okula geleli beş gün olmuştu. beklediğimden oldukça farklı beş gün geçirmiştim. kendi halimde, depresif, kimseyle konuşmayan bir tip olacağımı düşünürken bir anda nora'nın sayesinde kendimi bir arkadaş grubunun içinde bulmuştum. üstelik kızlar dışında hepsi futbol takımındaydı ve benim takıma girişimi oldukça kolaylaştırmışlardı.
hepsi gerçekten sıcakkanlılardı ama içlerinde kendimi en yakın hissettiğim kesinlikle edin'di. tanıştığım andan beri bana sürekli yardımcı olmaya çalışıyordu.
edin, tanıdığım kadarıyla, benim tam zıttım bir karaktere sahipti. düzenli olarak ders çalışıyordu, kalan boş zamanlarında ise antrenman yapıyordu. o fiziği başka bir şekilde yapmasına da pek imkan yoktu zaten...
yatakta telefonumla oyalanırken yanımdaki yatakta yatan dominik bana bazı dedikoduları anlatıyordu. "edin geçen dönem sonu sevgilisinden ayrıldı. normalde bu kadar inek değildi. yani yine dersleri iyiydi ama bu kadar çok çalışmıyordu. arsenal altyapısına seçildiği için pek zamanı da olmuyordu zaten. ama vivienne'le ayrıldıktan sonra tamamen derslere ve takıma yöneldi."
edin'in hetero olması benim için çok da büyük bir şok olmamıştı. hem... zaten bana neydi ki?
"öyle mi? neden ayrıldılar?"
dominik, elindeki meyveli yoğurt kutusundan birkaç kaşık daha aldıktan sonra konuşmaya başlamıştı. "bilmem. edin bizimle çok yakındır ama böyle şeyleri çok anlatmaz. rade'ye belki anlatmıştır ama anlattığını da pek sanmıyorum. ama bana sorarsan edin'in profesyonel yaşantıya takıntısıyla alakalı olabilir."
"ketum biri mi?"
"yani, nora kadar çok konuşmadığı kesin." dediğinde gülmüştüm.
"böyle dediğimi ona söyleme, beni gerçekten öldürür." derken gülüyordu.
"merak etme, sırrın benimle güvende."
"ya sen dusan? mesela benim hayatımda nora var. seb zaten hanna'dan hoşlanıyor. rade'nin kız arkadaşı var... ferdi'nin sevgilisi hollanda'da... her neyse, senin hayatında biri var mı? sırbistan'da falan..."
omuz silkip "biriyle romantik bir ilişki kurmak... bilmiyorum pek bana göre değil." demiştim.
"tek gecelik ilişki adamısın yani?"
"yani, öyle de diyemem."
dominik gözlerini kısıp beni süzdükten sonra "neyse, seni de yakında çözeceğim dusan." dediğinde gülmüştüm.
"çözeceğine eminim dominik." demiştim.
"her neyse, hadi..." kolundaki saate baktıktan sonra"...antrenmana geç kalacağız." demişti.
hazırlanıp odadan çıktıktan sonra kampüste kısa bir yürüyüşün ardından futbol sahasına varmıştık.
antrenman sahasına vardığımızda edin, rade ve ferdi oradaydı. ferdi ve rade yerde şınav çekerken edin, üstsüz bir şekilde sahada tur atıyordu.
gerçekten etkileyici biriydi. vivienne kim bilmiyorum fakat gerçekten büyük bir yanlış yapmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
