Hayat Süprizlerle Dolu

4 0 0
                                    



Selamlar canoolaar yine ben yine ben yinee benn (:. Nabersinizz ben iyi gibiyim öncelikle okul başladığından dolayı çok bölüm atamayacağım ama siz alışkınsınızdır(: Severek yazdığım bir bölüm daha iyi okumalar derim canlarr💙


O vardı, onun sohbeti, onun gülmesi, onun tarzı, onun her şeyi mutlu ederdi insanı...


-Romantic Homicide-

                Nerdeydim ben ? Burası neresiydi? kafamdaki soruları bir kenara bırakıp karanlık ama ayın zefiri karanlık olmasına izin vermediği bir ormandaydım. Etrafımda sanki birisi dolaşıyormuş gibi bir hissiyat veriyordu bu oldukça korkunçtu!! Arkamdan biri omzuma dokunup "cehenneme hoş geldin melek kız" dedi. Dediği şeyler karşısında hiç bir fikrim olmadan koşmaya başladım yoksa sonum mu gelmişti? Hayır, hayır sonum bir ormanda ölerek bitiremezdim. Sonum mutlu bitirmek zorundaydım bende her insan gibi mutlu yaşamak zorundaydım. Koşmaktan yorulan ayaklarım yavaş yavaş ağrıyordu. Yavaştan dönen başımı alt etmek için kendi kendime söylenmeye başladım. "İçini rahat tut, başını hep dik tut rüya sadece koş" diyerekten kendimi teselli etmeye çalışıyordum. Bu sefer vücudum, kemiklerim kalbimde hayata tutunduğum gibi tutunamadı bana, başımın dönmesiyle gözlerim karardı. Ellerimle kafama ve yanaklarıma vurup kendime gelmeye çalışıyordum. Arkamdan birisinin geldiğine emindim gelmeseler bile tek kaldığım bu ormanda ne tür bir vahşi hayvanın çıkacağı belli değildi. Korktum hala korkuyordum da.. Gözlerim karardı ve dizlerimin üstüne düşerek yere yığıldım. Finalim böyle mi bitecekti? Gözlerim kapanmadan bir ses duydum yanıma geldi ve "senin hikayen burda bitti melek kız kendi dünyana geri dön!" dediğini duyup bilincim kapandı. Belki de kendi dünyamda aradığımı burda bulmaya çalışıyordum? Bulmadan pes etmeyecektim gerekirse her yer, bakmadığım yer kalmayacaktı...








                 Beni elleriyle kollarımı çekiştirip uyandırmaya çalışan ardaya baktım. Büyük ihtimalle yeni uyanmıştı ve evi de bilmediği için beni uyandırma kararı almıştı. "ARDA! Sallanmadan kusacağım üzerine bak dur az" diyip yattığım koltuktan kalkıp ayağımı sızlatmadan oturma pozisyonunu aldım. "Tamam be sakin ol" diyen ardaya baktım sonra salonun ne kadar toplu olduğunu fark ettim. Dün akşam ben mi toplamıştım? Ayağı kalkıp yavaşça ardayı arkamda bırakarak mutfağa gittim ve ne kadar toplu olduğunu artı olarakta masada kahvaltı hazırlandığını gördüm. 

                 Salondaki ardanın yanına gitmek için kapıdan çıkarken bir an karşıma arda çıktı. Aramızdaki mesafeyi tutabilmek için sakat ayağımın üzerine basarak canımı yaksamda temas sevmediğim halde ardanın belimden tutup kucağına alması bir oldu. "Arda! napıyorsun indir beni" diyip inmeye çalışsamda "kızım sırf temas sevmiyorsun diye ayağını tekrar sakatlayıp sana bakamam işlerim güçlerim var benim! Bakıcın değilim çeki düzen ver ve o ayak ile birlite kendine dikkat et de bir an önce iyileş gideyim!" diyip sesini yükseltiğinde beni sandalyeye koymuştu bile. Neden bu kadar sinirlenmişti? Sinirlenip bana bağırması sinirimi gitmiş olacak ki ayağımı umursamadan arkasını dönüp giden ardaya bağırmam bir oldu "zorla mı tutuyorum? Gitmek istersen gidersin arda kapı orda. Ayağımı düşünecek en son kişisin! Sana muhtaç falan da değilim ayrıca bir daha bana bağırma babama benziyorsun!" dediğimde ayağımı umursamadan yanına gidip önüne geçtim. "Ayak benim acı benim eğer ki bana bakmak istemiyorsan bana bir şey söylemene gerek yok! Kapının yolunu biliyorsun gidebilirsin ama siz karşınızdaki kişinin kırılıp kırılmayacağını bilmeden aptal gibi konuşursunuz! Ben ise her bokta sen kırıldın mı? O kırılıdı mı? Diye düşünürüm." diyip mutfaktan çıktım gitmek isterse kapının yolunu biliyordu zorla dur diyen yoktu. Merdivenlerden hızlı bir şekilde çıkarak ayağımı sert adımlarla bastım her ne kadar acımasına rağmen. Acıya alışmıştım önemli olan acıyan yerlere yara bandı olacak şeydi. Kahretsin yara bandım nerdeydi? Odaya geldiğim gibi kulaklığımı takip yatağa uzandım ve ful ses müziğimi dinledim.

