7💌

163 15 20
                                    

İyi okumalar💌

Öğle teneffüsünde kantinde bir masada oturup test kitabımı çözerken birden yanıma oturan Minho ile başımı kaldırdığımda karşı sandalyeye de Hyunjin ve Felix oturuyordu. Onlara gülümsedikten sonra Felix benim test kitabımı alıp bakmaya başladı. O sırada Hyunjin gözlerini büyüterek baktığında konuştu.


"Ohaa! Çok fazla işlem var. En kısa soruda bile en uzun sorudan fazla işlem var."


Hyunjin böyle demesiyle soruya baktığımda o soru babam ile Jungkook hyung kavga ederken ben kavgayı duymamak için kulaklığımı takıp o soruyu uzatabildiğim kadar uzatmıştım. Bununla gözlerim dolacak gibi olsa da sadece gülümsemiş ve belli etmek istemedim.


"Jisung neden bu kadar uzatıyorsun cevapları. Özel bir sebebi var mı?"


Minho'nun sorduğu soru ile başıma ona çevirdiğimde biraz fazla yakınımda olduğu için istemsiz kendimi hemen geri çektiğimde sorduğu soruyu yanıtladım.


"Y-yok canım. Sadece böyle çözmeyi seviyorum o kadar."


Diyerek onu cevapladıktan sonra Felix'in bizi sırıtarak izlemesi yüzünden utandığım için test sorusuna bakarken masadaki üçlü bana güldükten sonra ben daha da utandığım için iyice soruya odaklandım.


"Tamam tamam gerçek dünyaya dön Jisung."


Felix gülmesini kesip bana söylediği şey ile çözdüğüm soruya baktığımda yine çok uzun bir işlem yaptığımı fark ettiğimde derin bir iç çektim. Biraz daha sohbet ettikten sonra zil çalmış ve hepimiz kendi sınıflarımıza geldiğimizde ben dengemi kaybedip düşecek iken Minho kolları ile belimi kavrayıp beni kendine çektiğimde şuan onun dudakları ve benim dudaklarım arasında milimler varken ben korkup kendimi geri çektim.


"Ö-özür dile-"

"Asıl ben özür dilerim. Düşmeni engellemek için sana dokundum."

"So-sorun yok."


Kalbim ve nabzım hızlanırken yerime geçtiğimde Minho'da benim arkamda olan yerine geçtiğinde ben utandığım için için hoca gelene kadar okuduğum polisiye romanın son sayfalarını okuyordum. Tarih hocası geldiğinde kitabı kapatıp gerekli malzemelerimi çıkarıp dersi dinlemeye başladım.


~~~


Okul bittiğinde Minho ile sınıftan çıktık. Ben hâlâ çok utandığım için onun yüzüne bakmazken o benim yüzüme gülümseyerek bakıyordu. En sonunda çıkış kapısına geldiğimizde Felix ve Hyunjin bizi beklerken gülerek sohbet ettiklerini gören Minho kaşlarını çattığında içimden gülmemek için kendimi zor tutarken Minho hızlı adımlar ile yürümeye başladı. Kardeşi onun kırmızı çizgisiydi. O yüzden herkesten kıskanırdı. Sanırım bu kıskanma işi Hyunjin olsa bile geçerliydi.


"Lixie!"

"Hyung ne diye öyle bağırıyorsun?"

"Hiç canım. Siz ne diye bu kadar gülerek konuşuyordunuz?"

"Çünkü matematik hocasının bize anlattığı bir hikaye aklımıza geldiği için gülmeye başladık."

"Sadece bu yani?"

"Evet hyung. Başka ne olacak ki?"


Felix bunu dediğinde benim gözlerim Hyunjin'i bulduğunda gözündeki kırgınlığı gördüğümde onu çok iyi anlıyordum.


"Jisung sen niye bu kadar kızar-"

"Aaa Tae hyung gelmiş, ben en iyisi gideyim. Yarın görüşürüz."


Hızlıca koşarken Felix'in sesli bir şekilde gülme sesini duyduğumda Tae hyung'un arabasına bindiğimde Jungkook hyung'ta arabadaydı.


"Jisung kıpkırmızı olmuşsun?"

"Ha ne? Haa şey ya koştum ya o yüzden."

"Bence baş harfi M olan birisi yüzünden olmuş gibi."

"Hyung!"

"Sustum sustum."


Jungkook hyung ve Tae hyung sesli bir şekilde güldüklerinde Minho yanımızdan geçerken bana göz kırptığında ben iyice utanıp kulaklığımı takıp yola odaklandım.







💌Bölüm bitti💌

"😢👀"

Querencia ~minsung~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin