Pretty When You Cry

smell of tangerine.

Hansol:

Güzelim.

Mandalinam:

Hansolie,

seni çok özledim.

Hansol:

Ben de seni çok özledim miniğim.

Seni kollarımda huzurla uyurken izlemeyi özledim şimdiden.

Mandalinam:

Hiç bu kadar huzurlu uyumamıştım.

Hansol:

Sen göğsümde saatlerce ağladıktan sonra ben hiç huzur bulamadım oysa.|

Sen göğsümde saatlerce ağladıktan|

Sen|

Mandalinam:

Ne yazıyorsun?

Hansol:

Keşke her gün seni böyle huzurla uyutabilsem.

Mandalinam:

Saçlarımı öyle güzel okşuyordun ki,

tutamlarım parmaklarının arasına her iliştiğinde

acılarımı benden tek tek koparıp alıyormuşsun gibi hissettim.

Hansol:

Mandalina kokuyordu saçların,

doyamadım koklamaya.

Mandalinam:

Tekrar gelmek istiyorum yanına.

Hansol:

Tekrar gel o zaman.

Mandalinam:

Ama olmaz ki.

Hansol:

Neden bebeğim?

Baban bir şey mi yaptı sana yoksa?

Sabah eve döndüğünde evde miydi?

Mandalinam:

Hayır değildi.

Sadece,

çok sarhoştu döndüğünde.

Hiçbir şey demedi bana

ve de yapmadı.

Bir sürü şişe kırdı,

her zamanki gibi.

Salonun dört bir yanı hâlâ camlarla kaplı.

Hansol: