Bölüm 3

43 14 2
                                    

Orman ruhunun sesi üçünün de duygularının kırılma noktası oldu. Üçü de memhuniyetsizlik dolu sesle gerçeğe döndü.

"Geciktin." Dedi Yoongi verandadan inerken.

"Hala bu kadar insan olduğunu bilseydim gelmezdim." Hoşnutsuz ifadesiyle çıktı sögüt ağacının dallarının arasından.

"Yine de bu kadar geç gelmemeliydin."

"İnsanları gönderirsin belki diye ummuştum."

Ay ruhu onun insanlara karşı olan bu tavırlarına alışkındı o yüzden başka bir şey söylemedi. İnsanları görmeyi bile sevmezdi arkadaşı. Onlardan olabildiğince uzak durmaya çalışırdı.

"Odada mı?" Diye sordu Namjoon'un odasına doğru bakarken. Orada olduğunu biliyordu. İnsanın içinde dolaşan bir ruhun enerjisini hissediyordu. Cevap almasına bile gerek yoktu. Ki Yoongi de onaylar bir cevap vermemişti.

İki doğa ruhu odaya giderken arkada kalan ikili sessizce onları dinlemişti. Orman ruhlarının insanlardan hoşlanmadığına dair olan anlatılar ve söylentiler Orman ruhunun geldiği ilk andaki tavırlarıyla doğrulanmıştı.

Taehyung odaya girdiğinde başka bir insanla daha karşılaştığı için iyice yüzü düştü. Arkalarından kapı açılıp da biraz önce gürdüğü insanlardan biri daha içeri girdiğimde ters ters Yoongi'ye bakmaya başladı. Ay ruhu ise onu hiç umursamadan merakla bakan Hoseok'a ve biraz önce orman ruhunun agresif tavrına şahit olan Jimin'e Taehyung'u tanıttı.

"Taehyung, çağırdığım Orman ruhu."

Hoseok umutla bir şey diyecekti ki odayı sert bir akasya kokusu doldurdu. Koku hem hoş hemde ağır bir şekilde iki insanın tehdidi olmuştu. Orman ruhunun uyarısıydı bu onlar için. Benimle direk konuşmayın diyordu. Benimle konuşmayın, hatta bana bakmayın bile! Bu açık uyarı geri adım attırdı iki insana da.

Orman ruhu yere oturdu. Yoongi de yan tarafına geçerken Namjoon'un üzerine örtülmüş olan ince örtüyü insanın bacaklarına kadar çekti.

Namjoon'un üzerindeki siyah lekeler nerdeyse tüm vücudunu kaplamıştı. Kollarında, ellerinde, boynunda ve yüzünde lekeler vardı. Taehyung uzanıp gömleğini göğsüne kadar sıyırdı. Karnı ve göğsünün tamamı aynı siyah lekeyle kaplıydı. Bacaklarını görmeseler bile lekenin orada da olduğunu biliyorlardı. Orman ruhu elini lekelerle kaplı göğüse koydu. Yeşil büyü parmaklarının ucundan insanın bedenine yayıldı. Hoseok da Jimin de daha önce büyüyü fiziksel olarak görmemişlerdi. Hatta büyünün gözle görülebilecek bir şey olduğunu bile bilmiyorlardı. Arkadaşları için endişeli ve meraklı olmasaydılar bunun ne kadar güzel olduğuna hayranlık duyabilirlerdi. Hatta bu durum bile yeşil doğa büyüsünün güzelliğinden etkilenmelerine engel değildi.

"Yami mi?" Diye sordu Yoongi işaretin hangi ruha ait olduğunu anlamaya çalışan orman ruhuna.

"Hayır, onun büyüsü böyle işlemiyor." Taehyung insanın vücudunu değiştirmeye başlayan büyünün varlığının hangi ruha ait olduğunu anlamıştı. "Seo anh'ın."

"Seo anh mı?" Sesinde belirli bir hayret vardı. Taehyung da Yoongi gibi şaşkındı. Seo anh yüzlerce yıldır hiçbir insanı işaretlememişti. İnsanları veya büyücüleri işaretlemek ona göre değildi. Kendi bölgesinde yaşar, arada bir dış dünyayı dolaşmak için günleri harcar, biraz eğlenir ve geri dönerdi.

"Cevap vermiyor mu?"

"İnsanın bilinci açık. Ama Seo anh da insan da iletişimi kabul etmiyor."

"Neyi var? Ne olduğunu bize de anlatır mısınız." Dedi Hoseok üzerindeki akasya etkisini kırarak.

Under The Moonlight / YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin