Bölüm 6

15 6 0
                                    

Evvet sayın okuyucular. Uzun bir aradan sonra yine ben yine ben yine ben bölümleri her cuma atacağım iyi okumalar.



Melek'in ne demek istediğini anlamamıştım. Ama uzatmayarak kıza döndüm onun neden bizimle geldiğine dair aklımda hiçbir şey yoktu. " Ee bana kendinizi tanıtmayacak mısınız? " Kız birden bire irkilerek. " Hanım efendi ne bilmek istiyorsa söylerim bana soru sorulmadıkça konuşmam. Benim adım Endila hanımım. " 

Kızın konuşma şekli çok garipti hep gözlerini kaçırıyor ve sürekli parmaklarıyla oynuyordu. Melek neden bu kızı buraya getirdi ki zaten yanıma çok fazla eşyamı almayacağım. 

Eve yaklaştığımızı fark ettiğimde Melek'e baktım. Arabacıya durmasını işaret etti. Endila'ya dönerek burada kalmasını söyledi. Sabırsızca arabadan inip. Hızlı adımlarla Melek'in yanına geldim. Gözlerinin içine bakıyordum. 

" Eee. " Anlamaz gözlerle bakıp. " Ne eee. " Diyorum ki şu kızın olayı ne ve neden bizimle geliyor. Üzerine giydiği kalın inci işlemeli pelerinini omuzlarında düzelterek. " O kız kasaran bizim buraya geldiğimizi gizliyor. " 

Boş gözlerle ona baktığımı görünce açıklamaya başladı. " O kız kasaran yani büyücü, tılsımlı bir büyü ile bizim burada olduğumuzu gizliyor. Archer'a ilaç yapmasını söyledikten sonra da ona büyü yaptık. " 

Duyduklarıma nasıl bir tepki vereceğimi çözemeden evin önüne geldik. Kendi kendime.                  " Büyücü ha " Diye mırıldandım. Artık hiç bir şeye şaşırmıyordum. 

Kapının önü karla kaplıydı. Muhteşem beynim sayesinde kapı açık kalmıştı ve içerisi karla kaplıydı. Melek'e dönerek. " Kapının önünde ki karları kürememe yardım et. " Kürekleri evin arkasında ki malzeme dolabından aldım. Ve tekrar ön bahçeye geldiğimde Kapının önünde hiç kar kalmadığını gördüm. 

Kürekleri elimden bırakıp. " Gerçekten artık neye şaşırmalıyım bilemiyorum. " Melek kahkaha atarak. " Daha kolay olur diye düşündüm. " 

Melek evimi ilgi ile inceliyordu. Sehpanın üzerinde ki siyah kuğu biblomu eline aldı. Onu bana kimin hediye ettiğini hatırlamıyorum ama bir gün evime gelirse onu görmesi için en baş köşeye koymuştum yalan yok gerçekten çok sevdiğim bir biblo bu yüzden severek kullanıyorum. 

" Bu bende kalabilir mi. " Onu başımı sallayarak onayladım. Merdivenlerden çıkıp kendi odama çıktım. insanın evi gibisi yok gerçekten. Aslında buraya gelme amacım biraz farklıydı. Buradan birkaç önemli eşya almam gerekliydi.

 Kıyafet dolabımın yanındaki parkeyi kaldırdım ve gizli bölmenin içindeki tahta kutuyu aldım. Zor zamanımda ihtiyacım olur diye bu kutuya dürbün ve iki tabanca koymuştum tabii ikisi de ruhsatlıydı tabi burada ruhsat ne işe yarayacaksa. Kutuyu masamın yanındaki çantama yerleştirdim. 

Çantanın içine birkaç kıyafet ve ilaçlarımı koydum. Gözüm makyaj çantama takıldı. Ahh hadi ama onlara çok para saydım burada çürümeye bırakamam. Ne halt edeceğim burada makyajı deyip kişisel bakım malzemelerimi de aldım. Ve son olarak. Albümlerimi de alıp aşağı indim. Telefonumu da alacaktım ama şarjı bitmişti. 

Bir gün zaten illa buradan gidecektim zaten çok bir şey almama gerek yoktu. 

Mutfağa geldiğimde Melek'in dolabın içindeki çikolatalarımı mideye götürdüğünü görmemle kahkahalara boğulmam bir oldu. " Ne o çikolata yok mu sizin buralarda. " Ağzının kenarındaki lekeleri silerek. " Iyy hiç sorma var ama tadı çok acı hani bizim oralardaki bittere de benzemiyor çok acı. " İkinci bir kahkaha dalgasını içime gömerek. 

TEMPORİS BELLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin