25

579 60 135
                                    

"Hadi artık Seungmin!" Minho sıcak yatağın içine girmiş uyumak için, işten geç gelip kendini direkt banyoya atan eşini bekliyordu. Minho, Seungmin'in banyoda uyuya kaldığını düşündü. Seungmin fazlasıyla yorulmuştu.

"Geldim." Seungmin uykulu ses tonuyla gözlerini ovalarken esnemiş, giysi dolabının önüne geçmişti. Beline sardığı havlusuyla ıslak saçlarını geriye taramış, kendisine kıyafet çıkarmıştı. Havlusunu yatağın üzerine bırakıp giyinmeye başlarken, Minho'da ellerine krem sürüyordu.

"O kadar yoruldum ki." Seungmin kapandı kapanacak gözleriyle konuşmuş, giydiği pijamalarıyla yatağa yaklaşmıştı. Yatağın üzerindeki havluyu sandalyesinin üzerine bırakmıştı.

Uyumuş olan kızlarının uyanmaması için saç kurutma makinesi yerine, orta boylardaki havluyla ıslak saçlarını güzelce kurulamaya başladı. Minho kremin kapağını kapattıktan sonra yataktan kalkıp eşinin yanına gitti.

"Yarın izin al, güzelce dinlen." Minho onun elindeki havluyu alıp kendisini kurulamaya başladı. Seungmin yavru köpekler gibi havlunun hareketleriyle birlikte başını iki yana sallıyordu.

Eşinin beline sarılıp başını omzuna koydu. Gözlerini kapatıp başını yan bir şekilde, Minho'nun omzuna yasladı. Minho kıkırdayarak kendini geriye çekmeye çalıştı.

"Uyuya kalırsan taşıyamam seni. Yatağa gidelim." Seungmin mırıldanarak onu onaylamıştı. Yatağa olabildiğince hızlı adımlarla gidip yüz üstü bıraktı, artık yorgunluktan taşıyamadığı bedenini. Minho başını iki yana salladı onaylamaz bakışlarla.

Seungmin çoktan uyumaya başlamış iken, üzerine örtü örttü. Kendiside yatağın içine girip eşinin yanağına ufak bir öpücük bıraktıktan sonra uyumak için gözlerini kapattı.

Odada ki gece lambası eşliğinde yaklaşık üç saattir uyuyan çiftin, uykusunu bölen şey çalan telefonun sesi olmuştu. Seungmin bebeğini hissetmek adına bir eli eşinin hamile karnına sarılıyken, uyumaya devam etti. Minho birkaç çalıştan sonra yüzünü buruşturup, gözlerini ovalayarak dikleşti yatakta.

Uyku sersemliğiyle ilk başta tam okuyamadı, sonradan okuduğu yazıyla bu kişinin Jisung olduğunu anlamıştı. Neden aradığını anlamaz iken, eşine döndü bakışları. Ne olur, ne olmaz diye yataktan kalkıp odadan çıkarken telefonu açtı.

Telefonu açtığı gibi gelen titrek sesle kaşlarını çattı. "Jisung, sen iyi misin?" Minho kısık sesle konuşarak mutfağa adımladı. Telefonun arkasından gelen burun çekme sesinin ardından cevap gecikmemişti.

"Minho, Hyunjin..." Minho su doldururken duraksadı.

"Ne oldu Hyunjin'e? Jisung lütfen sakin olup tam söyler misin birtanem?" Sürahiyi tezgahın üzerine bırakıp, muhtemelen ağlayan Jisung'u sakinleştimek için naif ses tonuyla konuştu.

"H-hyunjin kalp krizi geçirdi, yoğun bakımda." Minho'nun duydukları duyduklarıyla aralanırken, kendine gelmeye çalışarak koşar adımlarla yatak odasına gitmeye başladı.

"Tamam sen sakinleşmeye çalış, biz şimdi yanına geliyoruz birtanem. Bana konum atabilir misin?" Jisung'un onaylayan mırıltılarıyla, onun yanında olduğunu söyledikten sonra telefonu kapatmıştı Minho.

Geldiği yatak odasında eşine seslendi. Eşinin omzunu çekiştirdi. "Seungmin, Seungmin kalk!" Hyunjin umrunda değildi, ağlayan Jisung'un yanına gitmek istiyordu bir an önce.

"Ne oluyor ya?" Seungmin tam açmadığı gözleriyle kaşlarını çatıp başını, arkasında ki eşine çevirdi.

"Hyunjin kalp krizi geçirmiş, hastanedeymiş." Seungmin onun dedikleriyle anında endişeyle dikleşmişti yatakta.

Aile ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin