Kahramanların Savaşı

169 15 11
                                    

Bu aralar moralmanlarim bozuk.. sizinkini de bozayım dedim.

...

Cap'in takımı havaalanın da toplanmıştı. Sibirya ya, diğer Süper
Askerleri bulmak için gideceklerdi.

Diana geldiğinde arabada uyuyan Scott yani Antman'i uyandırdılar. Adam kalktığında şaşkın halde etrafına bakındı. Diana'yı görünce heyecandan bayilacak gibi olan adamı Piet tuttu. "S-sen Diana Bendis Jacobs.. aman tanrım. Kaptan amerika mı? Rüyada mıyım? Biri beni cimcikleyebilir mi." Herkes sessiz kalırken Piet adamı cimcikledi. "Ah! Mecaz anlamda demiştim!" Diana bu aptal diyalogları umursamadan telefonuna bakmaya devam ederken Bucky "Gitsek iyi olur." Dedi. Anons sesleri duyulmaya başlayınca Diana "Havaalanını tahliye ediyorlar." Dedi. Clint ''Stark...'' diye mırıldanmanın ardından. "Helikopter hazır." Diye belirtti.

Hepsi helikoptere doğru ilerledi. Yaklaştıklarında Havada Rhodey ve Stark görüldü. Yere indiklerinde Tony parmağını Diana'ya doğrultarak konuştu. "Sen... başımı açtığın derdin farkındasın değil mi?!" Dedi sinirle. Diana küçük bir sırıtışla konuştu. "Ah.. bütün medya seni konuşuyor. Daha ne istiyorsun ki."

Diğerleri onlara anlamaz gözlerle bakarken umursamadan devam ettiler.

"Medya herzaman beni konuşuyor çocuk." Diana'nın yüzü iğrenir gibi buruştu. "Çocuk deme lazım olur." Tony de aynı şekilde yüzünü buruşturdu.

"Eww Hayır! O anlamda demedim. Yani ağzımdan kaçtı. Öyle değil yani. Çocuk değilsin tabi... ahh! Sen beni anladın."

"Evet evet..."

Bu diyalog ortamın ciddilik seviyesini bozmak üzereyken Tchalla ve diğerleri geldi.

Bir tarafta Tony, Rhodey, Natasha, Wanda, Vision, Tchalla ve kırmızılı bir çocuk varken diğer tarafta Steve, Diana, Bucky, Sam, Clint, Pietro ve Scott vardı.

Diana öne doğru 1 adım attığında Tony'nin takımı hemen tetiğe geçti.

Tony'nin yaptığı el işaretiyle kırmızılı çocuk Steve'in kalkanını aldı. Herkes birbirine saldırmaya başladığında Diana harekete geçmemişti. Herkese göz gezdirirken bu hallerine iç çekti. "Kahramanlar birbirleriyle savaşıyor demek..." Derken oda harekete geçti.

Clint ve Natasha birebir dövüşürken Tchalla Bucky'e saldırdı. Pietro ise Wanda'nın dikkatini dağıtmaya çalışıyordu fakat etkisizdi. Wanda sisleriyle Pietro'yu uzaklaştırdığında Tony ile uğraşan Diana'ya saldırdı.

Diana'nın etrafını kırmızı sisler sardığında Wanda onu uzağa fırlattı.

Diana sırt üstü yere çarptığında omurgalarının kırıldığında emindi.

"Lanet.."

Daha yerinden kalkmadan Tony ona ışınlarını gönderdiğinde ne kadar kaçınmaya çalışsada karnını sıyırmıştı.

Diana acıyla inlediğinde Tony herhangibir saldırıya karşı dikkatlice yanına indi.

"Hey... iyimisin?"

Diana "Siktir git." Dedikten hemen sonra Tony'nin yüzüne geçirdiği yumrukla adam uzaklara savruldu.

Daha nefeslenmeye vakti olmadan eline iğrenç ağlar dolandı. Atan kişiye baktığında kırmızılı çocuğu gördü.

"Bi rahat bırakı-" daha cümlesini tamamlayamadan Tony'nin ışınları onu nişan aldı. Vücudunda ki ağlar yüzünden hareketi kısıtlıyken bu darbeden de kaçamadı.

Diana yere düştüğünde başına keskin bir ağrı girdi. Etrafında ki chakra gittikçe yoğunlaşırken Diğerlerinin bakışları Diana'yı buldu.

Bana ihtiyacın var gibi evlat

"Bıktım senden be!"

Diana'nın içindeki yaratığın onu ele geçirmeye çalıştığını anlayan Vision konuştu. "Yine oluyor.. bayıltmalıyız."
Piet ona yaklaşmaya çalıştığında yoğun chakradan dolayı başaramadı. "Yapabileceğimizi sanmıyorum." Derken
Tony konuştu. "Al işte. Bunun için kapatılması gerekiyordu. Bu sefer kimi öldü-" daha sözünü bitiremeden Diana'nın. Hayır hayır. Bedenini ele geçiren içindeki yaratığın yumruğu ile uzaklara savruldu. Ardından vision'ı hedef aldığında diğerleri onu durdurmak için harekete geçti.

Antman'in tekmesi ile biraz sendelediğinde onu da uzaklara gönderdi.

Baxia'nın gözleri Steve'i bulduğunda adam onu durdurmak yerine bunu gitmek için fırsat bilip helikoptere koştu. Ardından Bucky de peşinden gitti.
Diana'nın diğer Süper askerlerden daha fazla sorun çıkaracağını bilmeden Sibirya ya doğru yol aldılar.

Baxia onları umursamadan etrafında koşup ona tekme atmaya çalışan pietroyi boğazından yakaladı. Pietro'nun nefesi kesilmeye başladığında Wanda harekete geçti. Sisleri bile Baxia'ya etki edemezken. Clint in okları da Chakrasını aşamadı. Pietro elinde hareketini bıraktığında onu kenara attı.

"Hayır! Pietro." Wanda Pietro'nun yanına yaklaşmaya çalıştığında Baxia buna izin vermedi. Wanda sinirle bütün gücünü Diana'ya yönlendirdiğinde Baxia geriye savruldu.

Diana'nın etrafındaki Chakra gittikçe azaldığında diğerleri onun eski haline döndüğünü anladı. Wanda Pietro'nun yanına oturduğunda. Onun hareketsiz bedenini gördü. Nat yaşıyormu diye baktığında. Yaralı çocuk çok yavaş nefes alıyordu.

Diana'nın vücudu da mahvolmuş haldeyken Tony ona yaklaştı. Diana yerinden kalkmaya çalışıyordu. "Hayır hayır otur. Yaralısın." Diana umursamadan ayağa kalktığında etrafa göz gezdirdi. Bakışları Pietro'yu bulduğunda onu yerde hareketsizlik yatmış ve etrafında toplanmış diğerlerini gördü. Yavas adımlarla yerde hareketsizce yatan adama yaklaştı.

Wanda ayağa kalkıp sinirle Diana'yi ittirdi. "Senin yüzünden. Kardeşimi öldürdün. Pislik!!" Diana'nın vücudu titremeye başlarken Wanda'nın darbelerin karşılık vermedi.
Wanda'nın etrafını sisler kaplamaya başladığında diğerleri Wanda'yı uzaklaştırmaya çalıştı.

Etrafı bakanlığın askerleri sardığında Scott, Clint ve Sam'i tutukladı. Sıra Diana'ya geldiğinde.

Nat Wanda'nın sakinleşmiyeceğini anladığında onu bayılttı.

Diana ona yaklaşan askerleri gördüğünde Pietro'nun bedeninden uzaklasmadı. "Ne yaptım ben. Hayır hayır lanet olsun." Pietro'nun cansız bedenini salladı. "Kalksa-" cümlesini tamamlayamadan askerler tarafından bayıltıldı.

...

Eyyy naber hehehe şerefsizlik yaptın ya bu bölümü yazmaya hiç ugrasasim yoktu ya.

Nedense taylor swift kurgusu yazasım geldi de yazsam mi sizce???

MÜZAYEDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin