4-) Benim İçin Değerlisiniz

13 3 0
                                    

FRENDSLER BOLUME BASLAMADAN ONCE SU FANARTI GORMENIZ GEREKEN KONULAR VAR

BU NASIL BIR GUZELLIKTIR YABelki bu kucuk bi spoi olabilir ha🤭🤭Ama bilmiyom kafamda baska seylerde varNEYSE IYI OKUMALARRRRR😘

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

BU NASIL BIR GUZELLIKTIR YA
Belki bu kucuk bi spoi olabilir ha🤭🤭
Ama bilmiyom kafamda baska seylerde var
NEYSE IYI OKUMALARRRRR😘




İnce bir soğuk vardı dışarıda. Hoş bir soğuk. Odamda geçirdiğim 1. Haftam oldu bugün. Prense benzeyen bir halim kalmamıştı. Daha çok kül kedisine benziyordum. Artık yalnızlıktan kafayı yiyecek raddeye gelmiştim. Ne Yeji'den ne de Minho'dan haberim vardı. Saray görevlisi Bayan Tzuyu bile kapımı çalmamıştı. Büyük bir ihtimalle babam denen orospu çocuğu yanıma gelmelerini yasaklamıştı. Tanrı aşkına gelseler ne olacak? Isırmıyorum sonuçta. Kapı kilitli olmasa sorun yok. Kapıyı kilitlettirdi şerefsiz.

Soğuk falan demeden üstüme hırka almadan balkonuma çıktım. Aniden soğukla karşılaşan bedenim istemsizce hafifçe titremişti. Balkon demirlerine kollarımı yasladım ve derin bir iç çektim. Gerçekten çok sıkılmıştım. Bu lanet olası saraydan kaçmak istiyordum artık. Esen hafif rüzgar, dağınık saçlarımı karıştırdı. O sırada hiç beklenmeyen bir şey oldu benim için. Duyduğum sesle gözlerim büyüdü. Kapım iki kere tıklatılmıştı. 1 haftadır hapishane gibi yaşadığım odamda 1 hafta sonra kapım tıklatılmıştı! Kapıya koştum.

"Kim o?" Dedim.

"Prens Han, iyi misiniz?" Tanıdık bir erkek sesi geliyordu. Minho, kapımı çalan Minho'ydu!

"Sen misin Lee?"

"Evet." Diyerek onaylamıştı beni. Kurtarıcım gelmişti resmen.

"Lee lütfen, lütfen çıkar beni; yalvarırım kurtar beni."

"Sakin olun Prens Han ve bana anahtarların nerede olduğunu söyleyin." Çok büyük bir sorunumuz vardı. Anahtarlar nerde bende bilmiyordum.

"Şey, bende bilmiyorum."

"Hassiktir." Ettiği küfür karşısında kapı arkasından şaşırdım. "Anahtarların yerini bilen birisi var mı?" Düşündüm. Tzuyu, Bayan Tzuyu biliyordu!

"Bayan Tzuyu mutlaka biliyordur. Gidip ona sor."

"Tamam Prens Han lütfen beni kapıda bekleyin, geleceğim."

"Bekliyorum Lee."

...

Bir süre bekledim. Beklerken resmen zaman geçmek bilmiyordu. Duvarımdaki saate odaklandım. Beklemeye devam ettim. Sonunda tanıdık sesi bir daha duydum.

"Han..."

Ayağa kalktım ve kapının kolunu tuttum.

"Lee...?" Kapının anahtar girişine bir anahtar girmişti ve iki kere çevrilmişti. Heyecanlanmıştım ve heyecanımdan ölüyordum.

Ve sonunda o kapı açılmıştı. Karşımda tüm karizması ile Lee Minho duruyordu. Kapıyı hemen kapatmıştı.

"Lee sana inanamıyorum." Ve tekrardan hiç beklenmedik bir şey oldu. Kollarını aniden belime sardı. Hareketi karşısında afalladım.

"Han iyi misin- Özür dilerim iyi misiniz?"

"Olmaya çalışıyorum." Kollarımı boynuna doladım. "Teşekkür ederim Lee, çok teşekkür ederim sana."

"Rica ederim."

"Peki yasak olmasına rağmen neden bu riski göze aldın? Neden beni kurtardın? Kral Han öğrenirse seni doğrar..."

"Çünkü benim için değerlisiniz Prens Han, siz benim koruduğum en özel insansınız..."

Tabikide bunları aşk adı altında söylemiyordu. Ama bu sarayda hayatım bu yaşıma kadar hiç böyle sözler duymamıştım. Bu saray sınırları içerisinde ilk defa bu kadar değer görmek beni duygulandırmıştı. İstemsizce gözlerim dolmuştu.

"İyiki varsın Lee Minho."


Merhabalarrrrr
30 Ocakta 21 kelime yazıp bırakmışım ve anca yazıyorum.
5 ay sonra bölüm attım nasılım ama AŞSKWPSKWPSK
Neyse bebeklerim bundan sonra yb gelecek zaten Mart ayında uzun süre yb atmayacağımı duyurmuştum bende anca fırsat buluyorum lütfen anlayın benide... 💗💗
Öpüldünüzzzzz

Leave • Minsung Where stories live. Discover now