1

132 11 50
                                    

:・゚✧:・.☽˚。・゚✧:・.:

"Akışına bırak...Korkuya teslim olmak bir işe yaramaz."

:・゚✧:・.☽˚。・゚✧:・.:












    Garip sesler duyuyordum. Sanki bir asansör yükseliyordu. Gözlerimi zar zor açmıştım. Noluyo olum?

Bu asansör hızla yukarı doğru çıkıyordu. Kimdim? Neydim? Nereden geliyordum? Hiçbir şey hatırlamıyorum.

Zaten bir beynim vardı. Onu da kaybetmiştim. Asansör bir süre sonra durmuştu. Ben de olacaklara bakıyordum. Asansörün kapağı yavaşça açıldı. Gözlerim uzun süre sonra ışık gördüğü için kapanmıştı. Gözlerimi açmamla ne göreyim?

Bir sürü çocuk. Yakışıklı çocuklar...

"Bu bir kız." dedi siyahi olan. Birazda yapılıydı.

"Ee erkeğe benzer halim mi var? Tabi kızım. Kamyon görmüş öküz gibi bakıyorsunuz." dedim.

"Bize öküz dediğini görmezden geleceğim. Sen buraya gelen ilk kızsın. O yüzden şaşırdık." dedi az önceki çocuk.

"Ne demek ilk kız benim. Allah'ım çıldıracağım galiba. Eşek şakası falansa hiç komik değil bakın. Beni geri gönderin." dedim yüksek sesle.

"Bu kız tam bir çatlak." dedi aralarından biri.

"Sensin o! Çatlak yumurta. Çıkarın beni burdan sana göstereyim kim çatlak." dedim sinirle. Adamlara bak, bana hakaret ediyorlar. Gösteririm ben size.

İçeriye bir halat atmışlardı. Bununla mi çıkmamı bekliyordı? Ciddi misiniz...

"Siz şaka mısınız? Ben bununla nah çıkarım.Birisi yardım etsin."

Az önceki yapılı çocuk sayesinde sonunda o lanet yerden çıkmıştım. Çıkmamla birlikte yeri öpmeye başladım. Sonra etrafıma bakmak aklıma geldi.

Koskocaman duvarlarla çevrili bir yerdeydik. İleride ahır diye düşündüğum bir yapı vardı.

"Lan! Bizi hayvan diye buraya kapatmışlar. Etrafımıza da sur çekmişler." dedim.

"Her şeyi anlatacağım. Gel benimle."

Yapılı çocuğu takip etmeye başladım.

"Ben Alby. Buraya gelen ilk kişiyim. Her ay bir kişi gelir. Burada bir düzen oturttuk. Sen de öğreneceksin."

"Peki Alby, neden hiçbir şey hatırlayamıyorum. Halbuki o kadar ceviz yemiştim." dedim üzgünce.

"Hepimiz ilk zamanlar aynı durumdaydık merak etme. İlerleyen zamanlarda her şeyi hatırlayacaksın. Başka sorun yoksa, yapılacak işlerim var."

"Bir dakika bir dakika. Bu duvarların arkasında ne var? Neden gitmiyoruz buradan?" kafama takılmıştı bu durum cidden.

"Orası yasak bölge. Asla oraya geçme! Şimdilik bunları bil yeter. Chuck seninle ilgilenecek. Akşam yemeğini kaçırma." dedi ve arkasını dönüp gitti.

Vay arkadaş ya. Kafamda ki bütün sorular daha iyi karışmıştı.

"Hey selam."

Arkamı döndüğümde hafif kilolu, kıvırcık saçlı bir çocuk duruyordu. Benden küçüktü galiba.

"Selam dost." dedim ben de.

"Seninle ben ilgileneceğim. Gel bakalım. Akşam yemeğine gidelim. Yoksa yemek kalmaz, aç kalırız." dedi. Ben de onu takip etmeye başladım. İleride ki kurulu olan masaya geçtim. Yemekte gelmişti. Çorba vardı ve güzeldi tadı cidden. Kim yapıyordu acaba bu yemekleri?

Kayran'dakilerle anlaşacağa benziyordum. Kayran da burasıymış. Yani bu alana Kayran diyorlarmış.

Tabii burada ki birisi beni sevmemişti. Sarışın uzun boylu biriydi. Yemekte bana laf atmıştı. Yani laf sokmaya çalışmıştı ama ben lafı geri sahibine iletmiştim.

Adı Gally miydi Galbi miydi öyle bir şeydi. Chuck demişti.

Yemekten sonra ateşler yakılmıştı ve kutlama tarzı bir şey yapıyorlardı. Ben de onlardan uzak bir yere oturmuştum. Yanıma sarışın bir çocuk geldi.

"Merhaba Çaylak. Ben Newt."

"Merhaba. Çaylak ne be?" dedim ona karşı. Elinde iki tane bardak vardı. Birisini bana uzatıp yanıma oturdu.

"İsmini hatırlayana kadar adın Çaylak." dedi ve bardaktan birkaç yudum aldı.

Bu çocuğu sevmiştim. İyi birisine benziyordu. Galbi'ye nazaran.

Ben de tanına bakayım demiştim ama bakmaz olaydım. Tadı ekşi bir şeydi. İğrenç...

Hemen tükürmüştüm. Newt bu hareketime gülmüştü.

"Gıcık!" dedim ona karşı.

"Hey Çaylak. Gel de marifetlerini görelim. Size göstereceğim falan diyordun. İcraatını göremedik." demişti Galbi.

Ayağa kalkıp sakinlikte kalabalığın arasına geçtim.

"Bak Galbi. Benimle ne derdin var bilmiyorum ama benimle uğraşma. Sonu kötü olur." dedim ve gülümsedim. Tehditkar bir gülümsemeydi bu.

"İsmim Gally." dedi sinirle.

"Ha Gally ha Galbi. Aynı şey. Neyse hadi görüşmeyelim bir daha." dedim ve arkamı döndüm. Tam oradan uzaklaşacakken arkamdan saçımı tuttu.

"Öyle kolay kolay kurtulamazsın Çaylak." dedi ve pis pis güldü.

Etrafıma baktığımda herkesin heyecanlı bir şekilde bizi izlediğini gördüm. Ulan hainler.

Arkamı hızlı bir şekilde dönüp koluna yapıştım ve onu yere serdim.

"Bak olum uğraşma. Adamı deli etme. Mal!" diye bağırdım. "Zorba!" diye devam ettim.

Sinirle ayağa kalktım. Arkamı döndüğüm anda kafama sert bir cisim çarptı. Yani cisim galiba. Ben o acıyla yere yapış.

"Ananı!" diye acıyla bağırdım. Boynumda inanılmaz bir acı vardı.

Gally ayağa kalkmış gülüyordu. "Bana arkanı dönerken iki kere düşün Çaylak." dedi.

"Teke tek gel lan. İtsin sen. Arkadan vurmak ne demek? Ayy ölecem. Hikayem başlamadan bitti galiba." dedim ve kendimi yere bıraktım.

Etraftan uğultulu sesler duyuyordum. Tansiyonum da düşmüştü. Tam o sırada kafam dank etti. Garip garip şeyler görmeye başladım. Ve ismimi hatırladım.

"Mira." dedim seslice.

"Ne?" diye sesler duymuştum. "Ne diyor bu kız? İyice delirdi. Gally sen bir aptalsın." diyeni bile duymuştum.

"İsmim Mira." dedim.

Etrafta bir sevinç tufanı oldu. Beni ayağa kaldırdılar. Gally işini sonraya bırakmıştım. Unuttum sanmayın. Şimdilik bu mutluluğu yaşamama izin verin.

"Aramıza hoş geldin Mira." demişti Alby gülümseyerek.

Hiç hoş bulmadım ama...

Neyse....





















































Eveet canlarım,

Yeni bir kurgu ve yine ben nchsjbx

İlk bölümü umarım beğenmişsinizdir.

Labirent fanı birisi olarak, yazmak istedim bir şeyler. 🙋🏻‍♀️😎

Vote ve yorum atmayı unutmayın🧚🏻‍♀️



Ben kaçaaaaaowwwww

Labirent'te bir Türk⭒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin