Jisung'tan:
Şu an 8 kişi 2 masayı birleştirmiştik. Sadece Felix ve Hyunjin konuşuyordu. Chan ve Seungmin zaten zorla randevuya çıkmışlardı ondan konuşmuyorlardı. Ben ve Minho zaten belli. Changbin ve Jeongin ise tanışmadıkları için sessizlerdi. Changbin bağırdığınfa herkes oraya döndü.
Changbin:Ananızı sikeyim ya, çiğ köfteye 50 kuruş zam gelmiş.
Jeongin:NE?!
Jeongin'de bağırdığında shiplemiştim bile. Telefonumu açtım ve Brawl Stars oynamaya başladım.
Tamam aşırı velet oyunu biliyorum ama zaten taşşağına oynuyorum. Şimdi ben ve Minho dışı herkes konuşmaya başlamıştı. Duyduğum konuyla dikkatimi konuşmaya vermiştim.
Chan:En azından birine açıldığımda üstüne kusmadım.
Minho:ULAN HYUNJİN!
Jisung:Lan birinin üstüne mi kustun amına koyim?
Kahkaha attığımda diğerleride gülmüştü. Minho bana kitlenmişti. Hayırdırmesimesi.
Minho:Allah belanı versin Hyunjin senin.
Hyunjin:Aa Chan hyungun öyle pat diye söyleyeceğini nerden bileyim? Kaç yıllık arkadaşız sorun olmaz sanmıştım.
Minho:Keşke almasaydım instagramını Felix'in.
Jisung:Sen almasan ben almak zorunda olacaktım. Hala 20 lira yüzüncen vicdan azabı çektiriyor uvusbucucu.
Felix:Neyse oldu gitti. Hafta sonunda bir şeyler yapalım mı?
Jisung:Ben gelemem. Kedimi veterinere götüreceğim.
Minho:Bende gelemem. Soonie hasta.
Jisung:Ya neden ki ne oldu?
Minho:Bilmiyorum ki hapşuruk duruyor. Belki ölümcül bir şey başlangıcıdır diye korkuyorum.
Jisung:Değildir umarım ya.
Jeongin:Minho hyung hiç anlaşamıyormuşsunuz gerçekten.
Minho:Anlaşamıyoruz zaten. Sence anlaşabilir miyiz biz? Tam zıttım o benim anlaşmakta istemem zaten.
Kötü hissetmiştim niyeyse. Bir şeyde demedi ne bokuna alınıyorsun Jisung? Sikerim onu amk.
Felix:Jisung kedinin adını ne koyacaksın?
Jisung:Nigga koysam olur mu ya? Simsiyah kedi. Sadece boynunun altında birkaç tel beyaz var.
Changbin:Harbi gerizekalısın lan sen.
Jisung:Ne biliyim amk hayatımda kedi mi baktım ben.
🕳
Okul çıkışı petshopa uğramış ve birkaç oyuncak ve mamayla su kabı alıp eve gittim.
Odama baktığımda kedi mışıl mışıl uyuyordu. Gülümsedim ve kapıyı kapatıp poşeti yere koydum. Yarın veterinere gidecektik.
Bende kedinin başını okşarken yanına kıvrılıp uyudum.
Uyandığımda hava kararmıştı. Telefonumu elime aldığımda saatin 8 olduğunu gördüm. Esnedim ve hala uyuyan kediye baktım. Nefes almıyor gibiydi. Korktum ve biraz dürttüm. Uyanmayınca hemen Minho'ya yazdım.
minhlee & hanjis
hanjis:
minho
minhl bakar mıwın
minyo
lğ4gwn
çok öwnmliminhlee:
ne oldu
iyi misinhanjis:
kwdi
uuwnöıu
uywnöıue
uyanmıwu
hwlw
öleü müminhlee:
dur sakin ol
eline al çok sarsmadan sallahanjis:
of
oh
ölcwktim
öldü swndım
çok kowrumminhlee:
iyi misin
su falan iç sakinleşhanjis:
iyiyim iyiyim
of
teşekkürlerminhlee:
sorun değil
özür dilerim|
jisung bir şey diyecektimhanjis:
ne diyecektinminhlee:
bugün dediğim şeyler için özür dilerim
gayet iyi birisin pudingimi çalman dışında
seninle konuşmak eğlenceli.hanjis:
oha
sorun değil zaten sorun etmemiştim de
bence de iyi birisin pudingimi yemen dışında
ve bende eğleniyorum seninle konuşurken
arada boğmak istiyorum seni ama
neyse olur öyleminhlee:
veterinere ne zaman gidecektin?hanjis:
yarın randevum var
karnesini falan çıkarttıracağımminhlee:
anladım
o zaman beraber gidelim mi
X veterinerine gidiyorum benhanjis:
oha bende
olur o zaman gidelim
12 gibi buluşalım mıminhlee:
tabii olur
iyi akşamlarhanjis:
iyi akşamlar
minhlee bu mesajı beğendi
🕳Sabah alarmla uyandım. Uyanamazsam diye ne olur ne olmaz kurmuştum. Hemen kalktım ve günlük işlerimi halledip duşa girdim. Dolabımın önüne geçtim ve 2 saat bakıştım. Ne giyecektim? Daha doğrusu ne giyebilirdim ki? Yani şimdi randevu gibi bir şey değildi. JİSUNG SAÇMALAMA DA GİYİN ARTIK.
Altıma bol grimsi pantalon ve üstüme de beyaz bir kazak giydim sonunda. Sonra kedimi pusete koydum. En son parfüm sıktım ve evden çıktım.
Parkta buluşacaktık. Parka geldiğimde Minho'yu gördüm. Banka oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Yalnız çok iyi giyinmiş ha. Üstünde boğazlı siyah bir kazak, altında da bol paçalı lacivert bir kot vardı. Yanında bir tane de puset vardı.
Yanına gittiğımde başını telefonundan kaldırmış ve gülümsemişti. O da kalkmış ve cebine koymuştu telefonunu.
Jisung:Çok beklettim mi?
Minho:Hayır ben erken geldim. Gidelim mi?
Başımı salladım ve beraber yürümeye başladık.
Aslına baya baya sohbet ediyorduk. Daha sessiz geçecek sanmıştım. Ama eğlenceli ve hızlı geçmişti. Veterinere kısa sürede vardık.
İçeri girdiğimizde görevliye ilerledik. İkimizinde işleri farklı yerlerdeydi. Bu yüzden ayrılmak zorunda kaldık.
Kedim muayene olurken veteriner konuşuyordu bir yandan. Gözünde yediği dayaktan kaynaklı iltihap olmuş ve bu nedenle annesi onu atmış. Ayrıyetten kilo alması gerekiyormuş. Daha 4 aylık olduğu için aşılarını olamadı, 2 ay sonra tekrardan geleceğim.
Göz damlasını oradan aldım. Tekrardan pusete koyup çıktığımda Minho ödeme yapıyordu. Bende yanına gittim ve kendi ödememi yaptım. Sonra çıktık.
Bu sefer daha sessizdi. Tekrardan parka geldiğimizde konuştum.
Jisung:Bir şeyler içmek ister misin? Yoksa hemen dağılalım mı?
Minho:Aslında gitsem iyi olur işlerim var evde.
Jisung:Anladım. Sonra görüşürüz o zaman puding hırsızı.
Minho:Sende benim pudingimi çaldın ama. Ödeşmedik mi?
Jisung:Ödeştik ama öyle demek hoşuma gidiyor.
Minho:Anladım, görüşürüz.
.
.
.
.
.
.
.
.
ÇOK TATLILAR SADECE MİNHO ODUN BİRAZ ÇOCUK SANA NE GÜZEL TEKLİF ETTİ AAAA