2.BÖLÜM

4 0 0
                                    

Bazen birinin hem zamana , hem yardıma , hemde desteğe ihtiyacı olur . Bu zamanlarda o kadar tereddüte düşersin ki , susarsın ama içinde binlerce konuşma faslı gerçekleşir . Ne oluyor ? dersin kendi kendine . Bir yol ararsın , neye ihtiyacının olduğunu bulmaya çalışırsın . Bulamazsın ama bir gün neye ihtiyacın olduğunu biri sana öyle bir gösterir ki mutluluktan ağlar , sevinç çığlıklarıyla dolar için ...

Sabah Hazan'ın yatağıma zıplamasıyla yastıktan kafamı zar zor kaldırdım . Küçük hanım her zaman ki gibi bugün de formundaydı . Gözlerimi hafifçe araladığımda elinde ona paristen aldığım bebek vardı . Tekrar ve tekrar zıplayarak kocaman bir gülümseme takındı ," Abla bu bebek çok güzel ama makyaj şeyini daha çok beğendim " diyerek kıkırdadı .

Kaşlarımı çatıp yataktan doğrulduktan sonra oturur bir pozisyona gelerek " Sana daha çok beğenebileceğin bir şeyi vermemi ister misiniz prenses hanım ? " diye sordum .

Kısa bir süre sonra düşünür gibi yaparak elini çenesine götürüp ileri geri yaptı . Bana yaklaşarak kafasını hafifçe salladı . Büyük bir tebessümle onu kendime doğru çekerek kucağıma oturdum ve parmaklarımın ucu ile göbeğini gıdıklamaya başladım . Kahkahası odanın içini doldururken nefes nefese kaldığında " A-abla yeter " diyerek üstümden çekildi .

Ayaklandığı gibi odadan tam çıkacakken
" Kahvaltı hazırdır sende gel " diyerek elini dudaklarına götürerek öpücük attı . Bende aynı şekilde ona karşılık vererek öpücük gönderdim .

Telefonumu elime alıp yatağın başlığına doğru yaslandım . Saat on'a geliyordu . İnterneti açtığımda bir kaç kişiden mesaj geldiğini gördüm . Hızlıca mesajlara girerek atan kişilere baktım .

Narin : Havinnnnnnnnn

Narin : Dönmüşsünn , neden haber vermiyorsun ?

Narin : Mardindeki tüm arkadaşlarımız seni konuşuyor .

Narin : Baksana mesajlara yaaa
ÇATLADIM BURADA 🤬

Bir yandan gülüyor bir yandan da cevap yazıyordum .

Evet dün döndüm :

Kusura bakma göremedim :

Hem merak edilecek bir şey de yok Narin :

Telefonu yatağa atarak ayaklandım . Dolaptan kendi üstüme siyah bir eşofman takımı çıkarıp hızlıca giyindim . Aşağı indiğimde çoktan kahvaltıya başlamışlardı . Ama babam yoktu . Büyük ihtimal erkenden holding'e gitmişti . Bazı günler böyle olurdu zaten onun için pek de takılmamıştım . Günaydın diyerek masaya oturdum . Annem çocukluktan beri sevdiğim acılı ezmesini ekmeğe sürüp bana uzattı . Elinden aldığım gibi ağzıma götürdüm . Acıydı ama acıyı sevdiğim için bana tatlı geliyordu .

Son lokmayı da ısırarak " Sevgi Hanım yine döktürmüşsünüz " diyerek yanağından makas aldım .

Gülerek diğer bir ekmeğe de bal sürerek Hazan'a uzattı . Hazan iki lokmada bitirerek yeniden istedi . Elindeki hoşafı içtikten sonra " O acı şeyden daha güzel " diyerek gözlerini devirmeye çalıştı . Ama bu onu daha da komik yapmıştı . Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırarak kafamı salladım .

Bir müddet sonra kahvaltılarımızı etmiş büyük salonda oturuyorduk . Saat bir olmuştu . Annem artık hazırlanmamızı söyleyerek odasına gidip üstünü değiştirmeye gitmişti .

Bende odama dönerek dün ki Fidan Hanım'ın getirttiği elbiseyi giymiştim . Maviydi ...
Bulutların , gökyüzün kalbinin sesiydi mavi . Sevdiğim renkler arasına giren en sade renklerden biriydi .

SAKLI SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin