* * * BUMİN * * *
Bana tokat attı... Bana... Sonrada gitti. Hiç bir şey olmamış gibi çekti ve gitti! Herkes şu an bana bakıyordu.
" Ne bakıyorsunuz?! Dönün önünüze lan! " der demez herkes önüne döndü. Tam bar taburesine oturacakken yerde bir şey parladı. Eğilip elime aldım. Mavi siyah bir bileklik... Bu mavi o kızın gözlerinin renginin aynısıydı. Deniz gibiydi... Derin... Muhtemelen onundu. Bilekliği elimde sıkıp içkimden bir yudum aldım ve hızla bardan çıktım. Vale arabamı getirdiğinde hızla arabama bindim ve gaza bastım. Aklıma geldikçe sinirleniyor, sinirlendikçe biraz daha gaza basıyordum. O bana tokat attı. Bana!.. Bumin BENER'e... Daha fazla sinirlendim. Bu biraz daha hız anlamına geliyordu...
Kısa sürede eve vardım. Arabadan indim ve kapıyı anahtarımla açtım. İçeri girdim. Tam merdivenlere geldim ki babamın sesiyle olduğum yerde kaldım.
" Geldin..." dedi. Şaşkınlığı yüz ifadesinden okunuyordu.
" Eve gelmem normal değil mi? " dedim alayla.
" Eve gelmen normal ama yanında bir kız varken bu saatte ki bu saat herkes için her ne kadar geç olsa da senin için fazlasıyla erken, eve gelmen garip... Üstelik o kız senin geleceğini söyledi. Sen hayatta biri söylese eve bile gelmezsin o gün. Aksine sadece o kızı yatağa atmak için uğraşırsın eşek sıpası. Kendime eşekte dedirttin. Hem senin yanağın niye kıpkırmızı? " dedi. Eliyle suratımı çevirerek yanağıma baktı. Hemen elini arasından yüzümü kurtardım.
" Yok bir şey. Hem ben kendim istediğim için geldim. Bir şey yok yani. Hem ayda yılda bir eve erken geliyorum. Onda da soru yağmuruna tutuluyorum. Bir daha eve hiç gelmeyeceğim ona göre. Ben odamdayım. "
Hızla odama çıkıp kapıyı kapattım. Evet. O kız eve gideceğimi söylemişti ama ben eve isteyerek gelmemiştim. Kendimi burada bulmuştum. Babam doğru söylüyordu. Benim bu saatte burada olmamam gerekiyordu. Peki neden buradaydım? Keşke bende bilseydim... O kız bana özür dilettirdi... Bana... Bumin BENER'e... Tamam. Daha fazla sinirlenmemeliydim. Peki neden özür diledim? Neden attığı tokada hiçbir şey demedim? Ya uyuyacak ya da kafayı yiyecektim. Ben de tercihimi ilk seçenekten yana kullandım. Nasıl olsa bir daha görmeyecektim o hırçın Mavi'yi... Aklıma cebimdeki bileklik geldi. Cebimden çıkarıp baktım. Mavi rengi karanlıkta bile parlıyordu. Tıpkı onun gözleri gibi... Ben onun gözlerine ne ara dikkat etmiştim? ' Saçmalıyorsun. Sadece bu gece kadınsızlıktan böylesin. Hadi yatta zıbar! ' dedi iç sesim. Ben de ona hak verdim ve gözlerimi kapattım...
* * * KEMAL BENER * * *
Bu oğlan hiç akıllanmayacaktı. Artık peşinde koşmaktan, peşini toplamaktan yorulmuştum. Şimdide ortaklarımın kızlarına yazarak bana ders vermeye çalışıyordu aklınca. Ama ben bunu yemem. Telefonumu çıkarıp öfke ve sinirle onu aradım. Telefon bir süre çaldı. Açmayacak diye düşünürken açtı. Büyük bir öfke ile konuşmasına müsaade etmeden ben konuştum.
" Bumin ? Bumin neredesin? Çabuk eve gel! Duyuyor musun ? " Bir süre ses gelmedi. Sonra bir kızın sesi geldi kulağıma
" Iııı, şey merhaba " dedi. Bir süre ne olduğunu anlamak için sustum. Sonra bu işin içinden çıkamayacağımı anladım. Bumin hangi kızla birlikte olursa olsun hayatta onlarla bağ kurmaz, hayatlarına karışmasına izin vermez ve telefonlarına çıkmalarına izin vermezdi.
" Sende kimsin ? "
"Ben... Ben... Ben oğlunuzun bir arkadaşıyım. " arkadaş mı ? Bir kız ve Bumin sadece arkadaş öyle mi ? Kıçımla gülerim buna.
" Bumin nerede ? " diye sordum. Kız durdu.
" Iıı, o... o... yanımda. Vereyim diyeceğim ama telefonu direk üstüme attı. " Tam Bumin'den beklenecek bir hareket. Yada beklenmeyecek.
" Ona söyle hemen eve gelsin ! " dedim.
" Tamam söylerim. Hemen şimdi yola çıkacak. merak etmeyin. Birazdan orada olur. " Birden telefon Bumin'in eline geçmişti.
" Hayır gelmeyeceğim " ardından kız tekrar telefonu almıştı.
" Evet gelecek. Ama önce ufak bir özür işi var. Onu halleder halletmez gelecek. İyi geceler. " Telefon kapandı. Bumin ve özür... İşte buna kıçımla bile gülemezdim. Ama önce daha önemli bir sorun vardı. Bu kız kimdi ? Bumin gerçekten eve gelecek miydi ? Hayatta inanmazdım. Ama yinede bekledim. Yirmi - yirmi beş dakika sonra kapı açıldı. Elimde kahvem ile kapıya ilerledim. Bumin'i merdivenlere doğru giderken yakaladım. Çok şaşkındım şu an. Bumin eve gelmişti. Şimdi onun bir kadının yanında olması gerekirdi.
" Geldin..."dedim şaşkınlığımı saklamaya gerek duymadan.
" Eve gelmem normal değil mi? " dedi alayla.
"Eve gelmen normal ama yanında bir kız varken bu saatte ki bu saat herkes için her ne kadar geç olsada senin için fazlasıyla erken, eve gelmen garip. Üstelik o kız senin eve geleceğini söyledi. Sen hayatta biri söylese eve bile gelmezsin o gün. Aksine sadece o kızı yatağa atmak için uğraşırsın eşek sıpası. Kendime de eşek dedirttin. Hem senin yanağın niye kıp kırmızı? " dedim. Yanağında gerçekten kocaman kırmızı bir el izi vardı.
"Yok bir şey. Hem ben kendim istediğim için geldim. Bir şey yok yani. Hem ayda yılda bir eve erken geliyorum. Onda da soru yağmuruna tutuluyorum. Bir daha eve hiç gelmeyeceğim ona göre. Ben odamdayım. " deyip kaçtı. Bumin kaçtı. Eğer kavga etseydi söylerdi. Demek ki kızımızdan güzel bir şamar yemişti. Bu fikir beni gülümsetti. Bumin ve bir kızdan dayak yemek. Güzel rüyaydı... Telefonumu çıkarıp sağ kolum Murat'ı aradım.
" Alo"
"Alo Murat kusura bakma. Bu saatte seni aradım ama senden bir şey isteyeceğim."
"Buyurun Kemal Bey."
" Bizim oğlan bu gece nereye gitmiş, ne yapmış, kiminle görüşmüş, ne yemiş, ne içmiş hepsini yarın sabah erkenden istiyorum. "
" Peki Kemal Bey, iyi geceler."
Telefonu kapattım. Eğer Bumin adam olacaksa her şeyi yapardım...
* * *
merhaba votecanlar :)
kusura bakmayın bölüm geç geldi. çünkü hiç yorum yapılmıyor. istediğim şey vote ve yorum. ben yorum istiyoroooooommm :)
şaka biryana gerçekten yorumlarınızı bekliyorum. iyi yada kötü hiç farketmez.
sizi seviyorum :))
güle güle votecanlar :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAM GİBİ
Romancesevmek hiç bu kadar güzel olmamıştı her ikisi içinde... birbirlerini korumak isterlerken aşka düşmek...bu güzeldi... en azından onlar için... nefes almak mı? onca olaydan sonra nefes'in adı değişmişti ikisi için... biri için nefes almanın adı Eslem...