Anlaşma

196 20 7
                                    

Artık avengerler ile kalıyordu Diana. Onu nelerin beklediğini bilmiyordu. Her ne kadar ''kahramancılık'' diye alaylı konuşsada kolay bir iş olmadığını biliyordu.

Uzaydan gelen, uçan metal solucanlar ile olan savaş da görmüştü. Hatta Tony'nin kurtardığı kişilerin arasındaydı. Bir panik atak krizi içinde nefes almakta zorlanırken zırhlı adam ona yardım etmiş ve güvenli bir yere götürmüştü. Sonrasında adamı gökyüzünde ki o aptal deliğe bir füze taşıdığını görünce içinde ki panik fazlasıyla artmıştı.

Bunlar geçmişte kalmıştı fakat hala kabuslarını süslüyordu Diana'nın.

Diana hala tavana bakmaya devam ederken friday konuştu. "Bayan Jacobs kahvaltıya bekleniyorsunuz."
Diana cevap verme gereği duymadan ayağa kalktı. Odasından çıktığında asansöre yöneldi. Asansörün kapısı açıldığında Tony'i görmeyi beklemiyordu fakat şaşırmadı. Ufak bir ''günaydın'' mırıldanarak içeri geçti ve asansör tekrardan hareket etmeye başladı.

Tony yan gözle Diana'yı süzerken onun ne kadar güzel olduğunu düşünüyordu. Biçimli burnu, koyu kahverengi saçları ve yeşil hareleriyle bir baş yapıttı. Dolgun dudakları Tony'e farklı şeyler düşündürürken yanağındaki ince yara izi onun kaşlarını çatmasına sebep oldu ama üzerinde pek durmadı.

Asansörün kapısı açıldığında, ancak gözlerini güzel kızdan alabilmişti.

İçeri girdiklerinde Wanda büyük bir tebessümle "Günaydın" dediğinde Kızın içtenliğine gülümsedi Diana. Masaya oturduğunda ağzına bir parça peynir atarken Natasha konuştu. "Bombalı saldırı..." Nat'in sözleri ile kafasını kaldırdı Diana.

Avengerler soran bakışları ile kızıl ajana bakarken Nat devam etti. "Shield saldırıyı Hydra'nın yaptığını tespit etti. Kış Askeri denilen adam.. Kameralarda görüldü. Yakalanma emri var."

"Bu iyi.. dimi" Diyen Diana'yı "Tabi ki" diye cevaplayan Tony'nin ardından. Friday'in sesi duyuldu. Patron Dış işleri Bakanı Thunderbolt Ross geldi.

...

"Halk sizden korkuyor. Kısıtlanmanız gerek. 117 ülke bu anlaşmaya imzaladı. Sebep olduğunuz yıkım yüzlerce ölüme sebep oldu" bunu derken gözleri Diana'yı bulmuştu. Dosyayı hafifçe masanın ortasına iten Ross konuşmayı bitirdiğinde Natsaha cevapladı. "Ya istemediğiniz bir karar verirsek?"

Bu cümlenin Bakan Ross'un gözleri Wanda ve Diana'yı buldu.

"Öncelikle kabul etmeyenleriniz tutuklanır. Ve sonrasında şu 2 büyücünün üzerinde bir kaç araştırma yaptıktan hemen sonra üst düzey güvenlikli bir odada hapis tutarız..."

Diana bu sözlerle irkilirken hemen yanında oturan Wanda elini sıktı.
bakan Ross devam etti. " Ve hareket edemeyeceğinize emin olacağım... sadece önlem."

Diana ayağa kalkmak istediğinde Natasha onu kolundan çekip tekrar koltuğuna oturtturdu.

Diana Nat'e ters bir bakış attıktan sonra dudaklarını araladı. "Saçmalıklarını kes bunu kabul etmeyeceğim." Bakan Ross omuz silkerek " Birkaç gününüz var. Kabul etmezsen sonuçlarına katlanırsın." Dedikten sonra odadan çıktı.Diana sinirle sandalyesine tekrar otururken Wanda'ya "Bunu yapmalarına izin vermeyeceğim" dedi. Wanda kaygıyla başını sallarken Nat Tony'e seslendi. "Tony.. oldukça sessizsin." Bunun üzerine Steve konuştu. "Çünkü kararını çoktan verdi."

Tony oturduğu koltuktan ayaklanırken mutfağa yöneldi. "Aslında elektronik bir baş ağrısı çekiyorum... Şu kahve telvelerini kim lavaboya döküyor ne burası motosiklet grubu mu?" Bunun üzerine Diana oturduğu sandalye de küçüldüğünde herkes bunu kimin yaptığını anlamıştı bile.

Tony konuşmaya devam etti. Saatinden bir hologram yansıttığında genç bir çocuk görüldü.

...

Ve sonrasinda tony cocugu anlatir ve dagilirlsr falan.

Evetttttttt bence bölüm gayet hızlı geldi.

Aslında şuan otobüsteyim. Okul çıkışında biraz yazıyım dedim.

Yöne kısa bir bölüm fakat... herneyse

Okumalar gittikçe azaldığını farkedince atmak istemedim ama hala okuyan kişiler var. Bu sizin için.

MÜZAYEDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin