Okumadan önce beğenip yorum yapabilirsinizz.Uzun bir yaz tatilinin ardından okula gitmem gereken o gün gelip çatmıştı. Klasik rutin başlasın o zaman. Uyan, dişlerini fırçala, kitaplarını al, formalarını giy, okula git.
Dersini kesintisiz dinle, dikkatinin dağılmasına sakın izin verme, fakat aynı zamanda sosyalleş yanlız kalma. Dönüşte arada bi hava güzel olursa yürü ve cadılıkla alakalı eşyaların satıldığı herhangi bir mağazaya gir. Alman gereken milyonlarca malzeme arasından en önemli olanları paranın yettiği kadar, abartmadan, al.
Cadılık demişken. Tatilde gittiğin cadı okulu sana ne katmıştı. Okula gitmeden bir de onu not al.
Bana bugüne kadar en güvendiğin şey ne diye soracak olursanız, kesinlikle büyü derim. Bu konuda en başarılı insan değilim. Hatta en başarısızı bile olabilirim. Fakat büyü denince hakkında bilmediğimi düşündüğüm bir şey yok.
Ayrıca küçük yaşlarımdan beri ilgimi çeken tek bir konu varsa o da sihirdi.
Aklımdaki bilgileri gözden geçirerek okuldan hatırladıklarımı not aldıktan sonra hazırlandım ve yola koyuldum. İlk otobüsü yakaladığım için kulağımda kulaklıkla en arkalara doğru ilerledim. Yol boyunca dışarıyı izlerken zaman geçmek bilmese de durağa vardık.
Gözümün cama takılmasıyla, durakta oturmuş beni izlerken gülümseyen iki çift göz ile karşılaştım. Bu iki mükemmel gözün içinde kaybolmamak için zar zor dayanırken ilk defa aşık olduğum çocuğa, çocukluğumun birlikte geçtiği sevgilime, Emre'ye gülümsedim.
İnip yanına koştuğumda yerçekimi yokmuşcasına boynuna atladım. O da aynı şekilde belime kollarını sararak bana kocaman bir sarılma ile karşılık verdi. Ben de parmak ucuma kalkarak gözlerimizi aynı hizaya getirdim.
-Yine beni burada beklemeye ne zaman son vereceksin diye sorsam mı?
Dedim düşünceli şekilde sırıtmama engel olamayarak.
-Son vermeyeceğim demekten vazgeçmeyeceğim, yani...sen bilirsin.
derken gözlerimin tam içine, sanki kalbimin en derinlerine bakıyordu.Gülümseyerek dudaklarına bir öpücük kondurduktan sonra tekrardan parmak ucumdan inerek normal boyuma geldim.
-Her yıl burada beklemekten yorulmadıysan diyecek bir şeyim yok.
İki elini de yanaklarıma koyup baş parmağını yavaşça hareket ettirirken "Seni beklemekten asla sıkılmam." dedi.
Ona yaklaşıp fısıldadım.
"Seni seviyorum Emre Okuyan."
Aynı şekilde bana daha çok yaklaştı.
"Seni seviyorum Bengü Yazca."
Dudaklarımızı birleştirdikten sonra elini tutarak okula doğru Emre'yi sürüklemeye başladım.
Emre:
-Lortera'nın tekrardan öğrenci adayı için davet gönderdiğini duymuş muydun?Duraksayarak arkama baktım ve Lortera adını duyduğum anda kurduğum gelecek hayalleri aklıma geldiğinde neredeyse heyecandan bağıracak olduğumu fark ettim. O gün gelmişti. Her yıl seçtikleri gibi bu yıl da birkaç tane öğrenciye hayatlarını değiştirecek o davet mektubunu göndereceklerdi.
Lortera, içinde milyonlarca cadının yer aldığı, küçüklüğümden beri hayallerimi süsleyen büyülü şatomdu. Yani daha doğrusu bi büyü okulu. Yani büyü şatosu. Ama sadece bir büyü okulu olarak kabul edilmemeliydi bu dünyadaki tek büyü okuluydu. İşte bu yüzden o okula girmesi hayalini kurmak kadar kolay değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/362168783-288-k93258.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Charnes
Ciencia Ficción🪬Lortera, bütün dünyaca ün salmış, herkesin gitmek için yanıp tutuştuğu, sadece seçilen kişilerin girebildiği ve Charnes ülkesinde yer alan bir büyü okuludur. Her yıl okul başlangıcı sayılı öğrenci okula girmek için sınava davet edilir. Öğrenciler...