bu bölümde yaşananlar, minsung'un ölümünden önce yaşanmıştır.
14 eylül.
--
sevgilim ile beraber, tepedeki çimenlerin üstünde yatıyorduk, geceydi. sadece çimenleri, çiçekleri ve bizi yıldızların ışığıyla beraber dolunay aydınlatıyordu.
yanımdaki sevgilime elimi uzatarak, ellerimizi birbirine kenetledi. "sonsuza kadar birlikte olacağız, değil mi?" diye sordum.
"kötü düşüncelerini çıkar kafandan artık, eğer kötü düşünürsen hep aklında kötü olarak kalırmış. o yüzden hep iyi olarak düşünmeye çalış." dedi kafasını, gökyüzünden bana çevirerek.
"lanet olası zihnim, bana izin vermiyor ki. hep kötü olarak düşünmemi sağlıyor."
"biliyorum, her ani kötü veya iyi olarak aklından hiç çıkmıyor."
daha fazla konuşmamıştık, jisungun dediğinden sonra. eliyle bir yıldızı gösterdi. parıl parıl, parlıyordu.
"bu bizim yıldızımız olsun." dedi ağızında ki gülümsemeyle.
tanrım, gülümsemesi çok güzeldi. insanı büyülüyordu!
"minho, adı ne olsun sence?" düşünür gibi elimi çenemin altıma koyarak, oturduğum yerde dikleşip, sırtımı arkamda ki taşa yaslandım.
"minsung!" diye konuştum hemen, mutlulukla.
"minsung?" diye sordu gülerek. "bu ne demek?"
"ismimizin birleşimi! min benim, sung senin. minsung!"
"anlamı güzelmiş! o zaman adı, minsung oldu!" dedi o da saf bir mutlulukla. mutlu olmak ona her zaman çok yakışıyordu.
elimi, eline doğru uzatarak, eline dokundum. eline dokundupumu hissedince, ellerimizi birbirine, sıkıca kenetledi. "hiç ayrılmayacağız sevgilim. eğer ayrılırsak bil ki, ikimiz de aynı anda öleceğimiz için, ayrılmışızdır."
sözleri duygulandırdı beni. diğer elimle gözlerime gelmiş, göz yaşlarımı silmiştim. o da yattığı yerde dikleşerek, aynı benim gibi, sırtını benim yasladığım taşa yasladı.
ikimizin de gözleri, yıldızlara bakıyordu.
"eğer bir gün ölürsek, bu yıldızda bizle ölecektir, değil mi?" diye bir soru yöneltti. "eğer biz ölürsek, o yıldız hala yaşamaya devam ederse, o yıldızın yaşamaya hakkı varmıdır?" dedim gülerekten.
parmağıyla, yıldızları gösterdi. "bak! yıldızların yerleri, tavşana benzemiş." dedi. onun gösterdiği yıldızlara baktım. haklıydı, yıldızların yerleri, tavşan şeklini oluşturmuştu.
"çok tatlı." dedim, yıldızlardan, gözlerimi jisung'a çevirerek. "değil mi! yıldızların şekilleri çok tatlı!" , "hayır, sen daha tatlısın." dedim gülümseyerek, ona bakarak.
dediğime gülmüştü.
"bu yıldız bizim için çok özel.. değil mi?" diye sordu.
"tabiki de özel!"
cümlemden sonra bakışlarımı gökyüzünden çekerek, ona çevirdim. hissetmiş gibi söyledim. "asla.. ölmeyeceğiz, değil mi?"
dediğime buruk bir gülümsemeyle cevap verdi.
"ölüm değilse bizi ayıran, yazıklar olsun hayata ve bize."
。・:*˚:✧。
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunrise || minsung
Short Storysadece bir not, iki kişinin ölümünü getirdi. peki ya öldürenler? cezalarını çekecekler mi? ummm.. sanmıyorum. ☆angst.