Esat'tan
Saatime bakıp çıkış saatinin geldiğini görünce önümdeki tüm işleri yarıda bırakıp toplandım. Çalışmayı hiç sevmiyordum, evde yatıp uyurken bile hesabıma para gelecekken tüm gün bu odada sıkıntıdan patlamak gereksizdi.
Dün baskına gelir gibi gelen kişiler, ben her zamanki gibi bıkkın bir şekilde işten çıkarken bir anda belirip keyfimi yerine getirmişlerdi. İki salak para koparmaya çalışmışlardı. Yani başarılıda olmuşlardı sonuçta, yeşil gözlü olan çok azda olsa para koparmıştı benden. Aklıma gelen sinirli tavırları kıkırdamama sebep olduğunda asansör bekliyordum.
Karşıdan gelen babamla göz göze geldik.
Elimi kaldırıp mutlu mutlu selam verecekken yanımdan rüzgar gibi hızla geçti. Arkasından ona yetişmeye çalışan kızın bileğini yakaladım. Gözlerini bana çevirdi.
"Didem, babama ne oldu? Merdivenlerden düşecek şimdi hızlı ineceğim diye." Kız bana doğru döndü.
"Esat bey, şirketin önüne magazin ekibi gelmiş. Birileri bizim hakkımızda yalan haber vermiş."
"Onlarda reyting alacaklar ya hemen atlamışlar." Diye mırıldandım. Kızın bileğini bıraktım. "Selim beye bakmam lazım.." diyerek babamın arkasından koştu. Bende gitsem mi yoksa yangın merdivenlerinden kimseye görünmeden eve kaçıp uyusam mı diye düşünürken birisi omzuma dokundu.
Arkamı döndüğümde tanıdık simâyı gördüm. "Aşağıya babama yardıma gitsene salak çocuk." Diyen ablama dik dik baktım.
"Sen git, sana kalacak ya şirket. Bir zahmet ilgilen." Dedim. "Parasını sende yiyeceksin ama." Diyerek beni asansörün içine ittirdi. Umursamadan ıslık çalarak zemin kat düğmesine bastım. Uyku hayal olmuştu.
Asansör açıldığında gürültüyü yeni yeni duymaya başladım. Döner kapıdan dışarı çıkıp basına açıklama yapmaya çalışan babama baktım.
"Selim bey! Şirketinizin 23 yıl önceki tüm borçlarını ortağınıza yıktığınız doğru mu!?"
"Selim bey! Evrakta sahtecilik yaptığınız doğru mu?!"
"Hayır...lütfen sakin olun. Bu sadece bir iftira. Zaten tanınmış kişilere her zaman günlük olarak böyle iftiralar gelmez mi? Neden ciddiye alıp beni zor durumda bırakıyorsunuz?" Yarı panik yarı ciddi bir şekilde basını azarlayan babama bakarken aklıma dün gelen gençler geldi. Onlar mı yapmıştı? Helal olsun hiç ciddiye almamıştım.
Bir magazinci yanıma yaklaşıp mikrofonu ağzıma uzattığında irkildim. "Esat bey siz ne düşünüyorsunuz?! Bu iddialar doğru mu?! Sizin haberiniz var mıydı?!"
"Açıkçası haberim yoktu çünkü öyle bir şey yok. Babama güveniyorum. Lütfen her duyduğunuz iddiada buraya gelmeyin." Adam mikrofonu ağzımdan çekip uzaklaştı. Babamın işleri kontrol altına almaya başladığını görünce gitmek için arkamı döndüm. Döner dönmez bana sırıtarak bakan suratı görmemle yerimden sıçradım.
"Bak ciddiye almadın neler oldu? Birde bunların gerçek olduğunu öğrenince ne yapacaksın acaba? Gerçi zaten biliyorsundur. Ailecek dolandırıcısınız."
Dün harçlık verdiğim çocuğu görünce gülümsedim.
"Vallahi takdir ettim. Çay simite bile paran yok gibi bir kılıktasın, nerden bulduysan magazini ama gördüğün gibi pekte etki etmedi." Sırıtması dahada büyüdüğünde birkaç adım geri attım.
Sırtımı bir sıcaklığa çarptığımda hemen arkamı döndüm. Dün güvenliğimle kavga eden çocuğu görünce sabır çektim. İşaret parmağımla babamı gösterip "Bakın babam orada. Ona anlatın şizofrenliğinizi." Dedim ve koşar adımlarla kaçtım. Arabama binip çantamı sağ koltuğa bıraktım. Çalıştırıp gaza bassamda arabam gitmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelgit | Bxb
General FictionBeraber iş kuran iki ortaktan birisi diğerine ihanet edince tüm borç ona kalır ve yıllarca ödemeye çalışır fakat hapise atılma ihtimali olduğunu duyunca rahatsızlanır. Oğlu Ayaz ise babasının yıllarca uğradığı adaletsizliğin hesabını sormaya gider...