5

247 23 1
                                    

Bir sonraki öğretmeni beklerken, Leydi Catherine'i düşündüm, basit bir duruş sergilemeye çalışırken  bile defalarca azarlanmıştım. Sırtımın dik olduğundan emin olarak Emma'nın bu sabah bana verdiği kişisel programımı gözden geçirdim.

Şu andan itibaren programım sekiz dersten oluşuyor. Sabah 7'de uyanacak, derse hazırlanacak ve sabah 8'den öğlen  5'e kadar derserde olcaktım ilk iki saat görgü kuralları vardı, ardından her biri birer saat olmak üzere müzik, dans, şarkı söyleme, dil, tarih, edebiyat ve ardından coğrafya vardı. Akşam yemeğinden sonra saat 9'da  yatma vaktime kadar istediğimi yapmama izin verilmişti.

Kapı sert bir şekilde çalındığında sersemledim.

Koruma-"Affedersiniz Majesteleri, Velhord evinden Sör Christian sizi karşılamaya geldi."

Ah, bu müzik öğretmeni olmalı.

Liliane-"İçeri girmesine izin ver." kapı açıldı ve karşıma genç bir akademisyen çıktı ,yüzünde nazik bir gülümseme vardı. Kahve bukleleri gözlerinin hemen üstüne kadar uzanıyor ve gri gözlerini hafifçe kapatıyordu.

Christian-"Merhaba Majesteleri, ben Christian Velhord, size müzik öğretmek için buradayım, size klasik enstrümanların nasıl çalınacağını öğreteceğim piyano, keman ve flüt bunlardan bazıları. Ayrıca klasik ve balo müziği eserlerini de tanıyabilmelisiniz. Diğer kültürlerden başka müzik parçalarının yanı sıra geleneksel enstrümanlarını da öğreneceksiniz."

Liliane-"Teşekkür ederim, size emanetim."dedim, hafifçe başımı sallayarak. Leydi Catherine'in kısa dersinden toplumumuzdaki farklı soylular için ihtiyaç duyduğum ortak nezaket ve görgü kurallarını öğrenmiştim.

Dersin ilk yarısında Chopin, Bethoven, Mozart gibi klasik dünyanın en önemli sanatçılarını öğreniyordum. Şaşırtıcı bir şekilde, bu dünyadaki müzik yönü önceki dünyamdakiyle tamamen aynıydı. Yazgı olarak bir süre piyano eğitimi almıştım ve bu  bana çok yardımcı oldu derste. Dersimiz devam ederken birkaç yeni şey öğrendim. Sör Christian sanki sandığımdan daha fazlasını anladığımı fark etmiş gibi sürekli gülümsüyordu.

Dersin son 15 dakikasında beni odanın köşesindeki piyanonun yanına götürdü ve parçayı önümde çalmamı istedi. 'Frederic Chopin:Dakika walsi ". Sör Christian bir şekilde çalabileceğimi fark etmiş olmalı. Benim piyano çalabileceğimi bilmesinin bir sakıncası olmadığını düşündüm, çünkü bu erken başlangıç çalışmalarımda çok daha fazla zaman kazandıracaktı.(Medyada var )

Yerime oturdum ve parmaklarımı yavaşça tuşların üzerine koydum. Bu çok tanıdık bir duyguydu. Kendimi huzur içinde hissettim ve bu bana eski dünyama benzer bir şey verdiği için zihnimi sakinleştirdi. Şarkıyı elimden geldiğince en iyi şekilde çaldım ve kağıda hiç bakmadan parmaklarım tuşların üzerinde gezindi. Tanıdık melodiyi dinlerken gözlerimi kapattım.

Parmaklarım hala çocuk parmakları olduğundan istediğim kadar akıcı çalamadım ama 5 yaşındaki bir çocuk için oldukça iyi bir piyano çalıştı. Son notayı çalarken yavaşça gözlerimi açtım.Öğretmenim sürekli arkamda olduğu için tepkisini göremedim. Arkamı dönüp öğretmenimin yüzüne baktım. Gördüğüm memnun bir gülümseme değildi, şok ve heyecan dolu bir gülümsemeydi.

Bu yüz ifadesi ,bana kız kardeşimin onun için ilk kez piyano çaldığım zamanki yüzünü hatırlattığı için biraz gülümsedim.

Artık onunla birlikte olamamak biraz üzücüydü ama Türkiye'deki ilk ailemi saygıyla  anıp bu hayatı dolu dolu yaşayacağıma karar verdim.

450 kelime . Lütfen okuduysanız beğenip yorum yazarmısınız

Düzenlendi✓

kararımı verdim nişanlımı başrolden koruyacağımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin