Four

35 13 41
                                    

Sonunda upuzun bir dersin ardından teneffüse girdiğimizi belli eden zil çaldığı zaman derin bir nefes vermiştim. Matematiği seviyorum ama bazen gerçekten can sıkıyor. Kafamı Yuqi'nin omzuna yasladım.

"Hocaya bir defa daha anlamadım deseydim beni keserdi, ama ben konuyu anlamadım ya."

"Neden ki Yuqi, o kadar zor değildi bence."

"Kızım sen bende bir zeka belirtisi görebiliyor musun? Anlamıyorum ya of."

"Bu akşam bize gel o zaman, çalışalım birlikte. Ne dersin?"

Biraz düşündükten sonra beni onayladı. Kantine gitmeyi teklif ettiği zaman reddedemedim. Yemeği bir önceki teneffüs yedik ama ben hala açım. Doymuyorum kardeşim ya ben...

Kantinden kendime bisküvi tarzı bir yiyecek aldım. Yuqi ise kendine çay almıştı. Birlikte bir masaya oturduk. Ben arada Yuqi'yi dinliyor, arada Yuqi'nin arkasındaki masada Yeonjun ve Soobin ile birlikte oturan Beomgyu'yu izliyordum. Arada gülüyor, arada düzgünce arkadaşlarını dinliyordu. Ben Soobin ile göz göze gelene kadar o masayı dinledim. Soobin bana baktığı zaman hızlıca gözlerimi Yuqi'ye çevirip onu dinliyormuş gibi yaptım.

"Tahmin edeyim, ben bütün her şeyi anlatırken dinlemedin ve yüksek ihtimal arkamızdaki masada oturan Beomgyu'yu izledin." dedi kısık sesle.

"Evet, biraz öyle oldu."

"İşte ya, biliyorum ben malımı."

Biz biraz konuşurken Chaeryeong geldi yanımıza. 

"Yuqi, Bay Bang seni çağırıyor. Bir iki not mu ne verecekmiş. Sana da afiyet olsun Sakura."

"Teşekkürler Chaer. İstersen al bir iki tane."

"Yok sağ ol. Şu sıralar kiloma dikkat etmeye çalışıyorum."

"Zaten zayıfsın daha ne kiloya dikkat etmesi?" diyen Yuqi idi.

"Şey ya, siz boş verin. Neyse Yuqi sen Bay Bang'in yanına git çabuk. Benimde bir iki işim vardı."

Yuqi Chaeryeong'un arkasından yanımdan ayrıldı. Lee Chaeryeong böyle bir kızdı işte. Güzeldi ama kendisi bunu kabullenmemek için ayrı bir uğraş gösterirdi sanki. 

💮

Okul sonrası Yuqi bizim eve geldi. anlamadığı konuyu ona özenle anlattığımda sonunda anlamıştı. Aslında aptal değil. Sadece bazı konuların daha fazla üstüne gitmezse anlamıyordu.

Yuqi işi bittiği zaman eve gitmişti. O eve gittikten sonra biraz yürüyüş yapmak amacıyla bizim evin yakınlarındaki parka gittim. Biraz yürüyüş yaptıktan sonra Soobin'i gördüm. 

"Selam Sakura ne yapıyorsun?"

Dans ediyorum ya, görmüyor musun...

"İyi, biraz yürüyüş yapmaya gelmiştim de öyle."

"İyi iyi. Azıcık laflayalım mı?"

"Tabi olur."

Soobin ile hem yürüyor hem de konuşuyorduk. Çocukluk arkadaşımdı aslında Soobin. İlkokul ikinci sınıfta Busan'a taşındığım zaman benimle arkadaş olmuştu. Yuqi ile olduğum kadar içli dışlı değildim fakat Yuqi'den sonra en güvendiğim kişi oydu.

"Sakura sana bir şey sormak istiyordum."

"Tabi sor."

"Bu gün yemekten sonraki kantinde iken, hani Yuqi ile birlikte gelmiştiniz ya..."

Has...

Sorma işte o soruyu be adam...

"Evet?"

D.U.M.BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin