11

4.5K 530 152
                                    

İyi okumalar...

Busan'a doğduğum topraklara gelmiştim. Ailem burada yaşıyordu. Üniversite için Seoul'de yaşamaya başlasam da asıl hayatım buradaydı bir zamanlar.

İki katlı küçük evimizin bahçe kapısından içeri girdiğimde gerginliğim giderek artarken, pencereden bakan annemin beni görmesiyle yüzümde korku dolu sahte bir gülümseme belirdi. Annem şaşırmıştı, gelmemi beklemiyordu. Haber vermeden gelmiştim ve biraz sonra olacakları kestiremiyordum.

Kapı açıldı, annem ve babam orada şaşkınca bana bakarken ileri doğru bir adım attım. "Oğlum hoş geldin." dedi annem. "Hoş buldum." dedim. Sesim yorgun çıkmıştı. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Mide bulantılarım vardı üstüne yaşadığım streste eklenince iyice hasta gibi olmuştum.

"Geleceğini söylememiştin." dedi babam ben içeri geçerken. "Bir sorun mu var ne bu halin?"

"Yol yorgunudur hayatım. Yüzü gözü solmuş. Oğlum sen dinlen ben sana yemek hazırlayayım."

"Olur anne, ben odama çıkabilir miyim?"

"Tabi yemek hazır olana kadar dinlen."

Üst kattaki odama çıktığım da sırt çantamı yere bırakıp yatağımın üzerine oturdum. Neden bilmiyorum ama kendimi oraya ait değil gibi hissettim. Göğsüm sıkıştı, nefesim kesilir gibi oldu. Omegam kendini kötü hissediyordu. Taehyung'dan uzakta olduğum için mi böyle hissediyordum emin değildim ama şu an ona ihtiyacım varmış gibi bir his kapladı bedenimi. Aileme bir bebek taşıdığımı söylerken elimi tutmasına, bana destek olmasına ihtiyaç duyuyordum. Kendimi berbat hissettim. Ona ihtiyaç duymamalıydım. Buraya zaten bunun için gelmiştim.

Kısacık bir zaman yatağımda sırt üstü uzanarak aileme bu durumu nasıl anlatacağımı, onların nasıl bir tepki vereceğini düşünüp durdum. Kesinlikle benden nefret edeceklerdi. Onların bana olan tüm güvenini boşa çıkarmıştım. Bunu öğrendiklerinde büyük hayal kırıklığı yaşayacaklardı. Onların gözünde öğretmenini ayartıp hamile kalan iğrenç biri olacaktım.

"Bebeğim yemek hazır. Hadi gel aşağı baban seni merak ediyor." dedi annem aralık kapıdan bana bakarak. "Geliyorum." dedim. Annem aşağı inerken önce banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Ve onları daha fazla merakta bırakmamak için salona indim.

Önceden annemin yemeklerini özlerdim çoğu zaman. Şimdi annem yine o güzel yemeklerini benim için hazırlamıştı ama bu sefer iştahım yoktu. Yine de o masaya oturdum ve yemek için kendimi zorlasam da aldığım tek lokmayı çiğnerken ağlamaya başladım.

"Bir şey olmuş. Jungkook korkutma bizi oğlum. Ne oldu sana? Neden ağlıyorsun bebeğim söyle bize."

"Anne ben-"

Konuşmak çok zordu, boğazım düğüm düğümdü. Gözlerimin önü yaşlarla doluydu. Babamın yüzüne bakamıyordum bile. O çok katı bir insandı. Ahlaki değerleri vardı ve o birazdan duyacaklarından sonra şu an ki sessizliğinden eser kalmayacaktı.

"Ben çok kötü bir şey yaptım. Ben-"

"Oğlum.. Ne yaptın?"

"Ben hamileyim."

Masada oluşan o sessizlik... Benim hıçkırıklarım... Ve saniyeler sonra babamın ayağa kalkarak yanıma gelişi. "Ne demek hamileyim? Cevap ver ne demek hamileyim?"

"Baba özür dilerim ben böyle olmasını istememiştim."

Kolumu tuttu ve beni ona bakmaya zorladığında utançla babamın öfke dolu gözlerine baktım. "Kimden, kimin bebeğini taşıyorsun? Söyle neden onunla gelmedin?"

My Alpha - taekook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin