"Ne iş yapıyorsun?" İçkimden yudumlayıp uzun zamandır buraya gidip gelmeme rağmen ilk defa gördüğüm büyük ihtimal iyi bir rütbesi olan iş adamına sordum. Bu mekan büyük kuzenimindi ve iğrenerek söylüyorum ki kendisi beni buraya küçük yaştan beri getirip götürürdü. Galiba böyle bir ailede büyümüşsem sürekli seks yapmak benim için garip olmamalıydı, değil mi?
Damarlı eli geldiğinden beri dikkatimi çekiyordu, kendisi de bunu bildiğinden içki bardağının üzerinde parmağını gezdiriyordu. Evli değildi, en azından parmağında yüzük görememiştim. "Doktorum." Harika. Bu adamın yaşı beni ikiye katlayacaktı kesin. Bar taburesinde masaya doğru hafif dönerken masada bulunan içkimden yudum aldım. Oysaki en fazla 25 gözüküyordu, yazık olmuştu.
"Anladım." İlgim ondan kesilsin diye barmene doğru döndüğümde kendisi iki yanımda içki isteyen kız için kokteyl hazırlıyordu. "Ne o, mesleğimi mi beğendiremedim sana?"
"Babam yaşındasın." Küçük olduğumu anlasın diye yüzüne şak diye söyledim. Tamam, yapım gereği küçük durmuyordum fakat yüzümden belliydi bence küçük olduğum. Adam derin bir nefes alıp masada bulunan içkisiyle beraber yanımdan ayrılmıştı. Eh, en azından uzatmamıştı. Genelde böyle tipler onları reddettiğim için gereksiz bir kendini kanıtlama tribine girer, en sonunda da kavga çıkardıkları için bardan atılırlardı.
"Yalnız kalmışsın yine." İki yanımdaki kadına içkisini verip bana seslendiğinde başımı aşağı yukarı salladım. Hâlim yok gibiydi bugün, o adamı kaçırdığım için de normalde üzülürdüm fakat bugün öyle çok üzülmemiştim. "Senin iş ne oldu?"
"Yattı galiba." İş olarak bahsettiği şey hatırlarsanız eğer Chanyeol'du. Neredeyse her gün buraya gidip geldiğim için buradaki çalışanların hepsi tanıdıktı. Sung ile diğerlerine göre daha yakın olduğumdan ona anlatabiliyordum başıma gelenleri. İddiaya girdiğim gün gelip anlatmıştım ona olanları fakat sonra gelmeye fırsat bulamamıştım. "Tekrar mı barıştılar yoksa?"
"Hayır, Sung." İçkimden bir yudum alıp boş bardağı ona doğru yaklaştırdığımda elimden almıştı. "Sandığımdan daha çok onu düşünüyor. Ben de biraz salma kararı aldım."
"Nasıl yani, bırakacak mısın çocuğun peşini? Ya tekrardan barışma kararı alırlarsa?" İçtiğim viskiyi bildiğinden hiç sormadan doldurmaya başlamıştı. Bence böyle bir şey olacak olsa şimdiye kadar olurdu. Chanyeol ne kadar onu hâlâ sevse de bu saatten sonra onu affetmezdi. Affedemezdi ki, kim böyle bir şey yapan birini affederdi? "Sanmıyorum. Zaten öyle tam olarak salmadım. Sadece darlamamaya karar verdim."
"Nasıl davranacaksın o halde?"
"Bilmiyorum ama ağırdan alacağım kesin." Doldurduğu içkiyi bana doğru uzattığında hiç düşünmeden aldım elinden. Size yemin ediyorum ki hayatım çok güzeldi. Dertleneceğim bir şey yoktu, her şey istediğim gibi tıkır tıkır işledi şimdiye kadar ve hayatım boyunca doğru düzgün hiç para sıkıntısı çekmemiştim. Hatta bırakın para sıkıntısını, normal bir sıkıntı bile yaşamamıştım. Chanyeol olayının başlaması ile daha en başından hayatım etkilenmişti. Bunun en büyük sebebi hayatımda bir sıkıntım yokken artık düşüneceğim birinin olmasıydı. Hayatımı etkilemek derken yanlış anlamayalım yani, henüz o aşamaya gelmemiştim. Ha, belki benimle yatsa o aşamaya gelebilirdim.
"Arkadaki esmer iyiymiş." Gözleri ile arkamı işaret ettiğinde hiç halim olmasa dahi kafamı yavaşça dönderip gösterdiği yere bakmıştım. Dört arkadaş bir masada oturmuş, masada bulunan tek esmer kişi Sung'un bahsettiği esmer ise diğerlerine gülerek bir şeyler anlatıyordu. Ben bu esmeri okuldan tanıyordum. Neydi ki bunun adı? "Çok da uzun bakma, her an enişten olabilir." Dediği şeyle beraber gülerek önüme dönmüştüm. "Erkeklerden hoşlanıyorsa ne yapacaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Call By All Love||Chanbaek
Fanfiction"Park Chanyeol," dedi, işaret parmağıyla ileride eskiden pamuk şekeri saçlarıyla tanıdığım, şimdi ise kan gibi kıpkırmızı saçı olan uzun boylu çocuğu gösterdi. "Sevgilisini ne kadar çok sevdiğini biliyordun, değil mi?" "Bunu bilmeyen yoktu bence." O...