        Aradan baya vakit geçmişti ama ardadan ses seda yoktu. Acaba gerçekten gitmiş miydi? Çok da umrumda değildi gitmek istiyorsa giderdi. Aşağı inecektim ama gitmiş mi diye kontrol etmek için değil acıktığım için inecektim. Yavaşça yataktan kalkıp yürümeye başladım kapıyı açtığımda gördüğüm şeyler karşısında şoka girdim. Market olana değil (: 

           Neden bilmiyordum ama arda kapımın burda oturmuş pozisyonda uyuyakalmıştı. Gitmemişti, gitmediğini görmek neden beni bu kadar sevindirmişti ki? Sakin bir ses tonuyla "arda" dedim. Sesim çıktığı gibi gözleri açıldı ve bana bakıp ayağı kalktı. "Şey ben gideceğime haber vermek için gelmiştim ama rahatsız etmek istemedim napacağımı bilemediğim içinde burda oturmuştum, uyuyakalmışım" dedi bir eliyle boynunu tutarken. Söylediği şeyler karşısında ona doğru bir adım atarak "gidicek misin" dedim bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama gitmesini istemiyordum. Aramızdaki mesafeyi kapatarak bir adım attı ve "gitmiyim mi?" dedi sorduğu soru karşısında yalan söylemek istemediğim için ve bu söylediklerimi bir daha söylecek cesaret bulamayacağım için hızlı bir şekilde konuşmaya başladım "gitme" diyebildim. Yüzüne baktığımda saliselik bir gülümsediğini fark ettim. Utanmış mıydı? "Utandın mı sen" diyip güldüğümde gözlerini kaçırıp "sen göz doktoruna git bi" dedi ve "salak" diyerek kafama vurup aşağı indi. Ben niye salak olmuştum şimdi "ee kaldım ben burda" demiştim. Şu söylediğim şey karşısında kendime vurup cidden salak olduğumu anlamıştım. Yardım eder misin yerine niye ee kaldım ben burda der ki insan aptalım ben TAM Bİ APTAL.


                Yavaş adımlarla merdivenden inmeye başladım inerken de içimden dua ediyordum dediğim şeyi duymamış olsun diye. İndiğimde koltukta oturan ardayı gördüm telefonuyla ilgileniyordu beni gördüğünde "ee sen yukarda kalmıştın" dedi ve kahkaha attı. Kahretsin duymuş üstüne üstlük dalgada geçiyordu. Yerde bulunan terliği alıp kafasına doğru fırlattım ve istediğim gibide gitti "tam on ikiden" diyip sırıttım arda kafasını tutup sızlanırken "abartma annen sana hiç terlik fırlatmadı mı?" dedim. Dediğim şey karşısında beti benzi attı ve gözlerindeki o ışık karanlığa boğuldu. Dediğim şeyin ne kadar yanlış olduğunu şimdi anlamıştım GERİZEKALI RÜYA bir insanın hayatını bilmeden niye böyle bir şey dersin ki. "Şey eğer yanlış bir şey söylediysem özür dilerim" dediğimde bana baktı ve bir şey demeden mutfağa gitti. Ne bu trip? Kafama takmadan mutfağa doğru ilerledim. Sandalyeye oturmuş hazırlanan kahvaltıdan atıştırıyordu. Ben yokken hiç bir şey yememiş miydi? Karşısındaki sandalyeye oturup "arda ben" diyecekken lafımı bölüp "konuşmayalım olur mu rüya?" dedi ve "şuan konuşmayalım lütfen kahvaltımızı yapalım" diyerek ekledi. Başımla onaylayıp hazırladığı kahvaltımızı yaptık.



             Kahvaltıyı yaptıktan sonra mutfağı toplamış ve bir işi olduğunu söyleyip evden çıkmıştı arda ben ise salonda oturmuş tek başıma film izliyordum. Romantik komedi izlemezdim normalde ama bu filmi çok merak ediyordum. Filmin en heyecanlı kısmında kapı çaldı ne güzel öpüşceklerdi kim geldi ki? Düşüncelerimi bi kenara bırakıp filmi durdurup kapıya doğru ilerledim kapıyı hala çalan kişiye karşı "çatlama geldik be" diye bağırdım duymuş olacak ki çalmayı bıraktı. Kapıyı açıp kim olduğunu gördüğümde şoka girdim. Market olana değil he. Furkan burdaydı? Nasıl gelmişti?





Evet biliyorum canlarım bu aralar fazla yeni kişi ekliyorum ama aklımda çok güzel planlar var. Bu bölüm fazla kısa oldu o yüzden özrümü diliyorum buraya kadar okuduysanız da teşekkürler diğer bölümde görüşmek üzere..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MahperiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin