6📒

281 55 133
                                    

Medyadaki şarkıya kafayı çok fena taktım sizde dinleyin lütfen(şiddetle öneriyorum).

Daylight- David Kushner

-----------------------------------------

Gyeong-hui odadan çıktı. Ben ise hala olayın etkisindeydim. Gözlerim odada dolaştı. Hye su geçen sefer ki çadıra girmişti. Az önceki tokat sesi bana bir anımı hatırlatmıştı.

Anı:

"Anne nereye gidiyorsun?!"

"Bırak paltomu felix giderken bile rahat vermiyorsun!"

Yüzümde bir acı hissettim. Annem neden bizi bırakıp gidiyordu ki? Yanında ki adam kim? Geri dönecek mi? Babam neden annemin gidişine engel olmuyordu?

"Felix bırak o sürtüğü onun gibi birine ihtiyacımız yok."

Babam beni kucaklayıp sımsıkı sarıldı.

"Baba annem nereye gidiyor?"

"Bilmiyorum ama buraya bir daha dönmeyeceği kesin minik oğlum. Sen merak etme sana o kadının yapamadıklarını yapıcağım sana hem anne hem baba olacağım. Asla seni sevgiden mahrum bırakmayacağım."

Anı sona erdi.

İstemsizce gözümden bir yaş düştü. Fakat hızlıca onu silip hye su'nun yanına eğildim.

"Hye su iyimisin?"

Çadırı yavaşça araladım. Arkasını dönmüş kollarına bakıyordu. Hafiften morluklar vardı. Beni fark edince hemen geri indirdi.

"Aaa galaxy geldiğini duymamışım hoş geldin~!"

Çadırdan emekleyerek çıktı. Ağlamıştı yanağında ufak bir kızarıklık vardı.

"Derse mi başlayacağız?"

"E-evet hye su sen masaya geç ben gerekenleri çıkarayım."

"Tamam~"

Yerden kalkıp masaya oturdu. Yandaki sandalyeyi çekip bende karşısına oturdum. Çantamdan gerekli şeyleri çıkardım ve ona dersi anlatmaya başladım.

(...)

"Yoruldun mu?"

"Evet ara verebilirmiyiz?"

"Tabiki hye su sana birşey sorucam."

"Sor galaxy."

"Sen neden mor rengi bu kadar çok seviyorsun?"

"İnsan neden vücudundaki rengi sevmesin ki?"

Bunu demesiyle içinde birşeyler koptu. Küçük bir kız çocuğu bunu nasıl der? Derince yutkundum. Cevap verecekken içeri gyeong-hui girdi.

"Eee ders nasıl gidiyor felix? Hye su iyi dinliyor mu?"

Kafamı hye su'ya çevirdim. Başını öne eğmiş minik parmakları ile oynuyordu.

"Ah şey evet gayet iyi dinliyor. Hatta dersimiz bitmişti."

"Öyle mi? Eşim hyunjin aşağıda sizinle konuşması gereken bir konu varmış."

"Tamam o zaman ben iniyorum."

"Peki."

Eşyalarımı toplamaya başladım. Hye su hafiften titriyordu. Sanırım şu olayı hyunjin'e anlatmalıyım. Yerimden kalkıp aşağı gittim. Hyunjin koltukta oturuyordu. Beni görünce yerinden kalktı ve yanıma geldi.

English Teacher | HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin