2

66 11 43
                                    


✮ ⋆ ˚。𖦹 ⋆。°✩

"Umut dolu gelecek hayalleri asla gerçekleşmeyecekti, zaten hayatları hiç öyle olmamıştı."

✮ ⋆ ˚。𖦹 ⋆。°✩

   













   Dünden sonra zor sabah etmiştim. Hatta uyuduğumda Kayran'da ki horozlar otuyordu. Yani şuan max iki saatlik uykuyla duruyordum. Gözlerim inanılmaz derecede ağrıyordu. Hem aklımda bir sürü vardı hem de yer farklıydı. Bu yüzden uyuyamamistim. Diğerleri maşallah horul horul uyudu.

Sabah ilk iş kahvaltı yaptım. Sonra Alby benim buradaki görevimi bulmam için diğer çocukları görevlendirdi. İlk başta aşçılıkla başladım.

Ama ocağı yakınca bu işin bana uygun olmadığını anladık.

Sonra hayvan bakımı işine geçtim. Buradan da bir şey çıkmamıştı. Her alanda görev yapan çocuklar vardı bu arada. Aşçılar vs.

Artık ben de yorulmuştum. Alby de.. bu yüzden en sonda bahçıvanlık işine girişmiştim. Alby de başka işlerinin olduğunu söyleyip yanımdan ayrılmıştı. Ee adam da yoruldu tabii.

Newt ve ismini daha bilmediğim bir çocukla bahçeyi kazmaya başladık. Ah ah sırtım kopmuştu.

Tam o sırada duvarların kapısının olduğu bölgede birkaç kişi gördüm. Labirent'in içinden birisi koşarak çıkmıştı. Diğerleri de onu karşılamak için oradaydı sanırım.

"Ee o neden gidiyor?" diye Newt'e sordum

Newt ilk başta neyden bahsettiğimi anlamamış olacak ki? Bana tip tip bakıyordu.

"Diyorum ki? Labirent'ten neden geliyor?Hani yasaktı oraya girmek?"

"Onlar koşucular Mira. Nasıl ki, aşçı, bahçıvan gibi görevler varsa koşuculada aynı şekil. Onlar Labirent'i keşfediyorlar." diye açıklamıştı.

Ben de koşucu olmazsam bana da Mira demesinler.

"Neyse çok konuştun. Git ve şu ormandan biraz gübre getir." demişti ve önüme bir sepet atmıştı. Aman ne güzel...

Onlara en ifadesiz sürat ifademi yapıp ileride ki ormana gittim.

"Hah şuna bak. Bildiğin gübre götüreceğim. Bende ki cevheri onlara göstermem lazım. Yoksa bir asır boyu bok taşicam." diyerekten dertleniyordum.

O sırada önümde bir çocuk belirdi. Daha önce görmemiştim. Biraz garip gözüküyordu. Şey gibi... Zombi.

"Aa merhaba ben Mira. Tanışamadık dün." dedim. Çocuk bildiğin hırlıyordu.

"Pişman olacaksın!" diye bağırıp üstüme atladı. Noluyo olum??

"Aaaaaaaaa! Bırak lan it." diye bağırıyordum. Üstümden kalmıyordu ve beni boğmaya çalışıyordu.

"Bana bir şey olmadı! Ben iyiyim!" diye sayılıyordu.

Yandan bir taş alıp kafasına vurmuştum. Biraz olsun sendelemişti. Fırsat bu fırsat diyip üzerimden ittim. Ayağa kalkıp son sürat koşmaya başladım. O da arkamdan koşuyordu. Ormandan çıkıp avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.

"Bana bir köpeğiniz olduğundan bahsetmemiştiniz?" demiştim. Onlar da bir sorun olduğunu anlamış olacak ki, bana doğru geliyorlardı. Arkadan çocuk hırlayarak üstüme atladı. Beni ısırmaya çalışıyordu.

Labirent'te bir Türk⭒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin