3

18 3 2
                                    

Meraba! Keyifler nasıl?? Umuyorum ki bomba gibisinizdir. Yeni bir bölüm ile geldim bugün de. Keyifli okumalarr! 🎀

-tetaeggukೀ

**

Her sabah kalkıp rutinlerimi yaptığım, bazen iyi bazen kötü satışların gerçekleştiği iki günü geride bırakmıştım. Bugün benim için tek tatil günü olan pazardı. Pazarlarım da genelde aynı geçiyordu, ya yatıyordum, ya Yoongi ile buluşuyor ya da resim çiziyordum. Sanırım bu pazar yapacağım şey biraz farklı olacaktı, her sabah gittiğim kafeye gidip, söz verdiğim gibi tavşan yüzlü çocuğa kahve ısmarlayacaktım.

Bunları düşünerek aldığım duştan çıkınca ilk olarak saçlarımı kurutmuş, sonra da giysi dolabımın önünde yerimi almıştım. Tek ayağımı yere vurarak ritim tutup ne giyeceğimi düşünüyordum.

En sonunda beyaz bir gömlek, üstüne zümrüt yeşili bir süveter, pantolon olarak da siyah klasik pantolonumu seçmiştim. Hepsini giyerek aynadan kendime bakıp, son rötuşlarımı yapmış; bileğime de saatimi takarak kombinimi tamamlamış oldum. Saçlarımı tarayıp kâküllerimi gözlerime düşecek şekilde bırakarak 'oldu' dercesine ellerimi birbirine vurdum.

Parfümümü sırakarak ayakkabılarımı giyip dışarı çıktığımda, temiz havayı ciğerlerime çekerek yavaşça arabama bindim. Kafeye doğru sürerken her zaman radyomda çalan şarkıyı mırıldanıyordum.

Normal hızla giderken sağ çıkıştan çıkıp bir anda önümde beliren arabayı görünce okkalı bir küfür savurarak sertçe frene bastım. Tanrı aşkına... Arabayı süren adam sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi yoluna devam etmeye başlayınca kornaya abanarak küfrettim.

"Siktiğimin... Manyak mısın dayı!"

Biraz nefeslenerek sürmeye devam etmiştim. Bir sabahım düzgün geçse zaten şaşardım. Sonunda cafeye vardığımda arabayı yavaşça park ederek arabadan indim. Üzerimde hala o dayının yarattığı sinir varken derin soluklar alıp veriyordum. Neden hepsi beni buluyordu?!

Kafeye girdiğimde gördüğüm kalabalık çatık kaşlarımı havalandırıp kısık sesli bir ıslık çalmama yol açmıştı. Sıra feci uzundu ve bu uzunluğun sebebini anlamak zor değildi, bütün masalar doluydu. Sıraya girip beklerken kahveleri hazırlayan tavşan yüzlü çocuğu görmemle dudaklarımda hafif bir tebessüm oluştu. Hafifçe çattığı kaşları, ağzının kenarından küçükçe çıkardığı dili ile işine odaklanmış görünüyordu.

Tatlıydı.

Beklerken karşımdaki iki kız ağızlarındaki sakızları sesli sesli çiğnerken konuşmalarına kulak misafiri olmuştum.

"Ne kadar da yavaş çalışıyorlar... Daha ne kadar bekleyeceğiz Tanrı aşkına?"

"Onu bunu boşver de, şurda kahveyi hazırlayana bak. Aşırı yakışıklı değil mi?"

Bahsettiği kişinin tavşan yüzlü çocuk olduğunu anlamam uzun sürmedi. Derin bir nefes alarak ellerimi ceplerime soktum ve gıcık sakız sesleriyle konuşan kızları dinlemek zorunda olduğum için lanet okudum.

Uzun bir sürenin ardından sıra önümdeki kızlara geldiğinde biri dirseğini tezgaha yaslayıp elini saçının bir tutamına atarak oynamaya başladı. Diğeri ise sıra ona geldiğinden beri ağzından eksik etmediği gülüşü ile sakızını çiğnemeye devam etti. Bu tavırlarına karşılık gözlerimi devirerek tavşan yüzlü çocuğa baktığımda onun da bana bakıyor olduğunu farkettim. Gözlerimiz buluştuğunda hızla bakışlarını kızlara çevirerek konuştu.

"Buyrun ne alırdınız?"

"İki tane orta boy white chocolate mocha hazırlayabilir misin bize?"

Ağzını yayarak siparişini verdiğinde dilimi yanağımın içinde gezdirdim.

Smeraldo - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin