KOLEJ

483 38 7
                                    



Varlığımı sorguladığım çok anım olmuştu bu hayatta. bazen neden nefes aldığımı ya da hayatın hangi tarafında kaldığımı düşündüğüm sayısız gecelerim olmuştu.

fakat bunun en büyük ölçüsünü şuan hissediyordum. insan hayatında yaşadığı dönemi sorguluyorsa bana göre büyümüş ve omuzunda  sorumluluklarının yükü vardır.

bana bakan adamın gözlerine bakarken hayatımı bir kez daha sorguladım. ben kimdim ? neden bunlar oluyordu ve bu hayat denen çıkmaz kuyudan nasıl çıkacaktım?

"fazla bakma aşık olursun "diye konuşan adama daldığım düşüncelerden sıyırarak baktım.

"ne "dediğimde dudakları yukarı kıvrıldı. elindeki tostan bir ısırık alarak bana bakmaya devam etti.

"ne oldu gece rahat uyumadın mı gotik velet "dediğinde ona kaşlarımı havalandırarak baktım. arkama yaslandım. kahvaltı masasında kahvaltı yapıyorduk ve sabah hale teyze erkenden çıktığı için bizimle kahvaltı yapamıyordu.

"aksine o kadar rahat uyudum ki dün yaşadığım o pis işlerini bile hatırlamıyorum "dediğimde kaşlarını hafif çattı.

"bana bak velet eğer bu konuda biraz daha konuşursan konuşacağın bir dilin olmaz "dediğinde masaya doğru eğildim.

"asıl sen bana bak mafya kılıklı katil senin bu tehditlerin bana işlemez ona göre "dediğimde gözlerime bir kaç saniye baktıktan sonra güldü. bu herif gerçekten dengesiz herifin tekiydi.

"sen...bana...kafa tutuyorsun "dediğinde ona tek kaşımı kaldırarak baktım." sen nasıl anlamak istiyorsan öyle anla "dedim. birden kahkaha atınca ona irkilerek baktım.

"offf"diye gülmeye devam ederken gözlerini benden alamıyordu. ona bıkın bir bakış attım. bu herif neden bana hep gülüyordu.

"senin gibi katil kılıklı herifin gülmemesi gerekiyor biraz ağır durman gerekmiyor mu "dediğimde gülmesi birden kesilerek masanın üzerinden bana doğru eğildiğinde bir an ürperdim.

"bana bak velet bir daha o sıfatı kullanırsan eylemi senin üzerinden gerçekleştiririm haberin olsun "dedi. tabağındaki son tost lokmasını yutarak ayağa kalktığında ona bakıyordum.

"çokta umurumdaydı "diye ağzımın içinden sessizce mırıldandım. bana son bir bakış atarak mutfaktan çıktığında kesik bir nefes vererek iştahım olmadığı için bende masadan kalktım. masadaki kahvaltılıkları hale hanıma zahmet olmasın diye buz dolaba yerleştirdiğimde hale hanım işe gidip yoruluyordu bir de bunlarla uğraşmasın. 

mutfağı kendi çapımda biraz toparladıktan sonra mutfaktan çıktığımda holde psikopat kuzenim ile karşılaştım.

"annem az önce aradı seni yeni okuluna ben götürecekmişim "diye bezgin gözler ile bana bakarken kaşlarım hafif çatıldı.

"seninle değil okula şurada şuraya gitmem "dediğimde bana ifadesiz bir bakış attı.

"bak velet ben de sana bayılmıyorum çocuk bakıcılığı yapayım şimdi daha fazla kafamı sikmeden çıkalım "dediğinde tam ağzımı açıp bir kez daha gelmeyeceğimi söyleyecektim ki bundan vazgeçtim. 

"beş dakika bekle "diyerek hızlı adımlar ile merdivenlerden yukarı çıkarak odam girip üstümü değiştirip aşağı indiğimde elindeki telefona bakan bülentin gözleri bana döndü.

"hazırım çıkabiliriz "dediğimde başını salladı. evden çıktığımızda garajın olduğu tarafta duran kawasaki motoru ile önüme gelen  adamın başından çıkarttığı kaskı bana uzattı.

"al şunu atla "dediğinde ona anlamayarak baktım. motorsikletle mi gidecektik?

"bunula mı gideceğiz "dediğimde başını yana doğru yatırdı. "ne oldu prens hazretleri beğenemediniz mi "dediğinde ona küstah bir bakış attım.

"yok beğenmedim ayrıca sana güvenmiyorum ya giderken beni atarsan "dediğimde dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"emin ol gotik velet eğer böyle bir niyetim olsaydı bunu baştan o parkta yapardım şimdi boş konuşup duracağına atla işte "dediğinde başka çarem olmadığı için kaskı alıp kafama taktım. arkasına geçip oturduğumda "sıkı tutun "diye emir cümlesi kurmasına sinirlensem de sesimi çıkarmadım.

iki elim ile utana sıkıla beline doladım. motorun kükreyen sesi ile hızlı bir giriş ile bahçeden çıktığımızda rüzgarı bütün hücrelerimde hissedebiliyordum.

o kadar hızlı gidiyorduk ki düşmemek için daha çok tutundum. "ne oldu velet sesin soluğun çıkmıyor korktun mu "diyen adamın sesini duyduğumda cevap vermedim. neme lazım şimdi motordan atar bizi bir de bununla uğraşamazdım.

benden ses  çıkmadığını anlayınca o da daha fazla üstelemedi. yaklaşık on dakika  sonra kurak arazilerin olduğu özel okullar oldukları belli olan yere geldiğimizde bizi karşılayan güvenlik görevlisi bizi içeri aldı.

motordan indiğimde o da inmişti. "bundan sonrasını tek başına halledebilirsin diye umuyorum "dediğinde ona ifadesiz bir bakış attım.

"beni getirmene de gerek yoktu ben kendim gelirdim zaten "dediğimde gözlerimin içine baktı.

"senin gibi küçük veletlerin kaybolmasını istemeyiz diye düşünmüştüm "dediğinde ona tek kaşımı kaldırarak bir kaç ona doğru attım.

"bu velet senin açığını biliyor bunu ne yapacaksın acaba "dediğimde gözlerime ifadesizce bakıyordu.

"o velet dilinin sağ kalmasını istiyorsa daha fazla üstelemez demi "dediğinde ona kötü bir bakış atarak arkamı döndüğümde biraz sonra motordan çıkan sesi duydum.

"dönüşte kendin gelirsin o zaman "diyen adama başımı çevirip baktığımda kaskın içinden sarı harelerini görebiliyordum. motoru gazlayarak okulun bahçesinden çıktığında önüme dönüp başımı iki yana salladım.

"aptal herif "dedim ve karşımdaki koleje baktım. yani eğitimi ticarethaneye dönüştüren yuvaya.

******************************************************************************************

HASTA OLDUĞUM İÇİN BÖLÜMÜ ANCA YAZABİLDİM KUSURA BAKMAYIN. BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ.



ÇETE-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin