Getir -minsung

4. sen kimsin be varoş!

Oyi okumalar oy yorum pls. anlatım bozuklukları için sorry

----

"Jisung, bu şart mıydı?" Arı kostümlü çocuk konuşmuştu.

"Ne ya! Sen de can atıyordun dün gelmek için!" Jisung ona sesini yükseltmişti. Koca alışveriş merkezinin ortasında dört dangalak olarak sopa gibi duruyorlardı.

Changbin arı pijaması giymişti ve götünde iğnesi vardı. Seungmin renkli boynuzu olan bir unicorn pijaması giyerken Felix hafif şişko bir civciv pijamasının içindeydi. Jisung'un üstünde ise şapkalı köpek balığı pijaması vardı. Şapkasını çektiğinde tamamen köpek balığına dönüşüyordu.

"Siktir ya. İşe geç kalacağım."

"Bugün asıyoruz!"

"Sen izinlisin zaten." Hepsi donuk bir şekilde oldukları yerde dururken Jisung sürekli hopluyordu.

"Takip edin beni." Birbirlerinin ellerini zorla tutturup ortaya geçmişti. Bi sağ elini bi sol elini geriye atarak yürümeye başlamıştı. Asker yürüyüşüne de benziyordu. Diğerlerinin de aynı şekilde yürümesini sağlamıştı.

"Tüm merkezi böyle dolaşalım."

"İnsanlar hayvanlar için protesto falan yaptığımızı sanacaklar." Felix kafasından kayan burnunu düzeltmişti.

"Direkt özürlü de sanabilirler."

"Hadi ama az eğlenin ya! Ya yarın ölürsem? O zaman beni bugün mutlu edemediğiniz için ağlar durursunuz." Jisung elini çekip trip pozisyonu almıştı. Changbin ve Felix Jisung'un elini yeniden tuttuğunda mutlu bir şekilde zıplamaya devam etti. Seungmin bu durumda peşlerinden sürüklenen gariban olmuştu.

"Ay kafayı yiyeceğim." Seungmin kendi kendine sabır çekerken takım elbiseli bir adam hızla ona çarpmıştı. Hatta öyle hızlı çarpmıştı ki Seungmin yere düşmüş, Felix'i de çekerek herkesin domino taşı gibi devrilmesini sağlamıştı. Üstüne ona çarpan adam da yapışmıştı yere.

"Biraz dikkat edebilir misiniz? Hatta bayağı dikkat etseniz daha uygun olur." Anlık bir sinirle çıkışmıştı yerdeki adama. Fakat adam ona bakmamıştı bile. Su sızdıran çantasına bakıyordu.

"Ya kırıldıysa...?" Kendi kendine konuşuyordu çantasını yavaş yavaş yoklarken.

Jisung, yerinden kalkmış ve Seungmin'in önüne geçmişti.

"Bakar mısınız?" Adam bakmadığında yanına adımlamış ve omzuna dokunmuştu. O sırada adam seslice bağırdığında Jisung korkarak iki adım geriye atmıştı.

"Azıcık daha dikkatli gezin burada! Halka açık bir yerde nasıl böyle gezebilirsiniz?!" Açtığı çantanın içinden cam parçaları topluyordu.

"Bunun vebalini nasıl ödeyeceksiniz?"

"Doğruyu söylemek gerekirse siz bize çarptınız. Bizlik bir durum yok." Siyah saçlı adam sinirle ayağa kalktığında Jisung'a tokat atmıştı. Jisung hayretler içerisinde dönmüştü adama.

"Orospu çocuğu seni!" adama saldırmaya çalıştığında adam telefonunu çıkarıp polisi aramıştı. Arkadaşları tarafından tutulan Jisung hala sakinleşemezken adam ona dik dik bakıyordu.

Ortamdaki herkes başlarına toplandığında Jisung deli gibi bağırıp ayaklarını savuruyordu. O an aklında o adamın yüzünü dağıttığı hayaller dolanıyordu.

-----

"Şundan şikayetçiyim. Geri de çekmeyeceğim çok konuşmayın." Topluca karakola getirilmişlerdi. Adam belirli bi masaya oturtulana kadar konuşmuştu. Polisler amirlerini çağırdığında tilki gözlü bir çocuk gelmiş ve masasına oturmuştu.