1.BÖLÜM

14 2 2
                                    

Öncelikle Merhabalar;
Yeni bir kitaba başladım ve umarım sizde sevebilirsiniz . Lütfen unutmayın ki ben acemi bir yazarım bunu bilerek okursanız daha iyi olur .
İyi ve keyifli okumalar :)

Bazen insanın yok olmayı istediği zamanlar olur . Bu zamanların ne kadar hızlı geçmesini istesek de maalesef ki bize bir ömür boyu ile eşlik eder . Ama o yok olmak isteği bazende yeniden doğuyormuş hissi yaratır .

İşte o zaman var olduğunun kanıtıdır ...

Ben Havin Alptekin , Mardin'in soylu Alptekin ailesinin ilk torunu , ilk kızıyım . Yaşımı sorsalar 23 derim ama ruhum hala çocuk . Hiç büyümedim belki de büyümek istemedim . Annem Sevgi Alptekin , babam Agir Alptekin ve Hazan Alptekin , küçük kardeşimle oluşan bir ailemiz var . Diğer aile üyeleri dışında .

Üniversitemi paris de okumak istediğimden dolayı dört yıldır pariste yaşıyordum . En sonunda bölümümü bitirmiş mesleğimi kendi memleketim olan Mardin de yapmak istediğimden dolayı bugün dönme kararı almıştım .

Avukat olmak , bir yaşamı sürdürmek , anlamak , dinlemek , yardımcı olmak benim Havin Alptekin'in en büyük hayaliydi . Ve şimdi o hayaller gerçekleşecekti ...

Saat burada sabahı gösterirken Mardin de akşamdı . Bir taksiye atlayarak paris havalimanına doğru yola çıktım . Buradaki evim havalimanına yakın olduğu için on beş ile yirmi dakika içerisinde varmıştım .

Havalimanın kapısından girdiğimde beni nazik bir güvenlik karşıladı . Güvenlik kontrolünü de yaparak gideceğim yere yönlendirdi . Biletleri kontrol eden kişinin yanına doğru yürürken online aldığım bileti gösterdim . Onaylayarak uçağıma kadar eşlik etti .

Uçağa ilk binişim olmadığından dolayı rahatça kırk iki numaralı koltuğumu bularak koltuğa yerleştim . Yanımda benim gibi Türk olduğunu anladığım bir kadın oturuyordu . Bana doğru gülümseyerek elindeki kitaba geri döndü . Santranç ...

Bende gülümsemesine karşılık vererek uçağın kalkma anını seyrettim . Bulutların üstünde gibi hissediyordum . Sanki orada çocukluğum , hayallerim koşuşturup eğleniyordu . Hava daha da yükseldiğimiz de her şey kum tanesi boyutuna geliyordu . İnsanlar belli olmuyor , evler küçük görünüyordu . Sahi belki bizim ruhumuzda uzaktan bakıldığında böyle küçük görünüyordu ...

Yaklaşık dört saate yakın sonra uçak yere inerek mardine ayaklarımı bastım . Elimde tuttuğum telefonumun Türkiye saatini açarak saatin şuan gece dört buçuk olduğunu fark ettim . Dün bizim adamlarımızdan biri aynı zamanda abim sayılan Ceyhun abimi aradım ve geleceğimi haber vermiştim . Beni havalimanından alması için .

Elimde tuttuğum iki valiz ile mardin'in gece olmasına rağmen ki ılıklığını içimde hissettim . Kokusu , hissettirdikleri , anıları ve en çok da yemekleri burnumda tütüyordu .

Havaliman'ın önünde duran siyah arabaya bakarak gülümsedim . Ceyhun abiydi . Abimdi , bir abim olmamasına rağmen ben küçükken beni gezdirir oyun oynardı benimle dertleşirdi . Bana ' Sen ukala bir kızsın ' der ama sonra ' Tatlı bir ukala 'diye çevirirdi .
Arabadan inerek elimdeki valizleri bagaja koyarak kapıyı açmasına izin vermeden hemen arabaya bindim .

Göz kırparak " Hoşgeldin tatlı ukala " diyerek sürücü koltuğuna oturdu . Arabayı havalimanından u dönüşü ile çıkarırken bana dönüp baktı .

Gülümseyerek " Hoşbuldum abi " dedim .

Bir yandan arabayı sürerken bir yandan da sohbete dalmıştık . Arada gözlerim gitsede konuşmayı dinliyor ve konuşuyordum .

SAKLI SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin