Bir efsaneye göre yıllar önce dünyalar güzeli bir efendi varmış.
Herkes tarafından sevilen bu kadını sevenler olduğu gibi sevmeyenleri olmuş, bu dünyalar güzeli kadın insanlara iyiliği dokunduğu bir günde yeryüzüne kontrolcülerin en kötüsü inmiş.
İn...
Evet yepyeni bir kitap ve biz🤤 bu tarza benzer, benim de önceden böyle bir hikayem vardı dedim bari tekrar yazayım biraz kalemim acemi ama umarım siz seversiniz bu kitabın bölümleri biraz 1800-3000 arası olacaktır çok uzun olmayacak malesef... daha yeni yeni yazıyorum umarım beğenirsiniz sizi çok seviyorum bu kitap biraz yüzünüzde mutluluk bıraksın diye yazmaya başladım daha öncede söylediğim gibi karekterlerimi yalnız hissettiğiniz her an yanınızda olduğumuzu hatırlayın Sonu kader kısmet iyi okumalar dilerim asklarım.💬💓🎧
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çardağa kurulup sıkıntıyla hizmetlilerden birinden çay getirmesini istedim, bugün nişanım vardı ama ben çok gergin ve huzursuz hissediyordum bu yüzden hazırlanmaya ara verip bahçeye oturmaya çıkmıştım.
Saray kapısına yaslı duran yabancı askerleri gördüğümde huzursuzluk konusunda haksız olmadığımı anlayıp ayağa fırladım sanırsam bu iyi bir haber değildi, indikleri arabaya merakla göz attım, düşman krallığın kralı indiğinde benden uzakta olan girişe doğru ilerledi siyah uzun saçları ve kapalı mor rengi pelerini bu sıcak havada takması pek iyiye işaret değildi. Yüreğim ağzımda bir şekilde yerimde sabırsızca oturmaya başladığımda çok geçmeden ejder çayının yanında bir kağıt getirilmişti.
Geriye doğru çekildiğinde pek hayırlı olmadığını belli olan kağıdı avucuma alıp stresle kağıdı açtığımda gördüğüm kağıt karşısında donup kaldım.
Evlilik sözleşmesi mi? Ne yani Arlon benimle evlenmek için sözleşme mi yapmıştı iyi de neden?
Gözlerim yüzeysel bir şekilde kağıtta dolandığında Arlon'un krallığının değilde düşman krallığın armasını görmemle herşey kafamda daha da netleşti beni bir mal gibi pazarlamıştılar değil mi?
Kalbim kasıldığında korkuyla ayağa kalkıp bakışlarımı gökyüzüne çevirdim ne yapacaktım ben bu karara nasıl karşı çıkacaktım daha önce yaptığım bu şeyi tekrar yapmaya cesarettim var mıydı?
Ellerimi belime yerleştirip nefesimi sesli verdim sıcak ejder çayının acı olmasını umursamadan sinirle kavrayıp, kafama diktiğimde irkilerek yüzümü buruşturdum. Önümdeki anlaşmaya ters bir bakış daha atıp hışımla ayaklarımı yere vurdum en iyisi bunu babamla konuşmaktı yoksa sinirden kendi kendimi öldürecektim. Babamın odasına doğru hızla ilerledim, sırf veliaht olmak için aptal bir evlilik yapacağımı sanıyorsa yanılıyordu çünkü ben bu anlaşmaya da şartlara da uymayacaktım.
Uzun bordo kahverengi renkli koridordan sıyrılıp babamın kapısına dayandım kapıyı dahi çalmadan sinirle girdiğimde düşman krallığın kralını görmeyi beklemiyordum tamam buraya geldiğini görmüştüm ama babamın yanında olmasına cidden şaşırmıştım. İkisi de soğuk bakışlarını üzerimde dolaşıp geri önlerinde ki haritaya bakmaya başladılar, babamın bu vrına sinir olsam da ağzımı açmamak için çok direndim fakat yapamadım.
