Karşımdaydı. Üç yıldır bir kez bile canlı görmediğim kişiyle şu an birbirimize bakıyorduk. Asansör yukarı katlara çıkmaya devam ederken, sadece birbirimize bakıyorduk. Şaşkınlık, üzüntü, kırgınlık... O kadar çok duyguyu bir arada yaşıyordum ki, konuşmak isteyeceğim tüm sözcükler boğazıma dizilmişti, bir türlü çıkaramamıştım. Kalbim bir yandan sıkışmış, bir yandan da sahibini tekrar gördüğü için hızla atmıştı. Gözlerimi kapadım. Nefeslerimi düzenlemeye başlayabildiğim zaman, tek bir soru döküldü dudaklarımdan. "Neden buradasın?" Bağırıp, çağırabilecek o kadar şeyim vardı, kırıp dökebilirdim her şeyi. Ancak yapmadım. Yapamadım. Onun kırıp dökebildiği gibi kıramadım, dökemedim. Fakat yine de gözlerinde kırgınlık vardı.
"Lalisa..."
"Neden buradasın, dedim." Hâlâ inanılmaz derecede sakindim. Sesim fısıltıdan farksız çıkıyordu. Korkuyordum çünkü. Bana yaşattığı her şeye rağmen, onu incitmek bile beni korkutuyordu. "Yapamadım." Bu muydu? Tüm üç yıl boyunca unutmaya çalıştığım adam, bir gün aniden çıkagelmişti ve tek açıklaması 'yapamadım,' mıydı?
Asansör kapısı aniden açılmıştı. Karşıya bakıp, tekrar ona döndüm. "Masallarınızı başkalarına anlatın, Bay Jeon." Ardıma bile bakmadan toplantı salonuna yürüdüm. Toplantı salonunun kapısını kırarcasına açtım. İçeride olan tek kişi, Miyeon bana bakmıştı. Kötü görünüyor olmalıyım ki, tek adımda dibimde bitti. "Lisa?" Kolumdan çekerek beni toplantı salonunda ki ofis sandalyelerinden birine oturttu. Elime bir su vererek sakinleşmem adına yardım etmek istedi. Bir iki yudum su içtikten sonra, arkama yaslandım. "N'oldu?" Dolan gözlerimi tavana diktim. "Dönmüş." Sesimi kontrol altında tutma çabam, başarısızlıkla sonuçlanmıştı. "Kim, ne? Baştan anlat şunu." Gözlerimi kapatıp açtım. "Jungkook dönmüş işte." Elleriyle ağzını kapattı. "Nasıl?" Kafamı salladım. "Bilmiyorum, bilmiyorum! Neden döndü, nasıl döndü, hiçbir şey bilmiyorum!" Jungkook'a olan öfkem dolup taşmıştı. "Asansöre bindim. Yanına geliyordum. Bir anda o bindi. Neye uğradığımı şaşırdım."
"Nasıl hissettin peki?" Gözlerimi kaçırdım.
"Onu ilk gördüğüm gün gibi." Hiç düşünmeden bir anda ağzımdan çıkmıştı. "Yani... Yabancı gibi hissettim." Hayır, onu ilk gördüğüm gün de, bugün de kendime çok yakın ve tanıdık hissettim. Ama bunu kendime bile güçlükle ifade edebilmişken, şimdi bir başkasına onu hâlâ sevdiğimi söyleyemezdim.
"Lalisa, onu hâlâ seviyor musun?" Canevimden vurulmuştum. Kalbim deminkinden daha da hızla çarpıyordu. Herkesten gizlemeye çalıştığım bir aşktı bu. Beni terk eden eski kocama karşı hâlâ bir şeyler hissetmem, çok ezikceydi. Ama elimde değildi işte. Kalp bu. Sahibini seçemez.
"Ben cevabımı aldım." Miyeon yüzünde güven verici bir gülümsemeyle bana baktı. Anlamıştı. Her ne kadar gizlesem de, Jungkook'a olan aşkımı anlamamak için aptal olmak gerekirdi.
Miyeon sandalyeleri düzeltirken bana döndü. "Lalisa, aklıma bir şey takıldı." Başımı hafif eğerek soracağı soruyu bekledim. "Jungkook... Neden burada?" Bende aynısını bizzat Jungkook'a sormuştum. Ancak doğru düzgün bir cevap vermeye bile tenezzül etmediği gibi, benimle kafa bulduğunu düşünmeye başlamıştım.
Ben de sandalyeden kalkarak, sandalyeyi yerine ittirdim. "Bilmiyorum. Kendisine bizzat neden burada olduğunu sordum, yapamadım dedi. Saçmaladı kısacası." Miyeon masaya yeni bir su şişesi koyarken duraksadı. "Ya Bay Brown'un adamlarındansa? Sunum için buraya gelebilir." Sevgili kader, yalvarıyorum bu sefer cilve yapma, ya da ağlarını oraya buraya atma. Yeterince derdim varken, seninle uğraşamayacağım. "Umarım öyle bir şey yoktur." Miyeon da beni onayladı. "Umarım." Bu konu canımı fazlasıyla sıktığı için, değiştirmeye karar verdim. "Eee... Sunumlar hazır mı?" Miyeon onayladı. "Fazlasıyla hazır." Keyfim azıcıkta olsa yerine gelmişti. "Harikasın ama... Senden başka bir ricam daha olacak." Miyeon gülerek bana baktı. "Hemen normale döndün bakıyorum." Kafamı salladım. Bu yüzden işkolik olmuştum. İş kafamı dağıtan yegane şeydi. "Her neyse, sanırım Hyeji'yi çağırmamı isteyecektin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lost on you, lisgguk
Fanfiction"Hadi kadeh kaldıralım. Senin üzerinden kaybettiğim her şeye..." /Jeon Jungkook & Lalisa Manobal /11 Şubat 2024'te yazılmaya başlanmıştır. /+18 içerik yoktur.