"Voldemort."
Çocuk ağzından çıkan isme engel olamadı. Aynadaki görüntüde bir sırıtış oluştu. Adamın gözleri açlıkla açılmıştı. Harry girdiği şoktan çıkamamış olmasına rağmen adam konuşmadı. Çocuğa algılaması için zaman verdi. Ama zaman aktıkça çocuğu ağzından hiçbir şey çıkmadı. Adam sonsuz bir döngüde onu böyle izleyebilirdi ama Tanrı aşkına... 14 yıldan sonra çocuğun sesini daha çok duymayı hakkediyordu.
Adının çocuğun dudaklarından çıkması onu ne kadar heyecanlandırıp tatmin etmiş olsa da yeterli gelmiyordu. Kendini daha çoğunu isterken biliyordu.
Onu son parçasına kadar tüket.
İç sesi onu daha da heyecanlandırırken derin bir iç çekti. Çocuğu tutan elleri yanıyordu resmen; Voldemort'un içerisinde yüzmek istediği bir ateşle. Buna daha fazla sabrı olmadığını fark etti. Voldemort sabırlı bir adamdı, ki on dört yıl sabır isteyen bir süreydi. Ama Voldemort ne kadar vurdumduymaz bir insan olsa da bu durumda çocuğa zaman vermesi gerektiğini biliyordu.
Fakat ona bu kadar yakın olmak hesaplamadığı bir şeydi. Çocuğun boynuna ulaşmak için başını komik bir şekilde kopacak kadar eğmesi gerekti. Çocuğun kokusu her parçasına yayılırken gözlerini kapattı. O kadar uzun zamandır bekliyordu ki bu anı. Çok fazla hayal ve fantezi kurmuştu çocuğun kokusu hakkında.
Ama bu tamamen başka bir şeydi...
Adamın içini dolduran o Petrikor* kokusu ve.. pekmezli turta?
Adamın vahşi yüzünü ilk kez bu kadar masum bir gülümseme kapladı. Kokuyu daha derinden çekecekken yüzünde hissettiği yumrukla başı geriye doğru giderken bir adım geriye gitti.
Oh, kesinlikle zaman ve yer vermeliydim..
Burnundan sızan kan, burnuna gitmiş olan eline bulaştı. Yüzünde bu sefer daha vahşi bir gülümseme oluşmuştu.
><><><
Harry o an her şeyi bekliyordu. Bir bıçağın ona saplanmasını, boğulmasını, ya da bir silahla işin hemen halledilmesini. Fakat beklemediği bir şey vardı...
Ona istediği her ve tek şeymiş gibi bakan bakışlar.
Bundan kesimlikle hoşlanmamıştı! Tanrı aşkına- adam ondan yaşça büyüktü! Ama yine de daha önce kimse Harry'e bu şekilde bakmamıştı. Şehvet dolu bakışlar alışık olmadığı bir şey değildi... ama bu? Bu bambaşka bir şeydi.
Harry aklını toparlamak için başını iki yana salladı. Ne olursa olsun karşısındaki adam seri katildi ve ailesini öldürmüştü. Harry ölümün kendisine o kadar da uzak olmadığını düşünüyordu. Bu yüzden adam ona bir adım atar atmaz sordu.
"Yarım bıraktığın işi tamamlamaya mı geldin?"
Sesi duygusuzdu. Ama buna rağmen karşısındaki adama olan etkisi çok fazlaydı. Adamın yüzündeki gülümseme soldu. Giydiği takım elbiseden -Harry'nin çok ateşli olduğunu kesinlikle düşünmediği- bir mendil çıkardı. Burnundan akan kanı silerken gözü Harry'deydi.
Harry yüzünü buruşturmamak için tüm gücünü kullandı. Adam aynaya bile bakmıyor muydu? Bu kadar mı odaklanmıştı onu öldürmeye? Korkusuz duruşuna rağmen kalbi çok hızlı atıyordu. Bacakları titremese bile Harry daha fazla ayakta kalıp kalamayacağından emin değildi.
"Elbette hayır, canım."
Ses usulca ikilinin arasında süzüldü. Birinin kaşlarını çatmasına sebep olurken diğerinin ifadesizliğini bozmuştu.
"O zaman ne istiyorsun?"
Harry gözünden ateş fışkırırcasına konuşuyordu. Bunu beklemiyordu, ayrıca adamın sonda kullandığı sevgi dolu ifade midesini bulandırmıştı.
Adam bir cevap vermedi. Yavaş adımlarla çocuğun üzerine doğru yürüdü. Aynı şekilde Harry'de adamdan uzaklaşmak için geriye adımlar atıyordu.
Duvara çarpana kadar.
Adam Harry'i şaşırtacak şekilde aralarındaki mesafeyi sıfırlamadı. Gözleri Harry'e hayranlıkla bakarken parıldıyordu. Nefeslerinin derinleşmesi göğsünden belli oluyordu.
Ve kahretsin Harry adamın göğsüne bakmayı kesmeliydi.
Bakışları adamın tekrardan gözlerini bulurken cesur davranmaya çalıştı. Pek işe yaramamıştı çünkü adamdan sadece bir kıkırtı kazandı. Kaşları olabilirmiş gibi daha çok çatılırken adamın dudaklarına kaydı gözü.
Bunun adamı ne kadar etkilediğinden haberi olmaması yazıktı. Çünkü adam çocuğun sınırlarını bir kez daha aşmamak için titriyordu resmen. Dudaklarına değen o gözler... Voldemort'un tüm cinayetlerine eşdeğerdi.
"Her zaman cesur ve güzel bir şeydin değil mi?"
Çocuğun gözlerinin tekrardan ona dönmesini sağlayan bu sorusu aynı zamanda çocuğun kafasını da karıştırmıştı. Adam bu ifadeye bayıldığına karar verdi.
"Öyleydin."
Çocuk kollarını birbirine doladı ve uyuz bir ses tonuyla konuştu.
"Öyleysem ne olmuş?"
Adamın yüzündeki sırıtış daha çok büyürken ufak bir adım daha atmaktan engelleyemedi kendisini.
"Hiçbir şey hayatım."
Ve bir sevgi sözcüğü daha... Harry buna daha fazla davranamayacaktı. Tam hızlıca davranacaktı ki yerdeki su birikintisi onun amacına engel oldu.
Dengesini anlık olarak sağlayamamasıyla bir el onun belini buldu. Şaşkınlıkla açılmış yeşil gözler onu kendine çekmiş olan adamın kırmızıya yatkın olan kahverengi gözlerini buldu.
Voldemort'un kontrolü kaybetmesini sağlayan şey de buydu. Çocuğun boynuna avına ulaşmış bir yılan gibi atılacakken kendisinin de atladığı bir şey olduğu gerçeği kendini acı bir şekilde belli etti.
Kapıyı kilitlemek.
Lavabo kapısı açılma sesiyle adam kendine geldi. Elini çocuğun belinden çektiğinde boğazını temizledi. Bu sınırları aşmaması gerektiğini biliyordu. Oğlunu bu duruma sokmayacaktı, ne de olsa bu son görüşmeleri değildi.
"Hediyelerim sana ulaşacaktır sevgilim."
Kapıdan çıkarken en iyi arkadaşına açıklama yapmak için üzerindeki şoku atmaya çalışan bir Harry bıraktı.
~~~
VAVVV
SAAT BİR VE YENİ BİR BÖLÜM!! aştım kendimi, itiraf edin.(Bunu çok sonradan ekliyorum çünkü eklediğimi sanmıştım.)
*Petrikor; yağmur damlacıklarının kuru toprak yüzeyine düşmesiyle meydana gelen toprak kokusudur.İyi geceler dilerim! (Ya da bunu okurken zaman dilimi neyse o işte.)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sence başka evrenlerde de sevgili miyiz? Her zaman.
FanfictionVoldemort Harry'nin ailesini öldüren bir katildi. Ve Harry adamın serbest bırakıldığını bir partide öğrenir... !!!Muggle AU!!!! Yaş farkı içerir.