~Anılar~

41 4 38
                                    

~annesi ölmeden 3 yıl önce~

K. error anlatıyor:

Bu günde normal günlerden biriydi; yıldızlar kayarak birbirlerini kovalıyorlardı adeta, takım yıldızları bana göz kırpıyordu ve burası çok sessizdi, sessizliği severim. Burası Outertaleydi, aslında ben buraya ait değilim ve biri buraya ait olmadığımı anlarsa beni yakarlar çünkü ben canavarım. Ama ne annemin ne babamın bundan haberi var. Bundan sadece tek kişinin haberi var... O da en yakın arkadaşım, aslında tek arkadaşım. Diğer çocuklar beni sevmez bana zorbalık yaparlar. Bunun sebebi de onlardan farklı olmam, insanlar ve dünya farklı olanlara acımıyor. Biri bana zorbalık yaptığında arkadaşım beni korur, aslında onunda benden başka arkadaşı yok ve o da diğerlerin farklı... Neyse

Şu an arkadaşımı buluşma noktamızta bekliyorum. O çoğu zaman geç kalır çünkü annesinden izin almaktansa evden kaçar ve vakti geldiğinde geri gider. Keşke onu annesinden kurtarabilsem... Gözümü iki elin kapatmasıyla düşüncelerimden uzaklaştım

"Tahmin et ben kimim error?" Eh bu sesi nerde duysam tanırım.

"Hmm bizim mahalledeki marketci misin?" Bu cevabıma sinir olduğuna eminim

"Ya error doğru tahmin et" 

"Gerçekten bilmiyorum, kimsin sen?" İç çektiğini duyabiliyordum. Ellerini gözlerimden cektikten sonra karşıma oturdu, normalde saçları rengarenk ama insanlar onun canavar olduğunu anlamasın diye annesi saçını kahverengine boyuyor, yanağında mürekkep lekesi var ve gözleri şekilden şekile değişiyor. Onun adı ink, benim en yakın ve tek arkadaşım. 

"Ee, gitarını getirdin mi" inkin söylemesiyle transtan çıktım ve arkamdan gitarı aldım. Bu gitar annemin gitarı bana çalmayı o öğretti, çoğu zaman gitarı buraya getiriyorum ve ben çalarken inkde şarkı söylüyor, sesi gerçekten çok güzel.

"İngilizce bir şarkı biliyorum, onu söyleyelim" biraz şaşırdım, inkin ingilizce bildiğini bilmiyordum.

"İngilizce bildiğini bilmiyordum"

"Bilmiyorum" ona kaşımı kaldırdım

"İngilizce bilmiyorsan ingilizce şarkı nasıl söyliyceksin?" Bana aval aval baktı

"Ben sana 'ingilizce bilmiyorum' dedim 'şarkıyı ezberlemedim' demedim" 

"Ha şimdi anladım. Tamam neyse, şarkının adı ne"

"treat you better" ah bu şarkıyı biliyorum

"Ah bu şarkının melodisini biliyorum ama sözlerini bilmiyorum yada çevirisini"

"Çevirisi önemli değil, sen melodisini çal bende şarkıyı söyliyim" elimi gitarın tellerine koydum ve hareket ettirmeye başladım. O sırada inkde şarkıyı söylemeye başladı

"I won't lie to you 

know he's just not right for you

And you can tell me if I'm off

But I see it on your face

When you say that he's the one that you want

And you're spending all your time

In this wrong situation

And anytime you want it to stop

I know I can treat you better than he can

And any girl like you deserves a gentleman

Tell me, why are we wasting time

On all your wasted crying

When you should be with me instead?

I know I can treat you better

Better than he can

I'll stop time for you

The second you say you'd like me too

I just wanna give you the loving that you're missing

Baby, just to wake up with you

Would be everything I need, and this could be so different

Tell me what you want to do

'Cause I know I can treat you better than he can

And any girl like you deserves a gentleman

Tell me, why are we wasting time

On all your wasted crying

When you should be with me instead?

I know I can treat you better

Better than he can

Better than he can

Give me a sign

Take my hand, we'll be fine

Promise I won't let you down

Just know that you don't

Have to do this alone

Promise I'll never let you down

'Cause I know I can treat you better than he can

And any girl like you deserves a gentleman

Tell me, why are we wasting time

On all your wasted crying

When you should be with me instead?

I know I can treat you better

Better than he can, oh

Better than he can

Better than he can" sonra bana baktı ve bende ona büyülenmiş bir şekilde baktım, şarkıyı bu kadar güzel söyleyebildiğini bilmiyordum

"Nasıldı" 

"Ne?" 

"Şarkı error, nasıldı?" Ah doğru ya

"Ah şarkımı çok güzeldi sende şarkıyı çok güzel söyledin" gülümsedi, saate baktığımda gitme saatinin geldiğini gördüm

"Ah... Gitmeliyiz ink" gülümsemesi düştü sonra bana buruk bir şekilde gülümsedi

"Yarın aynı yer aynı saatte" gülümsemesine karşılık verdim

"Yarın aynı yer aynı saatte" ayağı Kalkım ve ayağa kalkması için elimi ona uzattım, elimi tuttu ve ayağa kalktı. Broomie aldı ve tam gidecekken bana tekrar baktı. Ve gülümseyerek

"Görüşürüz ruru" bende ona yeniden gülümsedim

"Görüşürüz kiki" sonra o broomie ile mürekkep portalı açtı ve gitti, bende son kez yıldızların güzelliğine baktıktan sonra portal açıp ordan uzaklaştım

İnşallah inkle her zaman arkadaş oluruz, ama her zamanki gibi her mutlu şeyin bir sonu vardır...

_________________

Bazen böyle bölümler gelecek

Devam edecek... (695)

Başka Bir Evren?Where stories live. Discover now