Serin yaz havasının güzel kokusunu içime çekerken oturduğum salıncakta sıcak çayımı yudumluyordum. İzdivaç konusunun üzerinden 1 hafta geçmişti. Bugün Jeon krallığının kralı ve ailesi anlaşma için saraya geliyordu. Bu yüzden dünden beri sarayda hazırlıklar dönüyordu.
Hizmetçiler bir o tarafa, bir bu tarafa koşuştururken onların arasından sıyrılarak bana doğru koşan Jimin'i gördüm. Elimdeki bardağı ahşap kütüğün üzerine bırakıp onu bekledim. Gülümseyen suratıyla yanıma oturdu.
"Senin için çok güzel bir kıyafet seçtim. Bu akşam çok güzel görüneceksin. Delta sana bayılacak."
Delta lafını duymamla içimi bir heyecan sarmıştı. Bu bir haftada ona karşı düşüncelerim çok fazla değişmişti. Kurdum adeta onu eşi olarak benimsemişti bile.
Oturduğum salıncaktan kalkarak Jimin'le beraber saraya doğru irerledim.
Saat 17'yi geçiyordu. Bir kaç saate burda olurdu misafirlerimiz. Odama geçip büyük yatağımın köşesine oturdum. Jimin elindeki göz kamaştıran elbiseyle yanıma geldiğinde gözlerim parlıyordu adeta.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Erkek omegaların da göğsünün olduğu bir dünya.)
Jimin elbiseyi yatağa bırakırken elimi zarif kumaşına dokundurdum. Göğüs kısmındaki zarif taşlar ve ipeksi tülleri tam benim zevkime göreydi. Jimin beni çok iyi tanıyordu.
Vakit kaybetmeden üzerimi çıkarmış ve Jimin'in de yardımıyla elbiseyi giyinmiştim. Makyaj yapmak için gelen hizmetçilerle aynalı masamın önüne oturdum. Saçıma ve elbiseme uygun hafif makyaj da yapıldığında tamamen hazırdım.
Gözlerimin rengiyle uyumlu olan göz makyajım ve elbisem işi daha da güzelleştirmişti.
"Geldiler, Taehyung. Heyecandan bayılma ama Delta'n çok yakışıklı. Kraliçe seni beklediğini söyledi, hadi gidelim hemen."
Heyecanlanma demişti ama heyecandan ölecektim. Elimi kalbimin üzerine koyduğumda hızlı attığını farkettim. Derin nefesler alarak kendimi dizginlemeye çalıştım. Jimin de koluma girerken vakit kaybetmeden odadan çıktık.
İhtişamlı merdivenlerden inerken aklımda sürekli o vardı. Yüzünü o kadar çok merak ediyordum ki, kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Salonun büyük kapısı ardına kadar açıldığında gerginlikle içeriye adımladım. Büyük masanın etrafına toplanmış kral, kraliçe, ablam, annemle aynı yaşta görünen kadın ve muhtemelen onun eşi olan kral vardı. Gözlerimi etrafta biraz daha gezdirdim gerginlikle. O nerdeydi peki? Annemlere doğru yaklaşırken ablamın gülümsemesini ve annemin dolu bakışlarını gördüm. Onların karşısında oturan kadının da gülümsediğini gördüm. Sanırım bu kraliçe oluyordu. Yaklaşıp önlerinde eğilerek selam verdim kral ve kraliçeye. Daha sonra annemin yanına irerledim. Ablam da yanıma yaklaşarak kulağıma doğru edildiğinde heyecanımı bir kenara bırakıp onu dinlemeye çalıştım.
