Sonsuzluk Süresi

694 85 10
                                    

Bu fic bir gün tutacak, ben güveniyorum.

Karşımda bana şaşkınlıktan çok uzak bir ifadeyle bakan babam, bütün ihtimalleri süpürmüş, onları birer gerçeğe çevirmişti. Belki yalan dese inanırdım.

''Kim ne dedi?''

''Kim ne dediyse dedi!'' dedim bağırarak ''Gerçek olan buysa kimin ne dediğinin ne önemi var?!'' 

''Bana bağırma genç adam!'' diyerek kükredi resmen. Bir adım geri attım panikle. ''Bazı şeyleri bilmemen gerekir. Benim sana anlatmadığım şeyleri başkalarından dinleme. Öğretmediğim her şey iyiliğin için.''

Feromonları artarken nefeslerimin değişimini hissediyordum.

Boğuluyordum. Sinirleniyor ve feromon salgılıyordu.

Öyle ki aniden kapının açılması ve Jeongguk'un beni kolumdan tutup dışarıya çekmesi, kapıyı kapatması ve içeriden omega babamın sorular soran sesi bilincime sonradan doldu.

''Hassiktir,'' dedi Namjoon fısıltıyla. Tam olarak buydu. Hassiktirdi.

(:)

''Kafayı yiyeceğim ya, ben haberi yokken gidip biriyle sevişsem ne bok yiyecekti acaba?''

''İyi ki sevişmemişsiniz.'' 

Benim lafımın üstüne kısık sesle mırıldanan Jeongguk'a döndüm. Dudaklarını birbirine bastırmış, yüksek sesle dediğini anca farkına varmıştı sanırım. Bakışlarını gözlerimden kaçırıp yere baktı.

Kurdum sevinçten kudururken ona teslim olmamaya çalışıyordum. Hem tahta çıkma şansım olduğu için hem de teknik olarak bunun için Jeongguk'la tek bir gece geçirmemin yeterli olması yüzündendi.

Jeongguk'u izlememi bölerek ayakta dikilmiş, beni izleyen arkadaşlarıma döndüm. ''O belgeyi bulmam gerek,'' dedim kısık sesle ''Doğru olduğundan emin olmam gerek.''

''Doğru olup olmadığı ne kadar umurumuzda yahu? Kutsal bakire olarak mı öleceksin? Yat biriyle, zaten sonrası kendiliğinden geli-'' Jimin'in konuşmasını kesen, Seokjin'in dirseğini, koluna geçirmesiydi. Acıyla bağırıp elini koluna sardı Jimin.

''Çok kolay sanki,'' dedi Seokjin sinirle ona bakıp. Jimin dudaklarını büzdü. Kaşlarını çatıp omegadan uzaklaşmak için diğer yanındaki Yoongi'ye yaklaştığının farkında değildi.

Oflayarak konuştum Jimin'e yönelik, ''İlk sen bakireliğini boz sonra ben bozarım. Boz, boz ben arkandayım.''

Alaylı konuşmama sinirlenip bir 'Hey!' nidası koparsa da onu umursamamayı seçtim.

''Belgelerle ilgilenen bir görevli var sarayda, isterseniz onunla konuşabilirsiniz.'' diyerek konuşan Jeongguk'la, bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Kafamı aşağı yukarı salladım. Bu konu hakkında ne düşündüğünü merak ediyordum.

Onun, benim hakkımda ne düşündüğünü merak ediyordum. Bu merak, kalbimi heyecanlandırıyordu.

Gözlerinde tonlarca ışığı taşıması dikkatimi çekti, ona çok yakışıyordu. Sevimli yüzünü öperek sevmek istiyordum. Öyle dikkat çekiciydi ki daha önce hiçbir kurtla yattı mı merak ediyordum. Muhtemelen benden önce onu gören, bilen kişiler vardı. Ben geç kalmıştım.

Kafamın içinde dönen isim ve suret sadece onundu. Bundan rahatsız olmuyordum. Aksine heyecanlanıyor ve belgeyi bulursam onunla yatma ihtimalimin olması nefeslerimi kesiyordu.

''Aloo! Biz de buradayız! Ruh eşisiniz diye aklınızdan mı konuşuyorsunuz?'' Jimin'in sesiyle Jeongguk'a daldığımı fark ederek irkildim.

Hoseok konuştu ben daha alfadan sıyrılamazken, ''Oha. Olabilir mi?''

My Alpha Knight Tae-KookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin