....
" O zaman ben odama gidip arayayım." dediğimde Ateş ve Batı abim aynı anda kafa salladılar. Aynı yüze sahip iki kişi olmak korkunç olmalıydı hem de aynı mimikleri de yapıyorsanız.
Abim gülümsedi " Ara sen madem." diyip gitti.
Ateş'te, James'i kucağına aldı " O zaman bizde gidelim yakışıklıya araba koleksiyonumu göstereceğim." dedi bana bakarak.
Onaylar anlamında mırıltılar çıkardım. Ateşin kötü biri olduğunu düşünmüyordum ama bana karşı yaptığı kötü imalar ve laflar benden onu itiyordu çünkü tam iyi davranmak istediğim an da bana dediği şeyler birbir hafızama doluyordu.
Ee bende gavat olmadığıma göre hadi canim abiciğim diyerek boynuna atlamayacaktım.
Düşüne düşüne odama doğru ilerledim bu eve geleli 1 ay oluyordu ve ben alışmıştım artık yabancı hissettirmiyordu aksine evim gibi bir sıcak yuva gibi hissettiriyordu. Bu his gerçekten de güzeldi.
Abilerinin, annenin ve babanın olması güzeldi hemde her şeyiyle bunca sene yalnız olarak büyümüş biri olarak kalabalık aileler bana her zaman mükemmel gelmiştir. Hatta Poyraz'ı kıskanırdım abisi olduğu için ve mutlu bir kardeş ilişkileri olduğu için ama meğerse benim de abilerim varmış hem de bir değil tam tamına 3 tane. Onlara artık abi demek istiyordum en azından ilk günden beri bana anlayışla davranan ve ilgi gösteren Uraz ve Uygar'a. Batı'nın ise zamanı vardı çünkü üçüne biranda diyecek kadar özgüvenli değildim.
Anne baba kısmına gelirsek Ayla hanıma İtalya'daki resitalim de ona yazdığım şarkıyı çalıp söylerken anne diyecektim babama ise doğru anı bekliyordum çünkü ben hiç baba sevgisi görmemiştim göstermelik bile olsa Helena en azından göstermelik annelik yapardı.
Odaya girdiğimde elime telefonumu alarak ezbere bildiğim numarayı çevirdim.
Моя любовь🤍 ( Sevgilim) aranıyor.
Kısa bir çalıştan sonra telefon cevaplandı.
" Güzelim." dedi aksanlı bir rusçayla.
Tanrım ben bu adama aşkım olmayayım da ne yapayım. Adrian'ımın sesi bile yakışıklıydı.
" Sevgilim, ne yapıyorsun."
" Şirketteyim birtanem bir kaç dosya vardı onu hallediyorum sen ne yapıyorsun nasıl geçiyor günün bizim sıpa ile."
" Güzel geçiyor her zaman ki gibi aramız iyi hatta ben, James ve annem yemekler yaptık." Dedim heyecanlı sesimle.
" Öyle mi demek yemek yaptınız öğren ama evlendiğimizde beraber çok sık yaparız." Dediğinde güldüm.
" Yaaa Adrian utanıyorum ama hem de evlenmemiz için daha çok var ben daha üniversite okuyacağım."
" Okursun bebeğim bu benim için sorun teşkil etmiyor ki."
" Olsun hem ben artık aşiret kızıyım öyle hop diye seninle evlenemem."
" Öyle mi Alina hanım, size aşiretinize uygun bir düğün yaparım kırk gün kırk gece."
" Ha ha ha çok komiksin Adri, neyse aşkım işlerini bitiriyorsun ve hazırlanıp bize geliyorsun." dediğimde görmesem bile telefonun ucundan kaşlarını çattığına eminim.
" Neden Ayaz iyi değil mi bir sorun yok." dedi gerilmiş sesi ile.
" Hayır hayır James iyi bir sorun yok Ateş abimle- yani Ateşle beraber abimler seni öğrendi ve merak ediyorlar yemeğe bekliyorlar gelebilirsin değil mi ? ". dememle telefonun ucundan bir süre ses gelmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fransız Güzeli
Teen FictionFransız bir baba ve Rus bir anneyle hayatını geçiren Alina Lara biranda kendini türk bir ailenin gerçek kızı olarak bulur...