10

5.3K 523 220
                                    

İyi okumalar...

Gözlerimi açtığımda bir süre tavanı seyretmiş ve esneyerek yataktan kalkmıştım. Sanırım yerimi yadırgamıştım ki çok az uyuyabilmiştim. Üstüne bir de erkenden gözlerimi açmıştım. Okula gitmeyecektim ama Taehyung'un gideceğini biliyordum. Üzerimdeki pijamaları çıkarıp kendi kıyafetlerimi giydikten sonra odadan çıkmıştım ki o da karşıdaki odadan çıktı.

Siyah gömleği ve siyah pantalonu ile her zamanki gibi muhteşem görünüyordu. Onu her gördüğümde deli gibi etkilenmem normal değildi. Ve hala birbirimize karşı biraz yabancı sayılırdık. Karnımda onun çocuğunu taşıyor olsamda bu böyleydi.

"Günaydın Jungkook. Rahat uyudun mu?"

"Günaydın. Evet rahat uyudum. Okula mı gidiyorsunuz?"

"Bazı evraklar var onları verip döneceğim hemen. İstersen sen kahvaltını yap ya da beni beklersen beraber kahvaltı yapabiliriz."

Bana karşı merhameti tamamen bebekten kaynaklı olduğunu düşünüyordum. Yine de ondan gördüğüm küçücük ilgi bile hoşuma gidiyordu işte.

" Ben eve gitsem iyi olur. "

" Beni bekle, bir saate dönerim. Hem konuşmamız gerekiyor biliyorsun. Sonra ben seni evine bırakırım olur mu? Ben dönene kadar Yeonjun'la vakit geçirirsin. Dadısı burada seni yormaz. Hm?"

"Tamam o zaman. Beklerim sizi."

Yüzündeki memnun ifadeyle görüşürüz dedikten sonra o merdivenlere yönelmiş bense banyoya ilerlemiştim. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra alt kata inmeden önce Yeonjun'un odasına bakıp onun aşağıda olduğunu anlayıp hızlı adımlarla merdivenlerden inmiştim.

Yeonjun peluş kaplanıyla salonda oyun oynuyordu. Beni görünce paytak adımlarla bana doğru yürümeye başladı. Sanırım beni sevmişti. Onu kucağıma almak için kollarımı uzattığım gibi kucağıma geldi. "Günaydın minik Tae." deyip burnunun ucundan öptüm.

"Merhaba efendim size kahvaltı hazırlamamı ister misiniz?" diye soran kadına döndü bakışlarım. Sanırım Yeonjun'un dadısıydı. Orta yaşlı bir omegaydı. Ona gülümseyerek, "Teşekkür ederim Taehyung gelince beraber yapacağız kahvaltıyı." dedim.

Kucağımdaki Bebekle koltuğa oturdum. O saçlarımla oynarken bende elime onun oyuncağını alıp sesimi değiştirerek konuştum. "Seni yicem minik Tae. Hammm.." diyerek ona saldırır gibi yaptığımda kahkaha atarak benden kaçmaya çalıştı.

"Yeonjun'la ben ilgileneyim sizi yormasın." ay git be kadın, ilgileniyorum işte...demedim tabi. "Sorun yok, yorulmuyorum." dedim onun yerine.

Neyse ki gıcık karı başka odaya gitmişti. Bizde Yeonjun'la baş başa kalmıştık. Şimdi babasını çekiştirebilirdim.

"Yeonjun sanırım papuç dama doğru yol alıyor he. Valla benim suçum yok hep baban olacak pis alfanın suçu."

Dediklerimden bir şey anlamayıp kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. "Sanırım bundan sonra birbirimizi daha sık göreceğiz bebeğim. Ne bir dakika eğer baban olacak alfa ile evlenirsem iki bebeğim mi olacak yani? Bir dakika ne evlenmesi yahu. Kendi kendine gelin güvey olma be Jungkook. Alfanın bebeğini taşıyorsun diye seninle evlenecek değil ya? Ha ha.. Hem bir kere zaten ben onunla evlenmek istemem ki.. O anneni unutamamışken nasıl onun yerini alabilirim ki? "

" An-ne. "

" Yeonjun dur bir dakika bebeğim zaten olaylar çok karışık aa sende anne deyip durma. "

" An-ne"

"Anan.. Ay pardon yavrum ya anan çok güzel demek istedim aslında."

Yine kendi kendime konuşma seansımın ardından midemde hissettiğim bir bulantıyla elimi ağzıma kapattım. "Hayır ya. Olamaz." diyerek isyan ettim. Yani bir de mide bulantısı mı çekecektim?

My Alpha - taekook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin