Bölüm 4

38 10 0
                                    

Ay ruhu sabah uyandığında etraftaki sessizliği yadırgamıştı. Genellikle sessiz olan malikane misafirleri olduğunda daha canlı olurdu. Sanki etrafta kimse yokmuş gibi sessizdi, Taehyung'un varlığını da hissetmiyordu. İnsanlarla karşılaşmamak için gitmiş olabileceğini düşündü üzerindeki geceliği gündelik kıyafetlerle değiştiriken. İşaretlenmiş olanın da diğer binada olduğunu hissediyordu. Namjoon ordayken arkadaşları onu bırakmazdı. Ama açık penceresinden hiçbir ses gelmiyordu. Gin bile yoktu etrafta.

Sabahın erken saatleri değildi. Güneş çoktan doğmuş ve gecenin serinliği çoktan kırılmıştı. Evden çıkıp avluya indiğinde açmış bir sürü çiçeği fark etti. Gece görmemişti yeni doğanları. Güneş ışığı bahçesindeki yaşamın filizlerini daha belirgin gösteriyordu. Sıradan, hiçbir şeyden haberi olmayan insanlar bile anlardı bir orman ruhunun burda bulunduğunu. Taehyung'un yaşam enerjisi her yere yayılmıştı. Yoongi bu hissi seviyordu.

"Günaydın, yeni mi uyandın." Ruhların uyuyup uyumadığını bilmiyordu ama samimi bir konuşma başlatmak istediği için böyle söylemişti Jimin. Misafirhanenin arkasındaki ahıra giden yoldan çıktığında Yoongi biraz şaşırmıştı. Gerçekten kimsenin olmadığını düşünmüştü.

"Günaydın." Diye karşılık verdi. Jimin çoktan güne başlamış gibi görünüyordu. Sabah kalkar kalkmaz yaptığını düşündüğü saçlarındaki örgüleri bile biraz dağılmıştı. "Kimse yok mu?"

"Sadece ben varım. Bir de Namjoon." Dedi gülümseyerek. "Sabah erkenden Jaehan ve diğerleri ayrıldı. Jungkook da yol gösterici olarak onlarla gitti."

"Neden gittiler ki?"

"Kalabalık etmek istemedik." Sesi biraz mahcup bir hal almıştı. "Uzun bir süre kalma ihtimalimiz var. Gereksiz kalabalık oluşturmamak için üçünün gitmesine karar verdik. Ben ve Hoseok kalacağız."
Yoongi için hiç sorun olmazdı kalabalık. Dünde söylemişti. İstedikleri kadar kalabilirlerdi. Ama gitmeleri yönünde karar verdilerse bir şey söyleyemezdi. "Hoseok da mı yok." Geri gelecek olmasına rağmen onun da gitmesine şaşırmıştı. Namjoon'un başından ayrılacağını bile sanmıyordu.

"Kasabaya uğraması gerektiğini söyledi. Jungkook ile çocukları bıraktıktan sonra yakınlardaki kasabaya uğrayıp öyle geleceklermiş."

"Namjoon'u bırakmasına şaşırdım. Onun için çok endişeliydi."

"Hala öyle. Dün gece Orman ruhunun bahsettiklerinden sonra başında beklemeye gerek olmadığını anlamış sanırım. En azından sabah ayrılmadan önce bana öyle söyledi. Bende burada olduğum için gitti." Durdu ve söylemesi gereken bir şeyi unutmuş da yeni hatırlamış gibi devam etti. "Ve Gin de onlarla gitti."

"Gin mi? Gin neden gitti." Bu Hoseok'un gitmesinden daha da şaşırtıcıydı. Periler bir yerde sabit kalmazlardı. Gezer, dolaşır ve kafalarına bir şey takıp onunla uğraşırlardı. Gin hariç diğer gümüş periler ay ışığı malikanesine ara sıra uğrar biraz vakit geçirir ve giderlerdi. Hatta bazen farklı renkte periler gümüş perilerden daha çok zaman geçirirdi Yoongi'nin yanında. Gin ise küçük bir istisnaydı. Ay ışığı malikanesinde vakit geçirmeyi ve gelen perilerle arkadaşlık kurmayı seviyordu. Sık sık malikaneden ayrılsa bile uzun zaman dışarıda kalmazdı. Gin'in gitmiş olması değil de Jungkook ile gitmiş olması daha tuhaftı.

"Taehyung onun Jungkook'un geri döneceğinden emin olmak için onlarla gittiğini söyledi. Nedenini anlamadım ama sanırım Jungkook'u çekiştire çekiştire bile olsa ay ışığı malikanesine geri getirecekmiş." Düşünür gibi kaşlarını biraz çatıp dudaklarını büzdü. "Bana daha çok Jungkook ile uğraşamak için gidiyormuş gibi geldi."

Yoongi duydukları karşısında genişçe gülümsedi. Taehyung haklıydı. Gin gerçekten de Jungkook'un geri dönmesi için onlarla gitmişti. Her ne kadar ondan hoşlanmıyor olsa bile Ay ruhunun dile getirmediği ama içinden gelen isteği biliyordu. Bağlı olduğu ruhu anlamak küçük peri için oldukça kolaydı. Jungkook'un biraz daha kalmasını geçiriyordu içinden Ay ruhu. Genç adamın biraz daha burda kalmasını istiyordu. Onun ruhunda ve yaşam enerjisinde güçlü bir düğüm vardı. Çok küçük, sıradan basit bir şeydi ama Yoongi bu düğümün ay ışığı malikanesinde çözülebileceğini düşünüyordu. Ne olduğunu bilmiyordu ama onun biraz daha kalması gerektiğini hissediyordu. Ve tüm bunlardan ayrı olarak Jungkook ile sohbet etmek de hoştu. Genç bir gezgin ve yol gösterici olacak anlatacak çok şeyi vardı. Beraber yemek hazırladıkları ara bunu fark etmişti Yoongi. Ve onun daha uzun yanında kalmasını istemişti. Gin içinden geçen bu küçük istekleri hissetmişti.

Under The Moonlight / YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin