22

576 52 69
                                    

Evinin lavabosunda, mermerin üzerine koyduğu testi büyük bir gerginlikle ve heyecanla bekleyen beden volta atıyordu. Bir kaç haftadır olan mide bulantıları ve halsizliğinden dolayı, kız kardeşinin ısrarları üzerine hamilelik testi yapmıştı Minho. Şimdi ise sonuçlanmasını bekliyordu.

Bileğindeki saate baktı, eşi kızlarıyla birlikte birazdan gelirdi. Minho sürenin dolmasıyla derin bir nefes alıp vererek uzun çubuğu eline aldı merakla. Gördüğü tek çizgiyle suratı asılırken sıkıntılı bir nefes verdi dışarı. En başında denememeliydi. Kapının çalınmasıyla kızını ve eşini bekletmemek için hızla tuvaletten çıktı.

Bir şey belli etmemek için gülümsemeye çalışarak açtığı kapıyla birlikte anında bacaklarına sarıldı kızı. Minho bununla birlikte moralinin az da olsa düzeldiğini hissederken kızını kucağına aldı. Yongbok bugün neler yaptığını anlatmaya başlarken, Minho onun çantasını çıkartmıştı.

Çantasının çıkarılmasıyla odasına koşan Yongbok, bugün kreşte yaptıkları etkinliği hemen diğerlerinin yanına koymuştu. Seungmin karısındaki tuhaflığı sezdiğinde, alnına bir öpücük kondurdu. Minho bunu bekliyormuş gibi kollarını onun beline sarıp, başını yan bir şekilde yapılı göğüse yasladı.

"Sorun ne güzelliğim?" Minho dolan gözlerini kapatıp biraz daha sokuldu eşine. Seungmin peki diyerek eşinin saçlarını okşamaya, sırtını sıvazlamaya başlamıştı.

"Ben yemeği hazırlayayım." Minho kollarını ondan çekip çaktırmadan dolu gözlerini sildi. Seungmin onun kötü olduğunu anlamıştı, yanağını öperek omzunu sıvazladı.

"Ben hazırlarım, hadi sen otur." Minho itiraz edecek iken, Seungmin buna izin vermedi. "Hadi hayatım otur. Gece konuşuruz olur mu? Biraz kafanı dinlendir sen." Minho onun bu anlayışlı haline karşı halsizce gülümseyerek, başını olumlu anlamda sallayıp salona geçti. Seungmin eşini mutlu etmek için ne yapabileceğini düşünerek lavaboya gitmişti.

Minho oturduğu kanepede aklına gelen şeyle dikleşti telaşla. Testi çöpe atmayı unutmuştu. Koşar adımlarla eşinin yanına, lavaboya gitti. Aralık kapıdan girdiğinde, elindeki çubuğa odaklanmış eşini görmesiyle lanetler okudu içinden.

"Bırak onu Seungmin, çöp o." Eşinin elinden testi alacak iken fark ettiği çift çizgiyle dona kalmıştı. Seungmin dolu gözlerini eşine çıkarttı.

"Minho sen..." Seungmin'in ufak tebessümü geniş bir gülümsemeye dönerken elini dudaklarının üzerine kapatmıştı. Tekrar baktı teste, eşi hamileydi!

Minho'da sonunda idrak edebildiği haberle göz yaşları içerisinde gülümsemişti. Seungmin içindeki tarif edilemez mutlulukla kollarını eşinin beline sarmıştı. Minho'da kollarını onun boynuna dolayarak hıçkırdı sevinçle. Yanlarından gelen sesle ayrılmışlardı.

"Siz bensiz birbirinize sevgi mi veriyorsunuz?" Yongbok anne ve babasının ondan habersiz sarılmalarına karşı kaşlarını çatarak, ellerini belinin iki yanına yerleştirmişti.

"Bende istiyorum!" Seungmin göz yaşlarını silip kıkırdayarak, kendilerine koşan prensesini kucağına aldı. Kızının yanaklarına sulu sulu öpücükler verdikten sonra Minho'ya baktı. Hâlâ inanmazcasına teste bakıyordu.

"Senin bir kardeşin olucak prensesim." Yongbok küçük ellerini yanaklarının iki yanına yerleştirdi büyük şaşkınlıkla. Daha sonra kaşlarını çatarak kollarını göğsünde birleştirdi.

"Ben kardeş istemiyorum!" Seungmin kucağından zorla inerek odasına koşan kızının arkasından şaşkınca baktı. Kızının arkasından giderken, Minho'da onu takip etti.

Odasına girmek üzere olan kızını arkasından yakalayarak kucağına aldı Seungmin. Yongbok ayaklarının yerden kesilmesiyle ufak bir çığlık attı. Babasına bırakmasını söylerken, Seungmin konuşacaklarını söyleyerek salona gitmişti. Koltuğa oturtulan Yongbok, iki yanına oturan anne babasına baktı.

Aile ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin