Bölüm 6

37 10 0
                                    

Ay ışığı malikanesi misafirlerini ağırlamaya başlayalı neredeyse bir hafta oluyordu. Ay ruhu çevresinde insanların olmasından bir hayli keyif alıyordu. Jungkook'un anlatacak o kadar çok şeyi vardı ki beraberken sıkılıp sohbet etmedikleri an neredeyse yoktu. Jimin ile de rahatça konuşabiliyordu. Yemek yaparken veya bahçe işleriyle uğaşırken köyde neler yaptıklarını dinlemekten hoşlanıyordu. Yoongi insanların gündelik hayatlarında neler yaptılarını, zamanlarını nasıl geçirdiklerini dinlemeyi hep sevmişti. Daha önce evine gelen misafirlerden de neler yaptıklarını, nereden gelip nereye gittiklerini, hayatlarını nasıl geçirdiklerini dinlemekten mutlu olurdu. O yüzden Jimin ve Jungkook'u hatta Hoseok'u dinlemekten hiç rahatsız olmuyordu. Hoseok başta kendisiyle resmi konuşsa bile zaman geçirdikçe saygı kalıplarını atmış ve Ay ruhuna ismiyle hitap etmeye başlamıştı. Gin insanların resmiyetsiz konuşmalarından pek hoşlanmasa bile kızmıyordu artık.

Günler bir şekilde yuvarlanıp gitse bile Namjoon'dan uyacağına dair bir işaret yoktu. Vücudundaki siyah lekeler yayılmayı durudurmuştu. Gelen üç kuzguna iki tane daha eklenmişti. Kuzgunlar Namjoon'un kaldığı odanın çatısına tünüyor, arada sırada malikanenin dışına çıkıyor ve geri dönyorlardı. Yoongi de Taehyung da hem Namjoon'un bedeninden hemde kuzgunlardan Gölgeler ruhuyla konuşmaya çalışmışlar ama yine reddedilmişlerdi. Seo anh'a ziyaret için haber göndermeye çalışmışlardı ama onuda kabul etmemişti. Elden sadece bekleyip Namjoon'un kısa zamanda uyanmasını ummaktan başka bir şey gelmiyordu.

Jimin kendisinin kılıç kullanmakta ve ok atmakta iyi olduğunu söylediğinden beri Jungkook ondan kendisine kılıç ve yay kullanmayı öğretmesini istemişti. Birkaç gündür en büyük uğraşları buydu. Yapacak çok az şeyleri olduğu için genç adama bir şeyler öğretmekle zaman geçirmenin iyi olabileceğini düşünmüştü. Önce daha kolay öğrenebileceğini düşündüğü için yay ve ok kullanmayı öğretmeyi düşünmüştü ama Jungkook bu konuda o kadar kötüydü ki ilk gün birkaç saat uğraştıktan sonra yayını ve okunu genç adamın elinden almıştı.

Hem Yoongi hemde Hoseok Jungkook'dan başka yayı gerip ok atmakta daha başarısız çok az kişi görmüşlerdi. Nereye atacağını bile kestiremiyordu. Hedef için koydukları bir balya samanı vurmak yerine birkaç metre sağındaki erik ağacını vurduğunda hepsi -Yoongi bile- Tehyung'un o anda malikanede olmadığına duacıydılar. Ay ruhu -insanların görmediği ve hissedemediği- erik ağacı ruhunun iyi olduğunu ve varlığının yaralanmadığını söylemiş olsa bile Jungkook ağaçtan özür dilemiş hatta neredeyse yerlere kapanarak af dilemişti. Ve ruha Taehyung'a bir şey söylememesi için neredeyse yalvarmıştı. Ve tabii özür dilemeleri yine de Gin'den son defa dayak yiyip saçlarının çekilmesine engel olmamıştı. Jungkook aramız iyidi diye söylense bile Gin arkadaşını vurduğu için -bu kısmı da Yoongi söylemişti- Jungkook'un canını biraz yakmıştı.

Genç adam dinlediği onlarca hikayeden ve gördüğü onca şeyden sonra ağaçların, çiçeklerin, suyu ve hatta rüzgarın bile ruhları olduğunu biliyordu. Hiçbirini incitmek istemezdi. Samimi özrünün nedeni, görmese ve hissetmese bile onların ruhlarının varlığını bilmesiydi. Orman ruhundan da korkmuyor değildi. Ertesi gün orman ruhu söğüt ağacının içinden çıktığında avluda Jungkook'a kılıç tutmayı öğretmeye çalışan Jimin ve onları izleyen Hoseok ve Yoongi'ye bakmadan hemen erik ağacına çevirmişti gözlerini. Hiçbir şey söylemeden avludaki insanların arasından geçmiş ve erik ağacının yanına gitmişti. Hepsi onun kızacağını düşünmüştü ama orman ruhu elini okun açtığı küçük deliğin yanına koymuş ve beklemişti. Yoongi hariç kimse ağaç ruhunun Taehyung'a olanları anlattığına şahit olmamıştı. Taehyung Jungkook'a kızmayı sitemişti ama erik ağacı ruhunun genç adamın özür dileyen ve edişeli tutumunu anlatmasıyla vazgeçmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Under The Moonlight / YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin