Yara İzlerim Geçiyor Gibi

9 2 7
                                    



Selamlarr, uzun bir aradan sonra tekrar buluşabildik. Nasılsınız? Ben iyi olmaya çalışıyorum her ne kadar kötü olsamda. Hadi bu bölüm Güneyden size gelsin. İyi okumalar

-Lights Are On-

Eren gideli yarım saat olmuştu. Ben o yarım saatte yatakta uzanmış dışarıyı izliyordum. Hava yavaş yavaş kararıyordu, yaz günlerimin böyle geçmesini istemezdim. Ereni her ne kadar geç tanısamda ne kadar iyi biri olduğunu ilk gördüğümde çocukları güldürebilmek için taktığı takma isimle anladım. Eren başarmıştı acaba ben başarabilecek miydim? Derin düşüncelere dalmışken kapıyı tıklayıp içeri giren sarı kafayı gördüm. "Gelebilir miyim rüya?" Dedi güney ve yavaşça içeri doğru adım attı. "Yok ya gelme güney" diyip gülerken kapıyı kapatıp koltuğa oturdu ve bana nası olduğumu sordu. "Nasılsın şekerim" diyen güneye baktığımda "iyiyim, ben ne zaman taburcu olucam artık salsınlar beni" dediğim şeye kahkaha atan güneye bakıyodum.

             "Doktorla konuştum yarın çıkabilirmişsin" dediğinde ellerimle alkış yapıp "sonunda be" diyip sesimi azcık yükselttim. "Yemin ederim çatımı özledim dışardaki havayı yıldızları özledim" dediğimde bana baktı ve aklından geçen şeyleri söyledi. "İstersen dışarı çıkabiliriz" dediğinde hevesli bir şekilde "olur" dedim. "Tamam bekle" diyip ayağı kalktı ve yanıma gelip elini uzattı."Şimdi yavaşca ayağı kalk" dediğinde "GÜNEY abartma! İyiyim ben" dediğimde güneye sesimi yine yükseltmiştim. "Tamam sakin ol patron" dediğinde kıkırdayarak ayağı kalktım ve sakat olan ayağımın üzerine yüklenmeden güneyin koluna girip yürümeye başladık.

                 Dışarı çıktığımızda ayağım acımıyordu. Hava kararmış yıldızlar belli olmuş ay ise her zamanki gibi parlıyordu. Hastanenin parkına gidip ordaki banklarda oturduk, derin nefes alarak özlediğim havayı içime çektim. Hava her zamanki gibi sıcaktı, sıcak gecelerde istanbulda bir farklı oluyormuş. "Hatırlıyor musun şimalin kafasına top gelip dudağını patlatmış ve yere düşüp dizini kanatmıştı" dediğinde dedikleri şeyler aklıma geldi. Biz yakartop oynuyorduk şimal oraya geçmişti güney topu o kadar sert atmıştı ki şimalin kafasına gelip kızı yere düşürtmüştü. "Evet" dedim sakin bir ses ile huzurluydum. "O günde akşam şimalin diz ağrısı geçmediği için hastaneye gelmiştik. Şimalin dizine dikiş atmışlardı biz ise bankta oturmuş çıkmalarını bekliyorduk yine aynı bu şekilde" dedi. "Şimal için çok endişelenmiştik" dedim ona bakarak o ise bana dönerek "evet" dedi.

                   Başka bir konu açarak daha da derine inmek istedim. "Sen hatırlıyor musun ailecek yemeğe gitmiştik" dedim. O ise başıyla onaylayarak "hatırlamaz mıyım o gün çok ısrar etmiştim sen bizde kal diye babana ama harun abi işte izin vermemişti rahmetli" dediğinde gözlerim doldu. Her ne kadar o kazada babamı suçlasamda onlada çok güzel anılarım vardı. Bu anılarımı görmezden gelmek kabuk bağlamış olan yaralarımın kabuğunu soyup kanatmak kadar kötü bir şeydi. "Babam öyledir, her ne kadar kırsada kalbimi geri toplamayı bilirdi" dedim dolu gözlerle gökyüzüne bakarak. Yaşlar yanaklarımdan süzülmelerini umursamadan gökyüzüne bakmaya devam ettim. Ayağı kalkıp önüme eğilen ve elleriyle yanaklarımaki yaşları silen güneye baktım. Bu yaptığı şey karşısında yüzüme acıklı bir gülümseme oturdu, ellerimi tutup "her zaman yanındayım biliyorsun dimi güzel minnakım" dediğinde başımla onayladım ve ellerimi ellerinden çekerek boynuna doğru sarıldım. Bu yaptığım şey karşısında oda ellerini belime sararak sırtımı yavaşça okşadı.

İlk defa kendimi bu kadar huzurlu hissediyordum. Ailemi özlemiştim ama güney ailemin yerini her ne kadar eksik kalsada yeterli bir şekilde dolduruyordu.

              Kollarımı yavaşça çekerek güneye doğru baktım. "Teşekkür ederim güney geldiğin için" dedim o ise eliyle yanağından makas alarak "tabiki gelcem aşko ayıp ediyosun hee" diyip güldü dediği şeye bende gülerken arkadan bize seslenen hemşireyi gördüm. "Rüya hanım dışarıda ne yapıyorsunuz? Odanızda dinlenmeniz lazım" diyen hemşireye dönüp başlarım dinlenmeye!Eğlenmem lazım benim. "Tamam geliyoruz hemşire siz gidebilirsiniz" dedi güney benim konuşmamı beklemeden "tamam akşam yemeğinizi odanıza bıraktım" diyip yanımızdan uzaklaştı. Önüme döndüğümde güney ayağı kalkmış ve bana elini uzatmıştı "hadi gidelim" dediğinde onaylayarak elini tuttum ve yavaş bir şekilde ayağı kalktım. Hafifçe ayağım üzerine basaraken fazla acıması nedeniyle dizim kırıldı ve düşücekken güney kolumdan tutup hemen bir eliyle belimi diğer eliyse ise bacaklarımı dikkatli bir şekilde tutarak beni kucağına aldı. "Güney yürüye" deken sözümü keserek "itiraz etme rüya emekleyerek mi geleceksin" dedi onaylayıp sessizce odaya gelmesini bekledim.

MahperiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin