Merhaba.
Yeni kitabıma hoş geldiniz.
Yazım yanlışı olursa kusuruma bakmayın.1.BÖLÜM:
Düşünüyordum.
Neden bana fikrimin sorulmadığını.Konuşamadığım için mi? Yoksa çirkinliğim yüzünden mi?
Kış mevsiminde, camdan gelen havayı seviyordum. Kış mevsiminde yaptığım Kardanadam ailesini seviyordum. Kış mevsiminde annem ile birlikte yaptığımız sıcak çikolataları seviyordum.
Babam ölmeden önce.
O gitti. Kış mevsimi gitti.
Hayallerim ve sevdiğim her şey gitti.
En önemlisi sesim gitti.O ölmeden önce her şeyi seviyordum. Şimdi ise bir hiçlikten başka bir şey değiller.
Kayıp giden yolu izlerken annemi düşündüm. Onu nasıl bu kadar hızlı unuttuğunu. Anlayamıyordum. Bir şeyler yerine oturmuyordu.
Sanki bir yap-bozun içindeydik ve son parça kayıptı.
Bu aptal yolculukta tek yaptığım yapbozun son parçasını düşünmekti.Ve son on iki dakikadır yaptığım gibi annemi duymamazlıktan gelmekti.
"Tatlım hadi ama," Derin bir nefes alıp verdiğini işittim.
"Neden kararlarıma saygı duymuyorsun? Noah ile evlenen benim Adriel. Sen değil."Sinirlenmiştim. Ve sinirlerime hakim olabilen biri değildim. Yüzümü ona dönüp işaret dili ile konuştum.
"Evlenen sensin ama hayatı değişmek zorunda kalan benim. Asıl saygısız sence kim?"Ne dediğini duymamak için hızla arabadan inip bagajı açtım. Bu lanet göz yaşları ise tek tek toplanmaya başlamıştı. İçimden 'şimdi değil' diyerek tekrarlamaya başladım.
Şimdi değil. Şimdi değil tek kalınca.
Annem arabadan inip sevgili müstakbel 'kocasının' yanına gitti. Yüzlerine bakmak bile miğdemi bulandırıyordu.
Annem o adama sarılırken tek yaptığım şey oraya bakmadan valizlerimi indirmekti. Tabi yanıma çalışanlar gelmeseydi. Bunaldım. Gerçekten bunaldım. Çalışanlar gelince geri çekildim. Onlar işlerini yaparken o adamın sesini duydum.
"Adriel sensin sanırım." dudaklarım alayla kıvrıldı. Yok eben demek istesemde ne yazıkki diyemedim. Yüzümü ona çevirdim.
50'li yaşlarda olan bu adam annemin yeni kocasıydı. Yani üvey babam. içimden söylemesi bile miğde bulandırıcı.
Kirli sakalları ve esmer bir teni vardı. Uzundu. Hemde fazlasıyla uzundu. Spor yaptığı giydiği takım elbiseden bile belli oluyordu. Kahverengi sözleri ve üçe vurulmuş saçları vardı.
Yakışıklı değildi.
Ama babam dünyadaki tüm erkekleri sollardı.Yavaş adımlarla yanlarına gittim. Annemin gözleri bana aptalca bir şey yapma der gibi bakıyordu. Saygısızlık olmaması için -tabi annemin aptal söylenişleride var- tokalaşmak için elimi uzattım.
Bir elime bakıp bir bana baktı. Ne bakıyon.
Ben engelleyemeden gelip sarıldı.
"Yeni evine hoş geldin Adriel." çok beklemeden çekilmesi işime gelmişti çünkü onu itmem pahalıya patlardı.Hafifçe yalandan gülümsedim.
Annem ve Noah ilerlerken sıkıntılı bir nefes verip arkalarından ilerledim.Noah evi gezdiriyordu. Şuan 3. kattaydık. "Adriel senin kalacağın oda burası. Eğer dekorasyonunu beğenmezsen istediğin gibi değiştire bilirsin." Odaya bir göz attım. Balonu vardı ve fazla beyazdı.