Bazen birinin hem zamana , hem yardıma , hemde desteğe ihtiyacı olur . Bu zamanlarda o kadar tereddüte düşersin ki , susarsın ama içinde binlerce konuşma faslı gerçekleşir . Ne oluyor ? dersin kendi kendine . Bir yol ararsın , neye ihtiyacının olduğunu bulmaya çalışırsın . Bulamazsın ama bir gün neye ihtiyacın olduğunu biri sana öyle bir gösterir ki mutluluktan ağlar , sevinç çığlıklarıyla dolar için ...
Sabah Hazan'ın yatağıma zıplamasıyla yastıktan kafamı zar zor kaldırdım . Küçük hanım her zaman ki gibi bugün de formundaydı . Gözlerimi hafifçe araladığımda elinde ona paristen aldığım bebek vardı . Tekrar ve tekrar zıplayarak kocaman bir gülümseme takındı ," Abla bu bebek çok güzel ama makyaj şeyini daha çok beğendim " diyerek kıkırdadı .
Kaşlarımı çatıp yataktan doğrulduktan sonra oturur bir pozisyona gelerek " Sana daha çok beğenebileceğin bir şeyi vermemi ister misiniz prenses hanım ? " diye sordum .
Kısa bir süre sonra düşünür gibi yaparak elini çenesine götürüp ileri geri yaptı . Bana yaklaşarak kafasını hafifçe salladı . Büyük bir tebessümle onu kendime doğru çekerek kucağıma oturdum ve parmaklarımın ucu ile göbeğini gıdıklamaya başladım . Kahkahası odanın içini doldururken nefes nefese kaldığında " A-abla yeter " diyerek üstümden çekildi .
Ayaklandığı gibi odadan tam çıkacakken
" Kahvaltı hazırdır sende gel " diyerek elini dudaklarına götürerek öpücük attı . Bende aynı şekilde ona karşılık vererek öpücük gönderdim .Telefonumu elime alıp yatağın başlığına doğru yaslandım . Saat on'a geliyordu . İnterneti açtığımda bir kaç kişiden mesaj geldiğini gördüm . Hızlıca mesajlara girerek atan kişilere baktım .
Narin : Havinnnnnnnnn
Narin : Dönmüşsünn , neden haber vermiyorsun ?
Narin : Mardindeki tüm arkadaşlarımız seni konuşuyor .
Narin : Baksana mesajlara yaaa
ÇATLADIM BURADA 🤬Bir yandan gülüyor bir yandan da cevap yazıyordum .
Evet dün döndüm :
Kusura bakma göremedim :
Hem merak edilecek bir şey de yok Narin :
Telefonu yatağa atarak ayaklandım . Dolaptan kendi üstüme siyah bir eşofman takımı çıkarıp hızlıca giyindim . Aşağı indiğimde çoktan kahvaltıya başlamışlardı . Ama babam yoktu . Büyük ihtimal erkenden holding'e gitmişti . Bazı günler böyle olurdu zaten onun için pek de takılmamıştım . Günaydın diyerek masaya oturdum . Annem çocukluktan beri sevdiğim acılı ezmesini ekmeğe sürüp bana uzattı . Elinden aldığım gibi ağzıma götürdüm . Acıydı ama acıyı sevdiğim için bana tatlı geliyordu .
Son lokmayı da ısırarak " Sevgi Hanım yine döktürmüşsünüz " diyerek yanağından makas aldım .
Gülerek diğer bir ekmeğe de bal sürerek Hazan'a uzattı . Hazan iki lokmada bitirerek yeniden istedi . Elindeki hoşafı içtikten sonra " O acı şeyden daha güzel " diyerek gözlerini devirmeye çalıştı . Ama bu onu daha da komik yapmıştı . Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırarak kafamı salladım .
Bir müddet sonra kahvaltılarımızı etmiş büyük salonda oturuyorduk . Saat bir olmuştu . Annem artık hazırlanmamızı söyleyerek odasına gidip üstünü değiştirmeye gitmişti .
Bende odama dönerek dün ki Fidan Hanım'ın getirttiği elbiseyi giymiştim . Maviydi ...
Bulutların , gökyüzün kalbinin sesiydi mavi . Sevdiğim renkler arasına giren en sade renklerden biriydi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI SEVDA
RomanceAilelerinin ortak kararı ile tam tanımadan evlenen iki insan . Aynı zamanda Havin Alptekin'in çocukluk aşkı ve Hazar Arslan'ın ilk aşkı olacak , beraber yaşam hayatı ...