuduğundan emin olunca yavaşça kalktım ve alnını öptüm.
Şu an çok güzel görünüyorlardı.
Yandaki lambayı açıp fotoğraflarını çektim ve kapattıktan sonra salona geçtim.
Tişörtümü çıkartıp koltuğa uzandığımda başımda keskin bir ağrı vardı..
