3.bölüm~Anılardan Küller

159 17 73
                                    

Yapılan yorumlara ve atılan yıldızlar için çok teşekkür ederim. Yazım yanlışı ,mantık hataları vb. Olaylar için kusura bakmayın.

Oylarınızı ve yorumlarınızı
Bekliyorum.
.
.
.
.
.
.
.
.

"Komutanım,ben galiba mayına bastım"

"Koskoca köyde heryeri bıraktın mayına mı bastın?" Sertaç cevap vermedi." Sertaç komutanım aşk olsun hani tehlikeli şeylerde ben öne atlayacaktım. Valla darıldım size."

Koyun can derdinde Doğan mayın peşinde. Sevdim ben bu deliyi.

"Doğan mayın bulursan sakın basma. Sertaç sende hareket etme, geliyorum." Dediğim şeyle Kağan konuşmaya başladı." Vayyy komutanıma bak be bomba bile imha edebiliyo. Düştüm kaldırmayın."

"Dangalak herif" Kağan duyduğu şeyle Feyyaz'a döndü." Aşk olsun komutanım."

"Komutanım açıkta kaldım, bok yoluna gitmek istemiyorum." Sertaç'ın bağırarak dediği şeye karşı hızlandım." Sertaç geliyo-" cümlemi yarıda kesen şey yanımdan geçen kurşun oldu.

Hemen duvar dibine saklandım" Sertaç biraz dayan" Sertaç onaylayan bir mırıltı çıkardığında Asaf atış emrini vermişti. Çatışma başladığında fırsattan istifade edip Sertaç'ın yanına varmalıydım.

Mermilere dikkat edip Sertaç'a ilerlemeye başlamıştım ki arkamdan gelen iniltiyle durmak zorunda kaldım. "Yüzbaşı, adamı sana bırakıyorum." İt herif, arkamdan bıçaklayacaktı beni. Asaf adamı ayağından vurmuş olmalıki topallıyordu." Tamamdır komutanım."

"Em ê we hemûyan bikujin, yek tirk jî li ser axa me peyda nabe" (Hepinizi öldüreceğiz, topraklarımızda tek bir Türk bile kalmayacak)

Elindeki bıçağıyla gelmeye devam ediyordu. En sonunda bıçağı yüzüme doğru savurdu. Savurduğu elinin bileğini tutarak çevirdim ve en sert şekilde kenime çektim. Sırtı bana döndükten sonra diyer kolumla boğazına baskı yaparak nefes almasını engelledim.

Çırpınışları işe yaramazdı. Öleceğini oda biliyordu.

Kulağına eğilerek konuşmaya başladım"Li welatê min tu zulma ku li miletê min tê kirin bê ceza namîne"(Benim ülkemde,milletime yapılan hiçbir zulüm cezasız kalmaz. )

Boğazındaki kolumu dahada sıktım. Elindeki bıçak düşmüştü. Konuşmaya devam ettim."Heta ku nijada we nemîne em ê nesekinin"(Irkınız bitene kadar durmayacağız)

Sersemleyen adama ayağım ile çelme taktım ve yere düşmesini sağladım. Yere düşen adam kendine gelemeden yanındaki bıçağı aldım. Defalarca gözüne sokup çıkardım yetmedi boynunu deştim, oda kesmeyince kalbini parçaladım. Kalkıp uzaktan baktığımda yüzü tanınmaz haldeydi.

"Yüzbaşı manzaram okadar güzelki, sana anlatamam. Sertaç'ı kurtardıktan sonra devam etmeye ne dersin?" Kulağıma gelen Asaf'ın sesiyle hemen Sertaç'ın olduğu yere gittim.

Hareketsiz duran Sertaç'ın yanına gittiğimde hareketsizce duruyordu. Ayağına doğru eğildim ve toprağı eşelemeye başladım. Biraz daha kazdığımda mayının küçük kapakçığını görmüştüm." Az kaldı, sakın kıpırdama." Başıyla onayladığında gözlerinde en ufak bir korku yoktu. Kapağı elimdeki bıçakla dikkatlice açtım, içindeki patlamasına yarayan ufak vidayı çıkardığımda patlama oranı çok düşüktü.

"Bak şimdi Sertaç, ya şimdi şehit olucaz yada daha sonra. Ayağını kaldırdığında patlama oranı çok düşük. Hazırmısın?" Gözlerinde hala korku yoktu bu beni gururlandırmıştı." Komutanım gidin"

İzel || Asker-Asker ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin