0.4

137 20 37
                                    

düdük sesiyle yüzümü ellerimle kapatmıştım. siktir oradan! bu faul bile değil... siktiğim çakma sarışını kendini yere atmaktan yine çekinmemişti.

"ayağa kalk sik kafalı! bu faul bile değildi!" ona bağırdığımda edin çoktan yanıma gelmişti. elini göğsüme koyup beni yavaşça olay yerinden geriye iteklemişti.

yerdeki aptal, yüzünü tutmakla meşgulken hakem yanıma gelip sözlü bir uyarıda bulunmuştu. "yüzüne dokunmadım bile! nasıl yüzünü tutabilir! tanrı aşkına... yalan söylüyor!" hakeme itiraz ederken edin bu kez de hakemle arama girmişti.

onların kaptanı olan kısa boylu, kıvırcık saçlı çocuk yanımıza gelip beni itmeye başladığında edin onu tek koluyla itmişti.

"aptal mısın dries! git ve tiyatrocu arkadaşınla ilgilen!" demişti.

ardından yanıma gelip kulağıma "lütfen daha sakin ol dusan. biliyorum, yaptıkları şeylerle sakin olmak çok zor ama geleceğini düşün. seni izliyorlar." dedikten sonra sırtımı sıvazlamıştı. ona bakıp başımla onayladıktan sonra geri çekilmiştim.

kısa bir süre içinde maç tekrar başlamıştı. orta sahadan kaptığım topu edin'e atıp hızla koşmaya başlamıştım. ceza sahasının dışında edin, topu tekrar bana attığında güçlü bir şut çekmiştim. top, tam da istediğim gibi falso alarak köşeye giderek gol olmuştu.

gole sevinirken edin hızlıca sırtıma atlayıp başıma bir öpücük bırakmıştı. bu sevinçle gülümsemeden edememiştim.

maç bitmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

maç bitmişti. 8-0 gibi net bir skorla kazanmıştık. attığım iki golle ve tamamını edin'e yaptığım üç asistle galibiyete yardım ederken büyük ihtimalle beni izleyen gözlemcilerin de istediğini almasını sağlamıştım.

diğer üç golden birini penaltıdan leonardo atmıştı. ona penaltıyı bıraktığım için kendimi biraz garip hissetmiştim. bunu yaparak hat-trick'ten vazgeçmiştim ama benden penaltıyı özellikle istediği için topu ona vermem gerektiğini düşünmüştüm.

kalan iki golden birini maçın hemen başında jayden atmıştı ve koşarak mauro'nun önünde kaymıştı. diğer golü ise ferdi atmıştı. kız arkadaşı sera'ya atmaları için nora ve hana'nın oturduğu tarafa doğru koşup eliyle 'S' harfi yapmıştı.

şimdiyse kızlarla birlikte futbol sahasından yurtlara doğru yürüyorduk. "dusan'ın son golü harikaydı! harika! harika!" nora, zıplayarak yürürken hanna "edin ve jayden'ınkiler de harikaydı bence." ardından leo'ya dönüp "ilk kez bir stoperin maç içinde penaltı attığını gördüm. ama oldukça iyiydi. tebrikler leo." dediğinde leo gülmüştü.

edin kolunu leo'nun omzuna atıp "leo, elit seviye bir stoperdir. boşuna chelsea a takımıyla maçlara çıkmıyor." demişti.

yüzümün ve tüm vücudumun alev aldığını hissediyordum. sanırım maçta 90 dakika boyunca deli dana gibi koştuğum içindi.

AGORA HILLS || bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin