Çok ses vardı, Harry sesten nefret ederdi. Arkadaşlarının zoruyla geldiği bu yerde kendini rahatsız hissediyordu. Ve bu tamamen normaldi. Yüksek ses ve çevresinin birbirinin özel alanlarına saygı duymayan insanlardan oluştuğu gerçeği onun hoş karşıladığı bir şey değildi.
Dudaklarını büzdü. İçeceğinden bir yudum daha aldı. 17 yaşına bu gece girecekti. Böyle bir yerde girmek tercihi olmasa bile arkadaşlarını kırmak istememişti. Ayrıca doğum günü on ikiyi geçtiği için teknik olarak yarın sayılıyordu.
Gözleri etrafı bıkkınlıkla taradı. Ron lavaboya uğraması gerektiğini söyleyip gitmişti. Hermione ise çoktan gözden kaybolmuştu. Aslında kızda onun kadar bu ortamları sevmiyordu. Fakat Ron'la ettikleri kavga dolayısıyla buradaydı. Harry aşıkları asla anlamıyordu.
Bardağı masaya bıraktı. Lavaboya gitmek için ayaklandı. Ron'a bakmanın zamanının geldiğini düşünüyordu. Erkekler lavabosuna girdiğinde içeride birisinin olmadığını görünce kaşlarını çattı.
Ron çoktan çıkmış mıydı?
Kapının açılma sesini duyduğunda gözlerini o tarafa çevirmedi. Ne de olsa lavabodaydı, gelen birinin olması normaldi.
Ron'a ulaşamamanın verdiği hayal kırıklığıyla ofladı. Dudakları büzükken kolunda hissettiği tutuşla döndü. Gözleri aynayı bulurken iki omzundan da tutulduğunu farketti. Bir adam tam arkasında duruyordu.
Hayır...sıradan bir adam değil. Ailesinin katili ve seri katil olan o adamdı.
Voldemort.
——
Mrb Harry kanka üzgünüm yine soktum başını belaya... pardon. Her hafta bölüm sözü veriyorum o7!!! Giriş bölümü olduğu için kısaydı... desem de yemiyorsunuz artık. Neyse, halledeceğim inanıyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
