《¹》

179 17 70
                                        

◇◇◇◇

sabah, güneş ışıkları yüzünden uyanıp, sol eli ile gözlerini kapattı ve sağ eliyle yanını yokladı minho.

sevgilisi yanında yoktu. İçinden geçirdi minho, belki de duş alıyordur. Diye.

yatağından kalktı ve elini yüzünü yıkamak için lavaboya doğru adımlamaya başladı.

minho, lavaboya baktığında kimse yoktu.

içinden, belki de salonda kahvaltı hazırlıyordur. diye geçirdi.

minho, salona doğru adımlamaya başladı. mutfaktan sesler de gelmiyordu. içini tedirgin bir duygu kapladı oğlanın.

minho, salona geçti. mutfak ve salon birleşik olduğu için her iki tarafta da gözlerini gezdirdi. kimse yoktu.

salonun içinde ki küçük televizyona doğru adımladı. televizyonun yanında ki sehpa da bir not vardı.

'Sevgilim, sabah önemli bir işim çıktı. Akşama doğru gelirim. Seni seviyorum.' cümlenin sonunda ise küçük bir kalp vardı.

minhonun aklına sonradan bir şey dank etti. bu yazı jisungun yazısına benzemiyor ki!

belki de unutmuşumdur yazısını. diye düşündü. hemen yanında ki şifonyerin içinden ikisinin birlikte yazdığı günlüğü aldı. ve jisungun yazısını bulmaya çalıştı.

jisungun yazısını buldu. evet, bu yazı jisungun yazısına asla ama asla benzemiyordu! bunu başka biri yazmış olabilir diye tedirginleşti minho.

elinde ki defter ile bordo renkli koltuğa oturdu ve sayfaları karıştırmaya başladı. içinden her hangi bir not çıkabilir diye.

defterin son sayfasına geldi ama hiç bir not çıkmadı. elinde ki defteri, karşısında ki sehpaya bıraktı ve eline telefonunu alıp, jisunga yazdı.

minho
bebeğim, neredesin?
iletildi.

minho endişe ile koltuktan kalktı ve elinde ki telefonunu arka cebine koyup, kapıya doğru adımladı.

kapıya varınca kapıyı kilitledi ve odasına hızlıca çıkıp, üstünü giyinmeye başladı.

üstüne siyah bir gömlek, altına da siyah bol bir kot pantalon giydi.

yatağının üstünde cüzdanını ve telefonunu alıp ev kapısına doğru yürümeye başladı.

kapıya varınca, kapının hemen sol tarafında ki ayakkabılığın içinden, siyah tabanlı botlarını aldı ve giydi.

kapıdan çıktıktan sonra kapıyı kilitledi. binadan hemen çıktıktan sonra yürürken, bacağına bir şey sürtündü.

minho ayaklarına doğru bakınca, bir anne kedi ve, ağızında yeni doğmuş yavru bir kedi ile minho'ya bakıyordu.

minho eğildi ve, anne kedinin ağızından yavru kediyi aldı. tüyleri, dün gece ki yağmurdan dolayı sertleşmişti.

en kötüsü ise, ölmüş olmasıydı.

oğlanın kalbine bir şey dokundu.

minhonun hassas noktalarından biri, kediler idi.

elini, yavru kedinin kalbinin olduğu yere koydu. nabızı atmıyordu.

kedi, gerçekten ölmüştü. kalbine bir sızı eklendi minhonun.

elinde ki ölen yavru kediyi sağ tarafında ki, çiçeklerin olduğu tarafta ki toprağın üstüne kediyi koydu.

sunrise || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin