Sabah 7.30 da uyandım. Ben uyumayı pek sevmezdim. Erken yatıp erken kalkardım. Ama birazda anne baskısıyla tabi. Sucuk geç yatıp geç kalktığı için ona şu anlık yazmadım. Elimi yüzümü yıkamazdım hemen kalktığımda. Yatağımın yanındaki komidinin üstündeki bilgisayarı aldım ve romanımı yazmaya devam ettim. Okulda roman yarışması vardı. Her zaman sık sık bir şeyler yazardım. Tam yazamaya devam edicekken annem odama girdi ve dediki
"Kızım seninle bi konu hakkında konuşucaz birkaç dakika içinde elini yüzünü yıkayıp salona gel"
Diyip kapımın kenarından ayrıldı. Ne olduğunu anlamamıştım çünkü annem çom ciddi bir şekilde söylemişti bunu. Şimdi kokusu çıkar zaten. Elimi yüzümü yıkamadan salona doğru yürümeye başladım. Salona geldiğimde babamında ciddi bir şekilde bana döndüğünü gördüm. Tekli koltuğa oturup onların konuyu anlatmalarını bekledim. Uzun süre geçmesine rağmen konuşmadıkları için sinirlenip biraz çok az sesimi yükselttim
"Ne konuşçaksanız konuşun ağaç oldum burada hadi beee!"
Dedim ve bu sözlerin dönüşü oldu annem sesini çok az yükselterek
"Ebeveynlere ses yükseltirmez!"
Dedi sonra babam bizi sakinleştirdi ve konuya girdi
"Kızım seninle hayati bir mesele hakkında konuşmalıyız. Benim müdürüm deneyimli biri olduğum için beni Paris'te olan büyük şirkete transfer etmeyi teklif etti. Ve bu akşam cevap vermem gerekiyor. Oraya gidersek hem eğitimin için ve geleceğin için daha iyi olucak. Ama biz senin buna karar vermeni istedik. Düşün taşın akşam olmadan."
Dedi. Biran ne diyeceğimi bilemedim ve koşturarak odama gittim. Odamın kapısını kilitledim ve düşünmeye başladım. Ne kadar Paris'e gitmek benim bir hayalim olsada ben suyumu bırakamazdım. O benim su kaynağımdı ben onu bırakamazdım. Ama bir yandan babamın iyiliği ve bizim iyiliğimiz için bir fırsat vardı. Biraz düşünmek ve kafamı dağıtmak için rastgele bir şarkı açtım.
1 saat sonra
Paris'e gitme kararı almıştım. Bidaha böyle bir fırsat karşıma çıkamazdı. Suyumu çok özlicem. Ama yazın tatil için İzmir'e geri gelecektik. Hem E-posta ile yazışıp konuşabilirdik. Babamla biraz daha detayları konuştuktan sonra Suya haber vermek için Suya yazdım.Siz:Sucuk çabuk bakk hemen
Su-cuk: Ne oldu gene ya
Siz: He Su acil bir buluşma
ayarlamamız lazım her zaman buluştuğumuz kafeye gitmeliyiz.
Sen hemen hazırlanmaya başla anca çıkarsın.Su-cuk:Neden mesajla söylemiyorsun ki
Her neyse hazırlanıp çıkacağım.Siz:Mehtap Teyze izin verir mi ki?
Su-cuk:Güneşle buluşacağım derim
Hiçbir şey demez.Siz:Tamam benimkilerde bişey demez.
Mesaj sayfasından çıkıp bir bilet sitesine girdim ve ne zamandır gitmek istediğimiz 3391 km filmine iki bilet aldım. Ona olan biteni söyledikten sonra birlikte gidebilirdik. Hemen üstüme birşeyler geçirdim.
Üstümü giyindikten sonra çantamın içine telefonumu atıp hemen evden çıktım. Kafeye vardığımda daha Su gelmemişti.
Biraz bekledikten sonra Su geldi ve karşıma oturdu
Konuşmaya başladım"Bak Su benim için iyi fakat senin için pekte iyi olmayacak birşey oldu"
Dedim ve Su konuşmaya başladı
"Ya Güneş meraklandırmasana insanı ne oldu söyle hadi"
Derin bir nefes alarak zorlukla konuşmaya başladım.
"Su....1. Bölüm sonu
Arkadaşımda Su'yun ağzından yazıyor
Hesabı : soooyaawq
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir E-posta Meselesi 2
Teen FictionÖnümde iki seçeneğim vardı ya Türkiye'de kalıp Su ile vakit geçiricektim ya da Paris'e gidip babamın yeni işinde daha fazla para almasını ve daha iyi bir eğitim görebilmemi